otomatik kapı

18 5 0
                                    

Selam canımlarr uzun zaman oldu değil mi bölüm atmayalı 🥺 depresif bir moddaydim sürekli buraya yazıp drama quenliğimle sizi sıkmak istemedim💀 emin olun sürekli aklımda ve şimdi size yeni bölüm attım bundan sonra da bölümler gelecek inşallah arayı kapatacağım 🫶🏻 sizde ben unuttuğum zaman bildirimlerinizle bana hatırlayabilirsinizz💗😇

Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayınnn 💗😋

                                *
Kafeye herkesten önce gelmiştim önce boş bir masa ayarladım bize hem manzaralı hemde balkonda serin değildi hava bu yüzden sıkıntı olmayacaktı yarım saat sonra Gökhan geldi ona görünmeden garsonlardanm birini gökhana yolladım ve masayı göstermesini istedim 15 dakika sonra kapıdan en az gökhan kadar belki ondan daha uzun yakışıklı bir kumral girdi giyimi çok rahattı ama vücuduna cuk otrmuşttu gözünde bir güneş gözlüğü vardı elleri cebinde kafeyi süzüyordu dudaklarının kıpırtısından söylendiğini anlamıştım en sonunda aradığını bulmuş gibi doğrca Gökhan'ın yanına gitti ne! bi  dakka ya bu Çağrımıymışşş Çağrı gökhanın yanına gittiğnde gökhanın omuzuna elini koyup selam verdi gökhan oturduğu sandalyesinden kalkıp gökhanla tokalaştı BU KADAR KARİZMATİK OLMALARI ŞAKA MIII? hemen içeriye kaçtım Tuğçe ablanın yanına uçtum "Tuğçe ablaaaaa bişi rica edecem yaa" gülüp masanın üzerindeki ufak çantayı işaret etti "sana lazım olacak tüm makyaj malzemeleri var koş lavaboda tazele" dedi bir koşu gidip makyajımı tazeleyip biraz daha detay verdim çıktığımda  Gökhan ve çağrı sigara içiyordu çağrı sigara mı içiyor? En yakın arkadaşı içiyorsa oda içiyordur diye düşündüm ve kasa arkasına geçip uzun zamandır görmediğim annemin favori çalışanına selam verdim

"Ooo alev seni burda görmeyeli çok olmuş"

Karşılık olarak gülümsedim

"Kilo da vermişsin sanırım?"

"Daha neler 5 kilo aldım senle görüşmeyeli en az oda"

"Hiç göstermiyorsunn" dedi gözlerini kapatıp

"Sen beni görmeyeli iyice unutmuşsun sima kalmış sadece aklında " dedim gülerek

"Yok kız insanın seni unutması için hafızasını tamamen kaybetmiş olması gerekir" Dedi göz kırparak 

"abartma ablaaa"  diyip kafenin kapısındaki kızların yanına uçtum. 

                                                                                                                *

herkes sus pus oturuyordu yarım saat olmasına 8 dakika kalmıştı kızlar telefonlarından birbirlerine bişeyşler gösterip fısır fısır konuşuyorlardı gökhan kimbilir sabahtan beri yaktığı kaçıncı sigarayı içiyordu çağrıyla kaçamak bakışmalar yaşıyor her seferinde de tesedüf olduğnu düşünüyordum eee yani başka ne olacaktı ama utanıyor olacak ki her seferinde oda elini ensesine götürüp biraz ovalıyor etrafa bakınıyordu erkek adam dediğin utanır mı be farkında olmadan gerilmiştim kimsenin sohbet açmaması sinirimi bozuyordu madem sohbet muhabbet yok ne diye çıkattınız beni evimden bu kadar süslendim sinir stres oluyorum burda yüzüm kırışacak saçlarım dökülecek erken yaşta!!!  aklıma gökhana mesaj atmak geldi ama tam yanında çağrı oturduğu için biraz riskliydi ne yazacağım sanki ya Allah Allah telefonumu masanın üzerinden alıp lavaboya gideceğimi mırıldanıp kalktım ve lavaboya gittim telefonumun şifresini girip gökhana mesaj yazmaya başladım

ben: GÖKHAN!

