Bu bölümü yazarken dinlediğim şarkıları ve kitapta geçen şarkıları aralara koydum bulup dinleyebilirsiniz.
Babamın ölümünden 2 gün geçmişti, o 2 gün benim için tamamen işkence gibiydi, 7/24 ağlıyordum hiçbir şey yiyip içemiyordum. Evden dahi çıkmıyordum. Ama bugün evden çıkmam gerekiyordu çünkü bugün babam defnedilecekti. O günden beri ilk defa yataktan kalktım. Lavaboya gidip yüzümü yıkadım. Başımı kaldırdığımda aynadaki mahvolmuş yüzümle karşılaştım, o kadar acı içindeydim ki bu acı yüzümede yansımıştı. Gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı, göz altlarım uykusuzluktan ve yorgunluktan mosmor olmuştu. Odama girip dolabımdan siyah uzun elbisemi seçip üzerimdekileri çıkarıp onu giydim. Saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Fondöten il göz altlarımdaki morlukları kapattım. Dolabımın diğer kapağından da sırt çantamı alıp içine bir kaç şey koyup fermuarını kapattım. Giydiğim montumun cebine telefonumu atıp ayakkabılarımı giydim, çantamı da alıp evden çıktım. Binadan çıkınca yine yağmur beni karşıladı, zaten o günden beri yağmur hiç durmamıştı. İçimdeki görünmeyen acı yağmur gibi çok şiddetliydi. Ne duruyordu ne de hafifliyordu. Hep devam ediyor ve daha da şiddetleniyordu. Kapının önünde ki arabamı çalıştırıp yola çıktım.
/Bir kaç saat sonra/
Mezarlık çok kalabalıktı, babamda benim gibi polis olduğu için törenle defnedilecekti. Kim bilir belki bir gün benide bu şekilde kara toprağa verecekler... Mezarlıkta babamın iş arkadaşları, beni ve ailemi seviyormuş gibi gözüken ama aslında öyle olmayan akrabalarım ve benim bir kaç arkadaşım vardı. Bir kaç dakika sonra tören başladı ve babamı gömdüler. Babamdan en son gördüğüm görüntü kefenlenmiş bedeniydi. Bir an onu öyle görünce bayılacak gibi oldum ama yanımda duran Cerene tutunarak düzeldim. Babam bana çok değer verirdi çok severdi bende onu öyle ama artık o yok. Hayatımda kalan tek kişi oydu o da gitti ben artık yaşasam bile ruhum öldü.
"Cemre" başımı başucumda durup bana seslenen Cerene çevirdim.
"Cemre artık gitmemiz lazım hadi lütfen." kafamı tamam anlamında sallayıp ayağa kalktım. Babama son bir veda edip arabama doğru ilerledim.
"Cemre istersen benim arabayla gidelim iyi görünmüyorsun."
"Yok sağol ben kendim giderim, hem kendimi bir an içinde toparlamam lazım."
"Peki... Eve gidince ararsın beni olur mu "
"Eve gitmeyeceğim merkeze geliceğim."
"Saçmalama Cemre, sen bu halde merkeze gelemezsin iyi değilsin. Toparlanınca gelirsin şimdi değil."
"Olmaz, babama bunu yapanları bulmam gerek. Babama bunu borçluyum."
"Cemre senin için inanması zor ama kabullenmen gerek. Baban intihar etti."
"BENİM BABAM İNTİHAR ETMEDİ. ETMEZ, EDEMEZ." Babam intihar etmeye çok karşı biriydi ve zaten beni de isteyerek bırakmaz. 14 yaşında intihar etmeye kalkışmıştım o günden beri daha çok benimle ilgilenmeye başlamıştı. Bilerek beni bırakmaz.
"Silahta ki parmak izleri babanın parmak iziyle uyuşuyor ve babanın silahı." dedi
"Katil, öldürüp babamın eline silahı vermiştir." dedim
"Cemre istersen daha fazla tartışmayalım bunun sonu iyi gözükmüyor." Bana neden inanmıyorlar
"Neden inanmıyorsun bana " Yorulduğum için sesim kısık çıkmıştı.
"Ben sana her zaman inanıyorum da güveniyorum da, ama baban intihar etti buna alışman gerekiyor."
"Peki... sen buna inanmaya devam et ama ben pes etmeyeceğim. Merkezde görüşürüz." Cevap vermesine izin vermeden hızlıca arabama binip mezarlıktan çıktım. Arabamla ilerlerken radyoda çalan şarkı dikkatimi çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİMSİYAH
Teen FictionBir olaydan dolayı tanışan iki polisin hikayesi. Tanışmaları onlara cenneti mi getirecek yoksa cehennemi mi?