Yusuf'un gözünden
Gözlerim mesajlarda öylece gezinirken alt tarafımda olan hareketliliğe lanet ettim. Kendime yediremiyordum ama eşofmanımın üstündeki kabarıklık bazı soruların cevabını veriyordu. Yutkunarak mesajlardan çıktım. Kanımda gezen o hafif adını koymak istemediğim bir duyguyla ve sinirle ofladığım sıra bahçe kapısının açılma sesini duyduğum gibi gözlerim irileşti. Anında panikle yerimden kalkarak odamdan çıktım. Alt tarafımdaki kabarıklıkla ne yapacağımı düşünürken gelenin geri gitmesi için içimden milyon tane dua okuyacak gibi bir haldeydim.
"Murat abi!" Tanıdık ses yutkunmama sebep oldu. Gelen Cihan abiydi. Ne işi vardı bu saatte burada ya! Babam evde de yoktu hem. Niye kahveye bakmıyordu ki?
Elimi enseme götürerek saçlarımı kaşıdım. Belki ses çıkarmazsam gider diye düşünsem de ikinciye babama seslenişi maalesef ki beni haksız çıkartıyordu. İstemeye istemeye ve gözlerim hala kara kara eşofmanımdayken kapıya doğru yürüdüm. Zaten tam rahatlayamamış olmamın ve kendime yediremediğim o şeyden ötürü sinirliydim. Evin kapısını açıp bahçeye çıktığım an Cihan abiyle göz göze geldim. Mavi gözleri sorguyla parıldıyordu.
"Hoş geldin Cihan abi." Dedim kaşlarımı havaya kaldırarak. Bir an önce gitsin istiyordum. Eve girmem lazımdı. "Hoş buldum Yusuf. Nasılsın?" diye sordu.
"İyiyim abi sen nasılsın?" Gözleri saçlarımda gezindi.
"İyiyim eyvallahta sen pek iyi görünmüyorsun, ne yapıyordun da böyle çok terledin? Betin benzin atmış oğlum." Gözlerimi kaçırdım.
"Yok abi bir şeyim." Dedim onu ikna etmek ister gibi. Ardından sanki bu konuyu uzatacakmış gibi durduğundan o söze girmeden söze atladım.
"Sen babama mı sesleniyordun?" Gözleri kısıldığında alt dudağını dişleyip başını salladı.
"Aynen, sormam gereken bir kaç şey vardı. Ama yok galiba." Ellerini arkada bağlayıp gözlerini arkamdaki eve çevirdi. Kaşları çatık olmasa da normal duruşunda bile çatıkmış gibi gözüküyordu.
Derin bir nefes verip "Yok abi, kahvededir. Anam da yok evde. Sen sonra gel." Gitmesini istediğimi açıkça vurguladığımı düşünürken ondan gelen cevap tam anlamıyla ona bakakalmamı sağladı.
"Bir içeri davet etmek yok mu aslanım? Beklerim babanı evde." Yeter be abi, eve gitsene artık.
"Abi içerisi pek müsait değil. Sözüm olsun bi ara gelirsin." Bıyık altından güler gibi olduğunda buna bir anlam veremeyerek kaşlarımı çattım.
Başını salladı. "Öyle olsun bakalım, aldım sözümü. Babana da söyle yarın uğrasın yanıma." Göz kırpıp daha fazla bahçede durmadan gittiğinde rahatlamayla gözlerimi yumdum.
Acıyordu artık alt tarafım. Bir an önce rahatlamalıydım. Derin bir soluk verip içeri girdim ve kendime lanet ederek anonim yazan kişinin mesajlarına girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köy | BXB
RomanceYusuf, onu izleyen kara gözlerden habersiz düğünde oynarken, gecenin ilerleyen saatlerinde telefonuna düşen mesajı atan adamın, kalbine de düşeceğinenden bi' haberdir. /Eşcinsel bir kurgudur. /Texting