Wooyoung son kez elindeki telefonuna gönderilen konuma baktı. Küçük bir apartman vardı karşısında. Dış kapıdan girdiğinde tam merdivenlere yönelecekti ki arkasından kendine seslenildiğini duydu.
"Kime geldin" yabancı adamın, kendisine yabancı genç oğlana çıkan sesi sert ve soğuktu.
Hastalıklı ses, Wooyoung'ın kulaklarını doldurduğunda durup tedirgince arkasına döndü. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Dili tutulmuş gibi dururken "Ben" diye çıktı ağzından tek hece, zorlukla.
"Ben Choi San'a geldim"
Yabancı adamın yüzünde güller açtı, onun ismini duyunca. Genç oğlanın önünden yürüyerek ona yol göstermeye başladı.
"Ne kadar aldın?" Adam merdivenlerden yavaş yavaş çıkarken Wooyoung'a yönelik sordu.
"Anlamadım, neyi?"
"Daha almadın mı?" Adam sesindeki şaşkınlıkla konuştuğunda Wooyoung'ın kafası iyice karışmıştı.
Alması gereken bir şey mi vardı? Para için buraya geldiğini biliyor muydu? Kimdi bu yabancı da böylesine rahat konuşabiliyordu?
Adam merdivenleri çıkmayı bitirdiğinde dar koridorda, Wooyoung bir iki basamak aşağıda kalmıştı. Yaşlı adam kapıyı, Wooyoung'ın özel olduğunu düşündüğü bir ritimle tıklattı.
Genç ve haddinden fazla yakışıklı bir adam kapıyı açtığında karanlık koridorun içine kırmızı ve mavi ışıklar doluşmuştu.
"Misafiriniz geldi" yaşlı adam imalı bir şekilde konuştuğunda gülümseyip geri döndü. Wooyoung'ı başıyla selamladıktan sonra elini omzuna koyup sıktı. "Kolay gelsin evlat"
Wooyoung adamın geçebilmesi için bedenini duvara yapıştırdığında ona bakan genç adamın gülümsediğini fark etti.
"Durma orada, gel içeri"
Wooyoung sonunda, diğerinin gamzelerine gömülmeyi beklemeyi bırakmış, hareketlenmişti. Kapıda onu bekleyen bedene yaklaştığında, genç adam gülümseyerek karşısındaki çocuğun elini tutmuştu. "Hoşgeldin Wooyoung" tuttuğu eli dudaklarına götürüp nazik bir öpücük bıraktı.
"Gerçekte daha güzelsin" San kenara çekilerek kendisinden küçük bedenin içeri girmesini sağladı.
"Teşekkür ederim, hyung?"
"Zorlanmana gerek yok güzelim, istediğini söyleyebilirsin" San, küçük oğlanı belinden tutup Wooyoung'ın salon olduğunu düşündüğü odaya getirdi.
"Aç mısın bebeğim?"
Wooyoung etrafı incelerken hala beline sarılı kolun sahibi ona seslenmişti. Gözleri sehpanın üzerindeki bir kaç pizza kutusuna kayarken acıktığını hissetti.
"Hadi otur" San onu küçük koltuğa oturttuğunda pizzaları işaret etti. "Biraz soğudular ama umarım hoşuna gider"
Wooyoung bu jest karşısında gülümseyerek önündeki pizza dilimini alıp yemeye başladı.
"Yemeğini yedikten sonra üzerini değiştirmen gerekiyor güzelim. Sana bir kaç parça kıyafet ayarladım, bende giyineceğim. Hatta sen yerken ben gidip hazırlanayım"
San diğer odaya gittiğinde fark etmişti Wooyoung, şuan olduğu evin iki odalı olduğunu. Pizzasını yerken düşünmeye başladı.
Neden tek gecelik bir ilişki için bu kadar hazırlık yapıyordu? Neden hiç bir duygu barındırmamasına rağmen şefkatle bakıyordu gözleri?
Wooyoung olanları anlamaya çalışırken boş boş bakakalmıştı duvara. San gelip elini, yüzünün önünde sallamasaydı yine düşüncelerinde boğulacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Porn Teacher [WOOSAN]
Fanfiction@Younghee98 ------------------------------------ Bu hikaye tamamen kurgudur. Gerçek kişilerle alakası yoktur. Nefret söylemi, küfür ve rahatsız edici içerik bulundurabilir. ------------------------------------