[ Min Yoongi ]"Uno!"
Jungkook gururla son kartını millete gösterdiğinde Jin gecikmeden elindeki kartlardan bir tanesini ortadaki desteğe koydu.
El değiştirme kartı.
Taehyung ve Namjoon, Jungkook'a 'işte şimdi göt oldun' bakışları atmaktan geri durmadı.
"Ver lan kartını."
Jungkook, yaşadığı bu götlük durum üzerine okkalı bir küfür ettikten sonra kartını Jin'e verdi.
Jin zafer gülümsemesi sunarak elindeki otuz küsür kartı Jungkook'a bahşetti.
"Biraz tat bakalım otuz kartla nasıl oynandığını."
Arkasına yaslandığında Jimin kendi sırasını oynadı. Gözlerim yine onun hareketlerine takılırken iç geçirmeden edemedim. Onu hiç böyle sessiz görmemiştim. Her ne kadar bunu sorgulasak da saçma saçma cevaplar vererek bundan sıyrılmaya çalışmıştı.
Ama bunun peşini bırakmaya niyetim yoktu. Zaten o özel ders görüşmesinden sonra olmuştu bu hareketleri. Çok tuhaftı.
Derin bir nefes alarak odağımı oyuna verdiğimde diğerlerinin de kartlarını koymalarını bekledim.
"Abla, nereye gidiyorsun?"
Jimin nihayet sessizliği bozup bunu dile getirdiğinde ister istemez başımı kaldırmış sorduğu şahısa bakmıştım.
Kalbim onu görmemle hızla atmaya başlasa da büyük bir oranda da sıkışmıştı. Bana attığı o son mesajdan sonra zaten hayatta bile olduğumu düşünmüyordum.
Ona karşı olan duygularımı anlamış mıydı tam olarak bunu bile bilmezken en sonunda korktuğum şeyin başıma gelmesi kalbime büyük bir darbe vurmuştu.
Gözleri önce Jimin'i ardından bende kaldığında derince yutkundum. Eskiden göz göze gelsek bakışlarımı aniden ondan kaçırırdım ancak şimdi bunu yapmam imkansız gibiydi.
Dediklerinde ciddi olduğunu ve herhangi bir nefret parıltısı görmek için derinlere baktım. Fakat bu bile yoktu. Boşluk vardı. Sadece boşluk.
Gerçek bir duygu belirtisi görsem bile bu kadar huzursuz ve sıkışmış hissetmezdim sanırım.
Yavaş yavaş gözlerimin yandığını fark ettiğimde bana sıra geldiğini ve kartımı atmam gerektiğini anlamıştım.
Kartımı attıktan sonra Mi Hi'nin, "Ev için birkaç gerekli malzeme almaya gidiyorum. Hemen dönerim." Dediğini duymuştum. Ardından kapının açılıp kapanma sesini.
"Mi Hi ablanın nesi var?"
Cevabını bilmeyi çok istediğim soruyu Taehyung dile getirdiğinde Jimin omzunu silkti.
"Yemin ederim onun bu hallerine anlam getirmeye çalışmaktan gına geldi. Hep triplerde anasını satayım."
Kart sırası ondaydı.
"Normalde sevgililer gününde beraber uno oynardık."
Jungkook bunu söyleyerek elindeki otuz küsür karttan birkaçını attı ortaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀𝐦𝐛𝐢𝐯𝐚𝐥𝐞𝐧𝐬𝐢 | 𝐏𝐉𝐌 ᵗᵉˣᵗᶦⁿᵍ
Fanfiction~●●~ Genç, odadan çıkacakken bir anda durdurdu adımlarını ve kalbindekileri dile getirdi. "Belki de ben bunu istiyorumdur." Kadın gözlüklerini düzeltti ve anlayamayarak ona baktı. "Anlamadım?" "Belki de sizden nefret etmek istiyorumdur." Kadın ke...