yorum...🫶🏻
*
Peynir, zeytin, çilek reçeli, omlet, portakal suyu ve krep...Kerem, masada şöyle bir göz gezdirirken tek bir eksik dahi olmaması için büyük bir dikkat içerisindeydi.
Saat öğlene geliyordu, Ulaş hâlâ uyanmadığı için bir süre sessizce yanında yatmaya devam etmiş olsa da en sonunda dayanamayıp ayaklanmıştı. Evdeki malzemelerin yerini bilmiyordu ve karıştırıp karıştırmamakta da epey kararsız kalmıştı ancak güzel bir kahvaltı hazırlamanın iyi olabileceğini düşünmüştü.
Yalancı da olsa bir hastası vardı sonuçta.
Herhangi bir eksik olmadığına kanaat getirdikten sonra mutfaktan çıkarak yatak odasına ilerledi. Evin en sevdiği kısımlarından birisi olmuştu yatak odası. Kocaman camın önündeki yumuşacık yatak ve küçük giysi dolabı dışında hiçbir şey yoktu. İnanılmaz derecede sade ve düzenliydi. Burada da salonda olduğu gibi yeşil - beyaz renklerini kullanmış, ferah görünmesini sağlamıştı.
Biraz çekingen, biraz heyecanlı bir tavırla boğazını temizledi Kerem. Kıvır kıvır saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp yatağın yanına adımladı ve usulca köşesine oturdu. Heyecandan titreyen parmakları Ulaş'ın omzunu bulduğunda uyandırmaya gelmemiş gibi kısık bir tonda "Ulaş..." diye mırıldanmıştı. "Ulaş?"
Her gün yedide uyanan birinin hâlâ bu kadar derin uyuyor olması işkillendirdi Kerem'i. Kaşları yavaşça çatıldı ve elini Ulaş'ın saçları altında kalan alnına bastırdı.
"Siktir, ateşin çıkmış..." gözleri korku içerisinde irileşti çünkü şu zamana kadar hiçbir hastayla ilgilenmemişti. "Hani yalandı, hasta değildin! Of..."
"Ulaş, uyanman lazım." üzerindeki örtüyü açtı hızlıca. Hissettiği soğuklukla örtüyü yeniden çekmek adına gözlerini aralayan Ulaş'ın elini kavradığı gibi doğrulması için çekiştirdi. "Ateşin çıkmış, gel hadi."
"Hm?"
"Uyan, ateşlenmişsin." ne olduğunu bir türlü anlayamadan doğrulmaya çalışan adamın üzerine eğilerek dudaklarını yanağına bastırdı Kerem. "Çok ateşlenmişsin hem de!"
Bir anda aldığı öpücükle muzip bir şekilde sırıttı Ulaş. Ateşten yanıyor olması dahi Kerem'e yürümesine engel olamazdı. Birkaç şey söyleyip flörtünü tavlamak istedi ancak halsizlikle kapandı dudakları.
"Şey-şey yapalım. Duş aldırayım sana!"
Elinden çekiştirdiği adamı sonunda kendine getirebildiği için biraz daha sakin olmaya çalıştı Kerem. Ulaş, uykusundan sıyrılabilmenin etkisiyle Kerem'e ayak uydurarak kalktı yataktan. Anında beline dolanan kollara karşı sırıtmadan edemedi. Ufacık bünyesiyle kendisini taşıyabileceğini sanması komikti.
"İşte, geldik banyoya. Tutun şöyle, tutun. Düşme-"
"Kerem." titrek bir sesle mırıldandı Ulaş. "İyiyim."
"Hayır değilsin. Ateşten yanakların bile kızarmış! Tanrım, dudaklarına bak." baş parmağını çocuğun dolgun dudağına bastırıp okşadı. "Dudakların nasıl kırmızılaşmış!"
"Ateşten değil o, doğal hali."
"Hayır, doğal hali böyle değil. Daha pembemsi."
"İncelemişsin."
"Sus." ateşli olduğu halde zar zor kendisine laf yetiştirmeye çalışan bedene karşı sinirle homurdandı Kerem. Duş kabinini açıp Ulaş'ın içeri girmesini sağladıktan sonra vücudunu tamamen duş başlığının altına getirdi ve su ısısını ayarladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/350453740-288-k664936.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Kendime Sakladım • [bxb]
Fiksi RemajaKerem, hayatına birini almak için aşık olmaya ihtiyaç duyuyordu. Ulaş'ta ise durumlar biraz farklıydı. Texting/düzyazı