Gökhan🔫: ay yine ne oldu ya regl oldun da yanında ped mi yok yoksaa????

Gökhan🔫: bu çok kötü bişeyyy 

ben:WQIKDEHWKJFHWJF

ben: regl mi? ne alaka bee

Gökhan🔫: ne biliyim kızım ben lavaboya diye gittin GÖKHAN! yazıyorsun tuvalet kağıdı bitti onu mu getireyim?

ben: offffff salakmısın gökhan

salakmısın cemile?!?!?!?!

Gökhan🔫: yok(yankılı)

ben: peki 

ben: neyse asıl meseleye gelirsek 5 dakikaya masaya gelicem

ben: ve eğer sohbet açmamış olursan seni dıkşın dıkşın anladiiinnn

Gökhan🔫: dıkşın dıkşın?

Gökhan🔫: PUHAHAHAHAHHAHA

Gökhan🔫: ama bende bi göt korkusu var tamam açıyım gülo da ne konusu açıyım

ben: ne biliyim olum ben aç bi konu işte 

ben: bak beş dakika...

ben: ...

ben: yoksa dıkşın dıkşın 

ben: ona göre

Gökhan🔫: okiyyy gülooo

salak gibi gerçekten tuvaletin içine girmiş kabinin içinden yazıyordum kapının kilidini açıp çıktım telefonu çantamın içine koyup glosumu ve allığımı tazelemek için elime aldım önce gül kurusu glosmu güzelce sürüp sonra pembe allığımı burnumun ucuna ve yanaklarıma sürdüm tekrardan allığın çok çabuk kayboluyorduu

herşey tamamdı artık masaya gidebilirdim stresim de azalmıştı ne yani alışık değildim ve kendimi böyle sakinleştiriyordum ne vardı 

kendi kendime düşünürken lavabonun turuncu ışıkları bi anda söndü otomatik olmadıklarını bildiğim için ufacık panik yapmış olabilirdim ellerimi etrafa uzatarak kapıyı bulmaya çalıştım dokunduğum her kapı tuvaletlerin kabinlerinin kapılarıydı ters yöne doğru gitmeye çalıştığım sırada kapılardan biri gıcırdadı yanılmıyorsam tuvalate ilk girdiğimde kimsey yoktu ve sonbrsında da kimse gelmemişti duvara yapışmıştım adeta tırsmıştım neyden tırsıyordum kendi kafemin tuvaletinin ışıkları gitmişti alt tarafı kapıyı bulup yanından düğmelerden ışığı açabilirim diye düşündüm ellerimi sağa doğru sürükledim ve bir ışık anahtarı geldi elime oh çok şükür ışığın düğmelerine basmama rağmen açılmıyordu telefonuma gelen bildirimle zaten açık olan çantamın içi aydınlandı ve dışarıya da ışık sızdı saniyelik de olsa etrafımı görmüştüm ve yanımda telefonum ve telefonumun flaşı olduğu halde panik yapmamın ne kadar salakça olduğ gelmişti elimi çantama daldırıp telefonumu aldım ve flaşı yaktım elektirikler gitmişti sanırım otomatik kapının da bir yanıp bir sönen kırmızı nokta ışığı artık yanmıyordu kapının dibinde hareket etöeme rağmen açılmayan kapıya sövüp ellerimle açmayı denedim fakat başarısız olmuştum aklıma tek seçenek geliyordu 

Ben: Gökhan çok kötü bişey oldu

Gökhan🔫: yine nolduu

Gökhan🔫: kızım senle tanıştığımızdan beri bir gün olaysız geçmez mi

Ben : tuvalette kilitli kaldım gökhan

Gökhan🔫: NEEEH







pizza ve kurye / textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin