.

3K 55 26
                                    

"ne oluyor?"

Koşar adım hastanın yanına ilerledi.odayı kaplayan tiz ses beynini ele geçirmek üzereydi.

"efendim nabız git gide düşüyor."

"peki şuuru?" ışığı önünde yatan baygın bedenin bir o kadar cansız gözlerine doğrulttu.bu görüntüden gerçekten nefret ediyordu.

"şuuru kapalı efendim."

Elindeki ışığı cebine koydu ve etrafında dolaşan hemşirelere döndü."hemen damar yolu açın ve 10 ml epidefrin verin!"

sesi odanın soğuk duvarlarında yankılanırken beyaz önlüklü kadın korkuyla isteneni yapmıştı.genç doktor o lanet makinadan gelen sesin kesilmediği her saniye daha da çok yalvarıyordu Allaha.uyanması lazımdı.dışarıda onu bekleyen mutlu hayatı varken bırakıp gidemezdi.kapının önünde hıçkırıklara boğulan ailesine karşılık bencillik yapamazdı.

"efendim nabız alamıyoruz."

Duyduğu ses onu kendine getirirken daha sert bir şekilde bağırdı."çekilin.defibrilatörü getir!!"

Orta yaşlı kadın neredeyse kendi boyu kadar olan cihazı yatağın yanına getirdi.herkes doktoru şaşkınlıkla izliyordu.kendinden geçmişti adeta.

"100 j!"

Tek istediği kendinin kurmaya fırsat bulamadığı hayata sahip olan bu kadının yaşamasıydı.şimdi sessizce uzanan bu bedenle defalarca sohbet etmişti.bütün olumsuzluklara rağmen hayata tututan sevecen biriydi.canı acısa bile gülümsemesi eksik olmamıştı yüzünden.

Ona daha verdiği sözü tutamamıştı.ailesi için atacak sağlam bir kalp bulamamıştı kadına.nasıl gitmesine izin verirdi ki?

Bir kez daha bastırdı cihazı hastanın göğsüne.

"200 j!"

Kulak tırmalayan sese inat devam ediyordu.bir mucize olabilirdi.doktorluk hayatı boyunca tanık olduğu binlerce mucize yeniden ortaya çıkabilirdi.

"hadi ölemezsin ölemezsin!"

Tüm gücüyle bir kez daha şok verdi.pes etmesi gerektiğine dair mırıltılar etrafta uçuşurken bildiğini okumakta kararlıydı.

"tekrar 200 j!"

İstemsizce camekan ekrana bakmıştı.yaşlarla bezenmiş yüzler ve kendinden geçmiş bedenler.gördükleriyle eş zamanlı olarak yalvarışları da artmıştı.o insanları o halde bırakıp odadan çıkıp gitmek istemiyordu.yediremiyordu bunu kendine.

Ama bitmişti.önündeki beden diğer dünyadan vazgeçmemişti.çoktan pes etmişti.

"ah cidden!"diye sitem etti sıkıca tuttuğu kulpları bir kenara fırlatınca.elini saçlarından geçirip duvara sıkı bir yumruk geçirdi.

"ölüm saati 11.23."

**

Beyaz ışıkların büyük bir parlaklık kazandırdığı koridorda ilerleyip odasına ulaştı.kesik kesik aldığı nefesler az önce yaşananların aklına doluşan görüntüleriyle iyice yok oluyordu.

Doktor olmadan önce bu istekle yanıp tutuşurken ölümlerin normal olduğunu düşünürdü.insan hayatının bir başlangıcı olduğu gibi sonu da vardı.bu gayet normaldi.

Ama mesleğe adımını attığı ilk anda bütün kuralları ,fikirleri yerle bir olmuştu.kaybettiği ilk hastasında sinir krizi geçirmiş uzun bir süre kendine gelememişti.doktorluğu seviyordu.insanlara yardım etmeyi ,onların iyi dileklerine maruz kalmaya bayılıyordu.

s k y → kai ♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin