Medya: Luna'nın 5 yaşındaki hali.
🌙
Kelimelerin bittiği yer olurdu bazen. Ne diyeceğini bilemezsin. Ne söylesen boş gelir. Hayal kırıklığına uğramış gibi hissediyordum. Hayır. Direkt hayal kırıklığına uğramıştın sen. 'Sizin iyiliğiniz için yaptık.' adı altında bana anlatılanlar ağır gelmişti. Ben iyiliğim için mi o kadar süredir babamdan ayrı kalmıştım? Ben sözde iyiliğim için mi yalan bir hayata hapsedilmiştim? Her şeyin er ya da geç ortaya çıkacağını bilmiyorlar mıydı? İkizim elimi tutup açana dek tırnaklarımı elime batırdığımın farkında bile değildim. Tırnaklarımın izi çıkmıştı. Elim hafifçe kanamıştı. Ben elimi incelerken Louis omzumdan dürtmüştü. Konuşmak istemiyordum. Tekrar dürttü. Omuz silktim. Ve tekrar dürttü. Artık gıcık olmuştum bir salmamıştı ki hüzünlenelim! Döndüm ve 'Ne var?' der gibi yüzüne baktım. Bakışlarıma hiç aldırmamış kocam gülümsemişti. Ve sonra kalbimi sıcacık eden bir şey yaptı. İşaret parmağını kalbine bastırdı. Tıpkı küçükken yaptığımız gibi. Yüzümde buruk bir gülümseme belirdi. Yaptığı hareket, çok sevdiğim kişilere yaptığım bir hareketti benim küçükken. Sevgi sözcükleri yerine işaret parmağımı kalbime götürür 'buradasın' derdim bir nevi.
Dünya zamanına göre 13 yıl önce.
Koşuyordum. Bacağım çok acıyordu ama anneme yakalanmadan şortumu çıkarıp eşofmanımı giymem lazımdı. Bu sefer çok kızacaktı. Koşarken evdeki büyük vazoyu kırmıştım. Sorun bu değildi. Çünkü annem bu gibi durumlarda çok büyük tepki vermezdi. Koşarken çok vazo ve biblo kırmıştım. Ama annem kendime zarar vermediğim sürece kızmaz sadece bana ders vermesi açısından bazı eğlencelerimi iptal ederdi. Tabi bu durum bazen çok sinir bozucu oluyordu. Ama bir keresinde yanlışlıkla kırdığım bardağı çöpe atmak için elime aldığımda elimi kesmiştim. O gün annem çok kızmış, elime pansuman yapmış ve upuzun bir süre bir şeyler anlatmıştı. Hatta o kadar uzun süre olmuştu ki sayılı saatimizin sağ bölümdeki birinci sayı 3 iken 4 olmuştu. Gerçi Alex abim sadece 10 dakika geçti demişti ama olsun. 10 dakika oldukça uzun bir süre. Bence de.
Çok sıkılmıştım onu dinlerken bu yüzden tekrar benimle uzun uzun konuşmasını hiç istemiyordum açıkçası. Dediği çoğu şeyi de unuttum sayılır. Ama aklımda en son söylediği şey çok net duruyordu 'Sonuçta eşyalar kullanılmak içindir. Bazen tabii ki kırılabilirler ama yine de kendimize zarar vermemek icin dikkat etmeliyiz. Çünkü bazı eşyalar kırılınca tehlikeli bir hâl alırlar, değil mi Almira Luna?' demişti. Bizim sorunumuz ise tam da bu noktada başlıyordu. Çünkü kırılan vazo bacağımı kesmişti ve kan akıyordu. Bacağımı nasıl ve ne ara kestiğim konusuysa şüpheli bir durumdu. Çok şüpheliydi hemde.
Neyse ki kimse gürültüyü duymamıştı yoksa çoktan yakalanmıştım. Austin abim hariç herkes hahçedeydi çünkü misafirlerimiz gelecekti bugün, hazırlık yapıyorladı. Seth gelecekti ama ben bacağımı kesmiştim! Olacak iş miydi bu? Görürse çok kızardı bana. Hep büyük diye kızıyordu zaten bana. 8 yaşındaydı Seth. Ben 5 yaşındaydım. Ben 8 yaşına girince görecekti o, ben kızacaktım hep ona! Ama kızamazdım ki. Küsebilirdi bana ve gelmezdi hiç bize.
Attığım adımla bacağım tekrar sızladı. Of! Neden bu kadar çok acıyordu? Axel neredeydi hem? Gözlerim dolmuştu. Artık koşmayı bırak yürüyemiyordum da acıyordu çünkü. Arkama baktım. Daha sadece salondan merdivenlerin olduğu yere gelebilmiştim. Sanırım ben koşarken salon da benimle beraber koşmuştu. Merdivene oturdum ve bacağımı incelemeye başladım. Dev gibi kesmiş resmen. Gıcık vazo! Bir süre sonra önümde bir karaltı belirdi. Başımı kaldırdım. Seth gelmiş!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayın Varisi
Fantasyİki türün özelliğini maksimum düzeyde gösteren dolunay tarafından kutsanan ikizler. Kral olan babaları gördüğü kehanetle güvenlikleri için Dünya boyutuna saklar. Diğer tarafta Pyreacre'den kovulan ve kovulduğu kara boyut olan Deathfall'da kendine...