9-"Lix her zaman haklıdır"

5 1 0
                                    

Jisung - 4 Kasım

Duyduğum boğuk seslerle huzurlu uykumdan uyandım. Gözüme vuran güneş ışığıyla gözümü kırpıştırdım. Uykum gibi sabahın da huzurla dolu geçeceğini düşünmüştüm ki uyku mahmurluğumla farkına varmadığım şeyleri fark ettim.

Birincisi, Minho yanımda değildi yatağında tek başıma yatıyordum.

İkincisi, duyduğum boğuk sesler Minho'dan geliyordu. Salonda (?) bağırarak bir şeyler söylüyordu. Bir sorun olduğundan endişelendiğim için hızla doğrulup odadan çıktım. Tahmin ettiğim gibi salonda telefonda konuşuyordu ve şimdi ne dediğini net bir şekilde duyabiliyordum. Bana arkası dönük şekilde telefonda konuştuğu kişiyi dinledikten sonra birden bağırmasıyla irkildim.

"Ne demek hâlâ bulunamadı?! Rahat rahat dışarıda dolaşamayacak mıyız biz?!"

Gizlice dinlemeyi bırakıp yanına doğru ilerledim ve bir elimi koluna koyarak önüne geçtim. Beni görünce yüzünden anlık bir şaşkınlık geçti, hâlâ uyuduğumu sanıyordu sanırım.

"Tamam bir an önce çöz şu sorunu." dedi biraz öncekine göre çok daha sakin bir sesle ve telefonu kapatıp koltuğa fırlattı.

Kolunu yavaşça okşayarak "Sorun ne?" dedim.

Bir elini belime sarıp beni kendine çekerken diğeriyle de saçlarımı okşarken mırıldandı. "Bir şey yok güzelim."

Yüzüne bakmak için göğsünden hafifçe ittirip geri çekildim ve çattığım kaşlarımla konuştum.
"Çocuk muyum ben, benden niye saklıyorsun? Bir sorun olduğu belli işte."

Başını öne eğip derin bir nefes aldı. "Şu... öldürülen ailenin gerçek katili kim bulunmuş, yeraltında sözü geçen mafyalardan biriymiş. Kim olduğu bulunmuş ama hâlâ yakalanmamış!"

Sesi sona doğru biraz yükselmişti, birden yüksek ses duyunca anlık irkildim. Bunu fark edince iki elini yanağıma koyarak sesini alçalttı. "Onun gibi birinin hâlâ serbestçe dolaşması beni geriyor."

"Evet serbest olması korkutucu ama bizim tedbirli olmak dışında yapabileceğimiz başka bir şey yok. O yüzden artık bunu düşünmeyelim ve kahvaltı yapalım olur mu?" dedim tatlıca gülümseyerek.

Gülüşümden öpüp çekildi, "Yapalım ama önce markete gitmemiz lazım, çok fazla eksik var."

"Tamam hadi acele edelim, acıktım!" diyerek elinden tutup odalarımıza doğru çekiştirdim. Odalarımız hemen karşı karşıyaydı. Minho odasına girerken ben banyoya gittim ve işlerimi halledip odama geçtim. Beyaz sweatshirt ve kahverengi eşofman altı giyip saçlarımı düzelttim.

Hazırlanıp odamdan çıkınca salonda Minho'yu gördüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hazırlanıp odamdan çıkınca salonda Minho'yu gördüm. Gri bir sweatshirt ve mavi kot pantolon giymişti.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Prisoner | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin