The Overdrive

chapter eight: kiss cam

medya; the eulogy of you and me - huddy

yıllardır yazmak istediğim sahneyi sonunda bu ficte yazdım YEAASS✊🏻

umarım beğenirsinizz
iyi okumalar🩵

The Overdrive

Jungkook

Nefret ettiğiniz kişiyle öpüşmenin kötü yanı bu olayı normalden de çok düşünmek olmalıydı.

İnsanlarla öpüşürdüm, benim için büyük anlamı olan bir şey değildi; fakat Taehyung'la öpüşmek kesinlikle normal değildi.

Hem de 2 kere.

Beni neden öptüğünü bilmiyordum. Hala liseli bir ergen gibi ıslak rüyalar gördüğünü anlayabilmiştim fakat bu kadar ileri gitmesi benim bile tahmin edemeyeceğim bir şeydi.

Pekala, evet, karşılık vermiştim.

Hem de 2 kere.

Fakat beni yargılayamazdınız. Eğer biri sizi ateşli bir şekilde öpüyorsa ona karşılık vermemek zordu.

"Aniden hokey maçına gitmeyi neden istedin?" Austin uykulu bir şekilde benimle konuştuğunda güneş gözlüğümü çıkarıp beyaz atletime astım.

"Biraz üst lig maçları görmenin zararı olmaz."

"Doğru; ama neyin zararı olur biliyor musun? Bir pazar gecesi sevgilinle yatakta işi pişirmek yerine en yakın arkadaşınla her gün gördüğün hokeyin maçına gitmenin."

Kıkırdadım ve ellerimi gri hırkamın ceplerine koyarken güvenlikten geçtim.

"Hokeyden nefret ediyor gibi konuştun."

"Nefret etmiyorum, sadece biraz daha haşır neşir olursam gelecekte evleneceğim şey bir hokey sopası olacak."

Elimi omzuna atarken ona sırıttım. "Hokey sopası ve Cath arasında bir fark göremiyorum."

Austin dirseğiyle karnıma vurarak göz devirdi.

Ardından sahanın girişine geldik ve büyük bir kalabalıkla karşılaştık. Pekala, dün Glenn'in Instagramını bulup ona nerede oturacaklarını sorduğum için şanslıydım. Sanırım hala bana üzülüyor olmalıydı ki birkaç nazlanma sonucu koltuk numaralarını söylemişti.

Gözüm tribünün C bölgesinde gezinirken aradığım arkadaş grubunu bulunca yüzümde sinsi bir gülüş oluştu.

Austin'e dönmeden "İşte, oraya oturacağız." dedim ve beton merdivenleri inerek tam da Minnesota takımındaki heriflerin oturduğu yerde durdum.

"Aman Tanrı'm! Bu bir kader olmalı!" diyerek oyuncu bir tavırla gözlerimi büyülttüğümde hepsinin bakışları bana dönmüştü. Eh, Taehyung'un da.

Anında kaşları çatıldı ve burada ne aradığımı anlamdırmaya çalıştı. "Bir stalker olduğunu düşüneceğim."

"Kırıcısın." diyerek dudak büzdüm ve hemen yanında ayırdığım yerime oturdum.

"Şaka mı yapıyorsun?" diyerek sinirle sordu.