İyi okumalar.🎖
Sabah kapı zilinin sesi ile gözlerimi açtım. Hızlıca odamdan çıkıp aşağıya kapıyı açmaya indim,uyku mahuru gözlerle gelen kişiye baktım."sprayzzz kardoooom"
"Sana da günaydın Sema " diyerek odama doğru ilerledim, peşimden Sema'nın söylenmelerini takmadan odamın kapısını açtım.
"Bu saate kadar uyunur mu?"
"Saat kaç ki ?"
"Saat 1 böyle devam edersen geç kalıcaz hadi hazırlan "
"Tamam" diyerek lavabo'ya doğru ilerledim. Lavaboda ki işlerimi hızlıca halledip dolabın karşısına geçtim. İstanbul'da havalar hâla sıcak olduğu için mavi çiçekli bir elbise giydim ve makyaj masamın karşısına geçtim önce saçlarımı hafif düzleştirdim ve uçlarını kıvırdım. Saçımla işim bitince üstü kapalı makyaj yaptım ne de olsa bu sıcakta akacaktı fazla bir şey'e gerek yoktu.Tüm işlerimi halledip Sema ile aşağıya indik dedemi öpüp ayakkabılarımı giydim ve evden çıktık. Bir taksiye atlayıp Üsküdar'a bizimkiler ile buluşmaya geldik. Sizi bizimkiler ile tanıştırayım; Buğra, Begüm ve Ceren 5'imiz çocukluktan beri arkadaştık ve hâla bağımızı koparmamıştık.
Ceren bizi görünce el salladı ve koşarak bana sarıldı görende kaç yıldır görüşmüyoruz sanar...
"Oooo hanımlar ne bu şıklık gözlerimi kamaştırıyorsunuzz"
"Size layık olmaya çalışıyoruz Buğra bey" Sema'nın bunu demesiyle hepimizi bir gülme aldı.
"Eyvallah güllllüm, ama sen bi sus bir kere ben adlinişkoyla konuşacağım" dedi ve yalandan öksürerek sesini düzeltti. "Ya çen çen büyüdünde Mardinlere mi gidiyorsun çen" dedi kendini sevimli göstermeye çalışarak.
"Buğra hiç tatlı değilsin ayrıca tek gitmiyor bende onunla aynı okuldayım;)))" diyerek side aye bakışı attı Sema.
Gülmekten konuşamıyordum resmen biraz daha goy goy yaptıktan sonra bir kafeye gidip oturduk. cafede bir kaç saat özlem giderdikten sonra yarın Mardin uçağımız olduğu için alışveriş yapmak için kendimizi Üsküdar sokaklarına attık.
Bulduğumuz ilk butikten içeri girdik ve hepimiz bir şeylere bakmaya başladık, semaya döndüğüm de çoktan kollarını doldurduğunu gördüm bende ise durumlar tam tersiydi çünkü hiç birşey bulamamıştım sıkıntıdan kendimi butiğin puflarına attığım sırada Buğra bana doğru elleri kolları dolu halde yüzündeki sırıtışla geliyordu.
Yanıma gelip elindekileri üstüme atarak
"Al kız ben sana buldum birşeyler " dedi.
Üstüme attıklarına baktığımda ağzım açık kalmıştı çünkü mükemmel şeyler şeçmişti koşarak boynuna atladım hemen " ya buğriiiş sen kralsın" diyerek yanaklarına öpücük bıraktım. "Bunu söylemen bile hata. Biliyorum dünya üzerindeki en nadide varlık olduğumu " diyerek kendini övmeye başlamıştı.
Ona gülümseyerek bana attığı kıyafetleri alarak deneme kabinine girdim. Denediğim her kıyafetin üstüme tam oturmasına şaşırsamda hepsi üzerimde çok güzel durmuştu.Üstümdekileri alarak kasaya gidip işlemimi halledip dışarı çıktık. 1-2 saat daha alışveriş yaptıktan sonra hepimiz yorgunluktan bayılmak üzereydik,
"Valla gençler ben bir adım daha atamam"
"Vallaha bende, gidip bir yerde oturalım biraz."
