23

502 21 27
                                    


♥︎

Dünden beri birşey yememenin verdiği ağrı geziyordu midemde gözlerim şiş ve yanıyordu en çokta kalbimin üzerinde bir ağırlık vardı burnum o tanıdık kokuyu arıyordu koridora çıktım bu gece evde kalıcaktık ama Aslan'ı çıkartmamıza izin vermemişlerdi gerekirse her saat başı gelmeye razıydım o benim bu hayata bağlandığım tek bağ, düşmemek için durma sebebimdi evet ailem beni yalnız bırakmıyordu ama Alparslan hepsinden farklıydı ve o şuan yoktu yanımda yoktu o bal gözleri yoktu Cenk ve Yaprak annemlerle oturuyordu Dicle gelmişti haberi alınca yaklaşık 1 saat 3 dakika uyumuştum yanıma gelip sıkıca sarıldı

"Yenge gitmedi dimi abim bırakmadı dimi bizi birşey de ne olur çok ihtiyacım var ona " her ay bizi görmek için geliş gidiş yapıyordu Alparslan da ona çok düşkündü ,diyecek kelime yoktu milyarlarca kelime arasından ben hiç bir şey diyemedim destek olmak için Doruk çekti yanına sarıldı bende oğlumu görmeye gittim uyuyordu miniğim benim Babasına benziyordu hem de o kadar benziyodu ki resmen küçük Alparslan'dı enfeksiyon tehlikesinden dolayı bir süre daha kalması gerekiyordu küvezde oturdum izledim yaklaşık 23 dakika boyunca baktım ona her bir detayını ezberledim babasının ki ezberimdeydi zaten

Eve doğru yola çıkmıştık hastane bizim olduğu için biraz da olsa içim rahattı araba durduğunda kapıyı açıp indim baktım eve anılarımız geldi gözümün önüne Alparslan'ı burda gördüğüm ilk an geldi aklıma bana ilk kez güzelim derken ki sesi geldi kulağıma ayaklarım geri geri bassada girmek zorundaydım yarın cenaze vardı toprağa vericektim o sevmeye doyamadığım bedenini kapıyı açtım her bir köşede anılar vardı sanki o hala burdaydı o benimleydi yukarı çıktım odamıza girdim yatağımız dün çıktığımız gibiydi koluna takmayı unuttuğu saati komodinin üzerinde duruyordu bir kaç tutam saçı yastığına dökülmüş duruyordu giyinme odasından tıkırtılar gelmişti adımlarımı oraya yönelttim

Burdaydı Alparslan buradaydı gitmemişti bırakmamıştı beni o zaten kıyamazdı bana oğlunu ve beni yalnız bırakmazdı koştum sarıldım çektim kokusunu içime öptüm boynunu yüzünü yaklaşık 2 dakika 46 saniye öyle durduk sonra gitti ayrıldı benden

"Alparslan hayır izin vermem gidemezsin sen ölmedin biliyorum sevgilim bırakmazsın sen beni bitanem gitme lütfen bu koca dünyada oğlunu ve beni bırakma n’olur" gitti kollarımdan boğazım yırtılırcasına bağırdım

"ALPARSLAN GİDEMEZSİN BENİ BIRAKMA LÜTFEN YAPAMIYORUM SENSİZ KOKUN OLMADAN OLMUYO GİTME NE OLUR GİTME BIRAKMA BENİ KENDİNDEN MAHRUM ETME " Dizlerimin artık bedenimi taşıyamadığını hissettim yere bıraktım kendimi Cenk koştu yanıma ardından Yaprak geldi

"Geldi biliyomusunuz Alparslan burdaydı gördüm gitmedi ölmedi o bizi bırakmadı inanın bana lütfen" kendimi inandırmak için elimden ne gelebilirdi ki? İnanmadılar bana belki de delirdiğimi düşündüler ama delirmedim ben gördüm onu burda Alparslan pes etmezdi ki hiç pes etmedi o,

Özlem neydi?
Bir kişiye duyduğumuz nedensiz bir his,

Acı neydi?
Bedensel acı değil ruhsal acıdan bahsediyorum vücudumuzda bir yara olduğunda merhemle veya pansuman ile geçiriyoruz, peki ruhumuzda ki yaraları nasıl geçireceğiz?

