The Overdrive

chapter fifteen: cat(c)h

medya; glory box - portishead

daha önceki bölümlerden fark etmişsinizdir ama yine de söyliyim dedimm!!! dirty talk bulunuyor!!! bolca!!! HABERİNİZ OLSUN YANİ TAMAM MI🤝🏻

The Overdrive

Taehyung

Jungkook'un odasından içeri girdiğimde nefes nefese kalmıştım.

Tırmanma işi düşündüğümden de zordu ve belki de artık bir şekilde normal insanlar gibi kapıdan girmeyi denemeliydik.

Nefeslenirken başımı kaldırıp Jungkook'un odasına baktım. Tipik, dağınık bir erkek odasıydı.

Gri duvarları, etrafa saçılmış kıyafetleri vardı. Masasının üstünde birkaç tane PS kolu bulunuyordu ve hemen yanında bir süredir burada olduğunu bas bas bağıran bir pizza kutusu vardı.

Hemen yanımda dikilen Jungkook'a "Amma da temiz bir odan varmış(!)" dedim. Bu sırada duvarına asılı imzalı hokey formasına bakıyordum.

Jungkook sırıttı ve "Senin için topladım bebeğim." dedi. Ona göz devirdim. Ardından bakışlarımı ona çevirdim. Yeni banyo yaptığı nemli saçlarından ve odayı dolduran şampuan kokusundan belliydi. Tüm oda Jungkook gibi kokuyordu ve bu, tuhaf bir şekilde onu daha da arzulamamı sağlıyordu.

Yüzümde bir gülümseme oluşurken arkamdaki masaya kalçamı dayadım. "Eğer benden öncekileri de bu odaya çağırdıysan neden hala bekar olduğunu anlayabiliyorum."

Jungkook kendini beğenmiş bir ifadeyle bana doğru yürümeye başladı. Aramızda çok bir fark yoktu ve birkaç adımda kapamıştı.

"Odama gelenlerin aklını öyle uçururum ki etrafı düşünemeyecek kıvamda olurlar." derken çenemi tuttu. "Adlarını bile hatırlayamazlar."

Kaşlarım alayla havaya kalkarken "Ya?" dedim. Jungkook'un bakışları dudaklarımdaydı. "Aynısını sana yapmamı ister misin?" Bakışları dudaklarımdan gözlerime çıktı. Kaşları çatıldığında yüzümdeki gülümseme daha da büyüdü. "Seni bir sürtükmüşsün gibi becerirken adını unutturmamı, etraftaki hiçbir olayı düşünemeyecek kadar aklını uçurmamı ister misin Jeon?"

Bana cevabı dudaklarıma yapışarak vermişti. Sert öpüşü dudağımın çevresinin dahi ıslatıyordu. Dilini alt dudağıma sürtüyor, dişlerini geçirip çekiştiriyor ve hemen ardından emiyordu. Ben de ona ayak uyduruyordum. Kalçam hala masasına dayalıyken kendini bana daha da yaklaştırdı ve sertleşmiş aletini hissettim. Siktir, iç çamaşırı giyinmemiş miydi?

Elimi kalçasına götürüp eşofmanından içeri soktuğumda düşüncelerimde haklı olduğumu anlamıştım. Dudaklarımı Jungkook'tan ayırdım ve kıçını sıkıp "Seni bu kadar sikmemi istediğini bilmiyordum." dedim. Jungkook uslanmaz tavrıyla bana cevap vermek için dudaklarını aralayacağı sırada aniden içine bir parmağımı sokmuştum.

Öne savrulup inledi. Ben ise zevkle sırıttım. Ellerimin altında bu kadar kıvranması başımı döndürüyordu.

"Cevap vermeyecek misin Jeon?" dedim bir parmağımı daha içine gönderip yavaşça hareket ettirmeye başladığımda.

İnlemesi bastırmaya çalışırken "Kapa çeneni göt herif." dedi. Güldüm ve parmaklarımı içinden çıkardım. Jungkook'un gözlerindeki hayal kırıklığını görüyordum.