Kaç saat odamda kalmıştım bilmiyorum. Çalan telefonumla daldığım dünyadan ayrıldım. Arayan abimdi. Gelecek haberin telaşıyla hızla açtım telefonu. "Gelişme mi var abi?"
"Mahinur... Babam uyandı..." Tek bir kelime yetmişti bedenimin deli gibi titremesine. Ne olacaktı şimdi? İstanbul'a döndüğümü öğrenmemesine imkan yoktu. Aptal kafam! Buraya gelirken neredeydi benim aklım?!
"Mahinur! Duyuyor musun?!" Abimin sesiyle irkilerek kendime geldim. "D-duyuyorum."
"Abicim bak ben yanında olacağım tamam mı? Evet biraz kızar ama geçer."
Geçer...
"Bir sorun çıkmazsa yarın sabah taburcu olacak. Şimdi kapatmam lazım birtanem." Eve girdiğim anda hissettiğim korku şimdi bütün bedenimi ele geçirmişti. Kapanan telefonu yatağa, kendimi de terasa attım. Bütün geceyi terasta yıldızları izleyerek geçirdim. Pek çok gece olduğu gibi bu gece de bana uyku haramdı. Ama bir farkla, bu sefer kendim arayıp bulmuştum.
Sabahı sabah ederken evde hareketlenmeleri duyuyordum. Kapım çalınıp da bir yardımcı girdiğinde istemeyerek de olsa ona döndüm. "Kahvaltınız hazır efendim."
"Aç değilim teşekkür ederim." Kafasını sallayarak çıkmıştı odadan. Stresten midem kasılıyordu ve bu durumda hiçbir şey yiyemezdim. Sonunda cesaretimi toplayarak kısa bir duşa girdim ve bavulumdan temiz kıyafetler alarak giyindim. Aşağıdan araba sesleri gelirken abimin de olduğunu hatırlattım kendime. Abim de vardı ve bu yüzden bir şey olmayacaktı...
Odadan çıkarak yavaş adımlarla aşağıya indim. Merdivenin son basamağını inerken sesini duydum. "Hoş buldum kızım!" Korkudan büyüyen göz bebeklerim beni ele verirken titreyen elimi gizlemenin pek bir anlamı yoktu sanırım. Sanki daha yeni hastaneden çıkan o değilmiş gibi yanıma adımladı.
Böyleydi babam... Devler gibi güçlü, canavarlar gibi kötü.
Hırsını çıkarırcasına sardığı kolları arasında kulağıma yaklaştı. "Bu kadar aptal olduğunu bilmezdim..."
Geri çekilirken iğrenç olduğunu düşündüğüm gülüşüyle bakıyordu. Gözlerim abimi ararken fark etmişti. "Abinin acil işi çıktı. İşe bak ki küçük kızımla yalnız kaldık..."
~~~~~~~~~~~~
Akşam olurken abim ve hastanede gördüğüm arkadaşları gelmişlerdi. Onlar eve girerken ben de tam yukarıdan inmiştim. Her zamanki sahte gülüşlerimden birini yüzüme takındığımda karşılamak için hazırdım. Abim endişeyle bana doğru adımladı. "Mahi'm..." Gözlerim dolacakken izin vermedim. Hızla sarıldığında ağzımdan çıkan inlemeye engel olamamıştım. "Mahi bir şey mi oldu?!" Abim hızla ayrılırken dikkatle yüzüme baktı. "Koltukta uyuyakalmışım. O yüzden sırtım ağrımış. Sen de sarılınca fark ettim." Abimden ayrılırken Alparslan ile göz göze gelmek rahatsız etmişti. "Dikkat et abicim kendine." Abime gülümsediğimde saçımı öpmüştü. "Siz de hoş geldiniz."
"Hoş bulduk canım. Kemal amca salonda mı?" Kafamı salladığımda hep birlikte salona girmiştik. Babamın gözleri anlık beni bulurken hızla gözlerimi kaçırdım. Kaçırmaz olaydım, bu sefer de Alparslan ile göz göze gelmiştim. Bu adamın gözü niye sürekli üzerimdeydi?
"Eee Kemal amca kızın da gelmiş, ne mutlu sana." Semih'in lafına her ne kadar gülmek istesem de tepki vermemiştim. Zaten babam da şaşırtmayan cevabını vermişti. "Mahinur bu akşam dönüyor." Üzerimde hissettiğim bakışlar gerilmeme sebep oluyordu. "Atlı mı kovalıyor? Birlikte vakit geçirseydik bari." Selin kendince isyan ederken aslında boşa konuşuyordu. "Gitmesi gerekli Selin." Babamın net tavrı ortamı gerdikçe germişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahi
General Fiction"Bazen düşünmüyor değildim. Acaba hatırlamadığım anılarımda, babama karşı yaptığım bir hata mı vardı? Benden bu kadar nefret etmesinin sebebi bu muydu? Peki ama babalar kızlarını her ne olursa olsun çok sevmez miydi? Hani babalar kahramandı? Benimk...