Elimi kolumu kaldırmaya mecalim olmasa da kalkıp üzerimi değiştirdim Alparslan için son görevimizi yerine getirmemiz gerekiyordu siyah pantolon ve siyah gömlek geçirdim üstüme, ev çok kalabalıktı ruhum daraldı bu kadar kalabalık bir Alparslan etmiyordu kendimi aşağıya inmek için zorladım yarım saat sonra mezarlığa gidecektik tanıdık bir sürü insan geldi baş sağlığı diledi

Duygusuzlaştım bir şey hissedemiyorum sadece yüreğimde bir acı var onu biliyorum özlem var içimde bugün onsuz ilk günüm dün sabah bu saatlerde yanımdan ayrıldı ve bidaha gelmedi onsuz bir gün geçirmek bile o kadar zor ki her gün evde görmeye alıştığınız biri bi anda gidince büyük bir acı bırakıyor geride

Evden çıkıp arabaya bindim mezarlığa doğru yola çıktık Cenk ve Yaprak vardı yanımda cenk elindeki kutuyu uzattı arkaya doğru

"yenge, abimin üzerinden çıkanlar" beynimde yankılanan sözler, kutuyu elime aldım titreyen ellerimi umursamadan açtım kolyesi vardı hiç çıkarmadığı sabah üzerine giydiği gömlek vardı cüzdanı, telefonu ona özel aldığım çakmağı duran gözyaşlarım tekrar aktı kokusu duruyordu daha gömleğinde, kolyesini çıkardım kutudan taktım boynuma ona daha yakın hissettim kendimi kapattım kutuyu bakamadım daha fazla

Saat 17:56

Araba durunca indim aşağıya mezar yeri eşilmişti etraf çok kalabalıktı Yaprak yanımda kolumdan tutarak götürdü mezara koydular bedenini tahtaları yerleştirdiler birer birer attılar toprağı üzerine

"Yapmayın Atmayın daralır o orda yapamaz toprak atmayın üstüne kapatmayın üstünü açın orayı açın olmaz olmaz" ben açmak için gittim başaramadım tuttular bedenimi bırakmadılar tutan kişiye baktığımda Alparslan'ın babasını gördüm kafamı göğsüne yasladı saçlarımı okşadı kendi babam neredeydi şuan bilmiyordum bile

"Kızım güçlü dur çok zor biliyorum hepimizin yüreği yanıyo ama güçlü dur evladın için o bizi bekliyo babasının yokluğunu hissettirmeyelim ona geçicek belki onu unutmayacağız ama alışacağız onun emanetlerine sahip çıkalım yavrum sakinleş biraz hadi kızım" saçlarımı öptü okşadı gerçek bir baba şefkatiyle

"Baba olmuyo onsuz olmuyo Aslan'ı görmeden gitti bıraktı bizi baba nasıl yapıcam ben onsuz o benim arkamdaki dağ yaslandığım dayanağım ben onsuz naparım" o kadar sakin konustu ki halimi anlıyordu

"kızım bizde bilmiyoruz nasıl yapacağız ama şuan hepimizin güçlü olması lazım toparlanmamız lazım hastanede bir bebeğin var senin onun için toparlan kocanın emanetlerine sahip çık hadi" Haklıydı hiç gücüm kalmasada Aslan için güçlü olmalıydım

Mezarı kapatmışlardı, yavaşça gittim o tarafa oturdum yanına okşadım toprağını ruhumun derinlerinde çok derinlerinde acılar vardı gitmek bilmiyordu bitmek bilmiyordu canımı öylesine yakıyordu ki bütün herşeyin bir rüya olmasını diledim gerçi bu yaşananlar rüya olamazdı, kabustan farksızdı hiç bir şey düşünemiyorum yapamıyorum sanki bir el boğazıma çökmüştü nefesimi engelliyordu, boğazıma bir yumru oturmuş oksijen ciğerlerime gitmiyordu, çıkmaz bir sokağa girmişim ne geri dönebiliyorum ne ilerleyebiliyorum ben ne yapacağımı bilmiyorum

Tam 38 dakika 47 saniye durdum öylece sarıldım toprağa Doruk gelmişti yanıma omuzlarımdan tutup kaldırdı

"Doruk gidemem ben o üşür bensiz yapamaz burda o bensiz bırakmayalım onu tek başına evimize onu da götürelim oğlumuzu almaya beraber gidelim hadi Alparslan kalk hadi gidiyoruz kalk" geri dönüp avuçladım toprağı oda gelicekti ölmedi o bırakmadı bizi gitmedi yapmaz o yapmaz bizsiz duramaz o kokusu olmadan duramam bende

"Abla gitmemiz lazım bak evet kabullenmesi zor ama-" hepsi niye böyle diyordu ölmedi Alparslan ölmedi "YA SUSUN ÖLMEDİ O ANLAMIYOMUSUNUZ GİTMEDİ DİYORUM ALPARSLAN KALK HADİ GİDİYORUZ KALK OĞLUMUZ BEKLİYOR BİZİ ASLAN SENSİZ NAPICAK ALPARSLAN YAPMA BUNU BİZE BENİ KENDİNDEN MAHRUM ETME" Belimde ve kolumda hissettiğim eller arabaya kadar taşıdı beni bedenim ondan uzaklaştı ama ruhum hep en çok ona yakındı...

❤️‍🩹

Bölüm sonu!

Sezon finali yapmıştık ve şuandan itibaren atabilirsem haftada bir bölüm atacağım iyi akşamlar diliyorum

Doktor Hanım Ve Mafya BeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin