Giriş

22 5 27
                                    


            🎶 Solas ~ Jamie Duffy

            🎶 Solas ~ Jamie Duffy

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Çok soğuktu bu gece. Nisana aykırı. Ürperiyordu. Kollarını birbirine sarmak istiyordu ama hayır kıpırdamaması gerek. Bırak adım atmayı ellerini bile birbirine sürtemiyordu. Tek hareketi, gerginlikten koparmaya çalıştığı tırnak etiydi.

Bekleyişinin on beş bilemedin yirminci dakikası. Sanki kal gelmiş gibi durduğu bu izbe duvarların arası küf kokuyor ama ses çıkarmamak için nefesini tuttuğundan çok fazla maruz kalmıyordu. İki üç sokak arkadaki insanların gürültülerini duyuyordu. Kendisini alkole kaptıran insanların gereksiz bağırışları şarkı söyleyen grubun sesine karışıyordu.

Tamam, kalabalığa karışacağım ve bitecek, dedi içinden.

Alt dudağını dişledi bilinçsizce. Kesik bir nefes aldıktan sonra sağ elindeki kağıdı kaybetmemek uğruna sıktı. Dışarıyı görmek için bu daracık alandan başını birkaç santim çıkarmak yetmişti.

Elleri önünde bağlı bir şekilde duran adam ona arkasını tamamen dönmek üzereydi. O andan sonra yapacağı tek bir şey vardı biliyordu ama artık çok sıkılmıştı bu saklanma oyunundan. Ne zaman çıkmaya karar verse birileri gelip duruyordu. Sabrı tükendi. Biraz daha bekleyemedi.

Önce bedenini kaydırdı bu boşlukta sonra adımını sağlam basarak bu sıkışık aradan çıktı. Alnından akan terlere inat bir şekilde yel, sıyırdı tenini. İçi üşüdü.

Bir adım daha ilerledi. Yerde kırık fayans parçaları vardı. Basmamaya özen gösterdi. Aksi halde felaketi olurdu.

Adam arkasını dönecek gibi oldu ama önüne bakmaya devam etti. Her şey iyi gidiyor sanarken kulağına diğer adamların sesi ulaştı. İşte şimdi düşünmeye vakti yoktu. Hiç es vermeden dört adımını tamamlamak zorunda kaldı. Ona ulaşamadan duyduğu sesle dakikalardır planladığı şeyi yaptı.

Arka cebinden çıkardığı iğneyi tereddütsüz boynuna sapladı. Ona tam anlamıyla dönememişti. Gözlerini dahi göremedi. Adam olduğu yere düşerken onun kaybedeceği bir an bile yoktu. Çünkü çıkan sesle önce adamların sesi kesilmişti. Şimdi ise buraya geliyorlardı.

Arkasını döndüğü gibi topraklı olan bahçe kısmından koşmaya başladı. Kalbi şuan yaşadığı duruma ayak uydurmaya çalışıyordu. Çıkacak gibi atmasının başka sebebi yok. Viranelik olmuş bu iki katlı binaların arasında yanıp sönen sokak lambaları adımlarına umut olmak ister vaziyette bazen birkaç saniye daha fazla yanıyordu. Yoksa zifiri karanlık onu içine hapsediyordu. O zaman da yerdeki dallara, kırılmış moloz parçalarına takılıyordu. Dönmesi gereken bir sokak, belki de birkaç bina kalmıştı.

En az üç adamın peşinde olduğunu kulağına ulaşan ayak seslerinden duyuyordu. Daha da panik olmuştu. Elindeki buruşmuş kağıda dikkat ederek sağ yüzük parmağındaki yüzüğü yere attı. Sanki yanlışlıkla düşürmüş gibi sadece birkaç saliseliğine duraksayıp arkasını döndü. Risk alarak yaptığı bu hareketten sonra yola dönerken fark edemediği ağacın dalları kar maskesinin açıkta bıraktığı göz altını çizdi. Sızladı ama umursanacak kadar bir durum söz konusu değildi.

Sadece bir aralık döndüğünde adamların, onun geride bıraktığı yolda olduğunu gördüğü için mutluydu. Üstelik ışıklarda göz önündeydi çünkü kalabalık bar sokağına ulaşabilmişti. Onlarla arasındaki bu farkı iyi kullanabilmek için daha da hızlanıp önüne çıkan kepenki inmiş dükkanın solundan döndü. Görmeyi umut ettiği insanlara kavuşmuştu ama yine de bir kalabalık olmadığı için koşmaya devam etti.

Tam da kurtulmak için çaba gösterdiği bu zaman diliminde ise onu izleyen biri vardı. Kızın asıl umudu, onu sokağın başında bekliyordu. Onun farkında olmadığı bu durum on saniye içinde kendini açığa çıkarttı. Çünkü koşarken takıldığı kaldırım taşı yalpalamasına sebep oldu. Bileği ve dirseği arasına dolanan el sanki köklü bir ağacı gizlemek için ona dolanan sarmaşık gibiydi o an.

Tenleri buluştu. Kız ondan güç aldı. Bundan sonraki hayatında almaya devam edeceği gibi.

Gözleri buluştu. Bakışları sanki hayatından bir parçaydı. Bundan sonraki hayatında olmaya devam edeceği gibi.

Ama o içinden bu nasıl bir tesadüf dedi. İşte bilmediği şey burada başlıyordu.

Asıl tesadüf, kaderdi. Ve onun kaderi koluna dolanan o el, gözlerinin içine dokunan o bakışlardı.

Asıl felaket ise geçmişte saklıydı. Belki de geçmiş, hiç geçmemişti.

-------

Herkese merhabalar. 2020'de yazdığım ama daha sonra kaldırdığım kurgumu tekrar yazıyorum.

Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz.

Ben 20 küsür takipçiyle başlıyorum bu yola. Umarım içime sinerek yazabilirim. Lütfen yorum yazmayı unutmayın. Sevgilerle...

Hikaye kurgulanma tarihi 2020
Hikaye yazım tarihi 14/09/2023

GARDENYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin