Annoy -Hyunmin

12

"Seungmin, uyan."

Küçük olan, ellerini arkadaşının belinden çekmeyerek sızlandı.

Hyunjin onun bu haline gülümsedi ve gözlerine gelen saçları nazikçe düzeltti.

"Sabah oldu, artık uyanmalısın."

"Biliyorum ama kalkmak istemiyorum."

"Ama derse geç kalacağız."

"Saat kaç?"

"6.30"

"Daha erken, biraz daha uyumama izin ver. Şuan çok rahat hissediyorum."

Hyunjin yenilgiyle iç çekti.

"Seungmin-ah bugün ona itiraf edeceğim."

"Bu harika."

"Ama korkuyorum."

Seungmin gözlerini açtı ve zaten yakın olan yüzlerini daha da yakınlaştırdı.

"Oldukça yakışıklısın, seni reddetmez."

Hyunjin yüzlerinin yakınlığından dolayı gerilmişti ve kalbi hızla atmaya başladı. Arkadaşını sertçe yataktan itti.

"Ah! Senin sorunun ne?"

"Mesafe lütfen!"

Seungmin gözlerini devirdi. "Bunu hâlâ önemsiyor musun? Dün gece bana sarılıp uyurken aramızda hiçbir boşluk yoktu."

"Onu sen istemiştin."

Seungmin iç çekerek ensesini kaşıdı. "Haklısın."

Ardından küçük olan yerden kalktı ve telefonunu alıp saate baktı.

"Bugün erken kalkmışsın."

"Evet, çünkü çok ağırsın. Resmen sarılırken bütün ağırlığını bana verdin."

Seungmin sinirlenip elinde ki kulakliklari arkadaşına fırlattı. "Değilim!"

Hyunjin kıkırdadı. "Şaka yapıyordum."

Seungmin gözlerini devirdi ve arkadaşına bu sefer gülümseyerek baktı.

"Ama gerçekten endişelenme, Noelle'nin seni reddetmeyeceğinden eminim. Kütüphane de senden hoşlandığını söyledi, hatta senin hakkında konuşunca yüzü kızardı."

"Gerçekten beni reddetmeyeceğini mi düşünüyorsun?"

"Evet, her neyse sen duş al bende biraz instagram da gezeceğim. Şuan yataktan çıkamayacak kadar tembelim."

"Tamam."

Ama Hyunjin'in banyosu, Seungmin'in tahmin ettiğinden daha uzun sürdü. Hatta instagram zaman çizelgesini aşmıştı fakat oda arkadaşı hâlâ banyodan çıkmamıştı.

Aklına gelen bir fikirle sinsice sırıttı.

Hyunjin huzur içinde saçlarını ovuşturuyordu. Arkasını döndüğünde oda arkadaşıyla karşılaşınca korkmustu.