Ceren'i onaylayarak bir cafe'ye gidip oturduk.Cafe'de biraz oyalandıktan sonra ayrılık vakti gelip çatmıştı. Vedaları hiç sevmezdim çünkü ne babam bana Veda etmişti ne de o...
Önce Begüm'e sarıldım. Begüm grubumuzun en sakiniydi ve çok nadir konuşurdu. Şuan bile benimle konuşamadığını fark ediyordum yanaklarımdan öperek benden uzaklaştı.
Begüm'den sonra Ceren koşarak bana geldi ve sıkıca sarıldı Ceren'i çok seviyordum ama beni böyle sıkmaya devam ederse Mardin'e gidemeden ölecektim. Buğra yüzümün morarmasından boğulduğumu anlamış olacak ki
"Kız de git öte kız daha zengin ultra yakışıklı bir Mardin ağası bulamadan öldüreceksin onu" diyerek beni Ceren'in elinden kurtararak bana sarıldı. Buğra benim olmayan abim gibiydi ne zaman başım sıkışsa kendimi onun yanında bulurdum. Beni bu zamana kadar en ufak bir şeyden dahi yargılamadan sevdi sanırım en çok onu ve soğuk esprilerini özleyecektim. Buğra kulağıma fısıldayarak
"Sen benim için hep bir kız kardeştin adlin. Dilerim ki Allahım seni öyle yollarda yürütsün ki kimseye ihtiyacın olmasın. Kafanı ufacık dahi çevirdiğinde orada olacağım sakın hiç birşeyden korkma." Dedi zaten gözyaşlarımı zor tutuyordum bu sözleri duyunca daha da kötü oldum. Ama anladığım kadarıyla bir tek ben ağlamıyordum çünkü omzum sırılsıklam olmuştu. Buğradan uzaklaşıp yüzüne baktım gerçekten gözleri dolmuştu hemen tekrar birbirimize sarıldık. Sema'yla da vedalaşınca yanlarından ayrılarak eve gitmeye başladık.Eve gelir gelmez hemen odalara dağıldık, ben son dakika insanı olduğum için valizimi son gece hazırlayacaktım. Öncelikle bagaja vereceğim valizimin kapağını açtım ve içine bugün aldıklarımı yerleştirdim, 4 tane sweatshirt, 12 tane crop "Mardin sıcaktır aşko şimdi" diyen iç sesime gülerek işime devam ettim. 5 şort, 9 pantolon, 6 elbise ve benim dünya üzerinde en sevdiğim şey eşofmaaaaan yani bence dünya üzerinde eşofmandan daha rahat bir şey düşünüyorum ama bulamıyorummm.
Valizimin kıyafet kısmını hazırladıktan sonra bakım ürünlerimi hazırlamak için odamdaki banyoya geçtim. Sırasıyla tüm bakım ve makyaj malzemelerimi bir çantaya yerleştirip valizime koydum. Son olarak yanıma 4 adet ayakkabı alarak valizimi kapattım. El çantama ise birkaç tane okuma kitabı, annem-babam ile çekildiğim bir resmin yer aldığı çerçeveyi de koyarak çantamı kapattım ve yatağıma son kez yatmak üzere olduğumu bilmeden yattım. İçim içimi yiyordu heyecandan uyuyamıyordum yarın uçağımız 6.50'deydi ve bizim en az 5.15 gibi evden çıkmamız gerekiyordu. Telefonumun alarmını 4.40'a kurup yatağıma uzanıp yarının iyi bir şekilde geçmesini dileyerek uykuya daldım.
777 kelime ile bitiriyorum.
Bölümü nasıl buldunuz? Görüş ve önerilerinizi bekliyorum.
Hoş kalın hoşça kalın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mezar Başında
Teen Fiction"Çünkü biz kanımın son damlasına kadar savaşacağım bu ülkenin batısı ile doğusuyuz." "Olmaz Adlin biz farklı iklimlerin çiçekleriyiz seni yaşatan yağmur beni öldürür." Kapak tasarımı " watty.graphic "