RUHEN

6 1 1
                                    

Bazen kelimeler yetmiyor gözlerine,
Okyanus dalgalarına
Yüzüne...
Ben yazarım çığlıklarımla buluşur
ama sen dinlersin oyununun sonu olur.
Her oyunun sonu hep kötü mü biter "Ege".
Mesela tiyatro,
Ölü bir kadın ama ruhen,
Adamın ilk aşkı olabilecek kadar güzelken...
Ama sonu yine dirilmiş bir ölü gelin.
Ruhen...
Sen olmassan bende olamam Ege,
Hayat hep acı baktı bana
Acı siyahlarımı griye çeviren en tatlı tonsun sen...
"İyiki Doğdun Ege Özerli'

   Ege'nin doğum gününe tam tamına yarım saat kalmıştı. Her zaman bulunduğumuz yerde kutlayacaktık. Cadde Kafe'de.
Neden bilmiyorum ama orası sanki bütün sıkıntılarımızı kapıda bırakıp ilacımızı aldığımız yer gibiydi. İlk kez buraya 14 yaşımızda yetimhaneden kaçarak gelmiştik. Evet. O benim ilk ve tek arkadaşımdı. Evleri yetimhaneye bakan küçük bir yerde idi. İlk kez yetimhanenin terasında yemek yerken görmüştüm onu. Belkide yeni alınmıştı altındaki paltosu. O sarışın kız çocuğu umut demiştim ben ilk kez...İlk arkadaş... İlk ev...

      Heryer çok kalabalıktı. Kim bilir kaç kişi çağırmıştı bu kız. Söylene söylene kafenin kapısı açtım. İçerisinin siyah atmosferi gitmiş sarı renk ağırlıklı dekore edilmişti. Ağır adımlarla içeriyi süzerken arkadan omzuma atlayan Ege'yle kendime geldim.
" Ya insan bir haber verir kızım geldim diye. Makyaj bile yapmamışsın. Yok dur bunlar dün senle görüntülü konuşurkenki giydiklerin değil mi. Harika... Siyah etek, siyah badi... Siyah çoraplar, siyah bileklik , siyah Conversler.
İkimizde birbirimize bakıp güldük. Daha dün konuşmamıza rağmen ne çok sesini özlemiştim.Omzundan akan sarı saçlarıyla beyaz elbise harika bir uyum yaratmıştı. Yeşil gözlerine yaptığı makyaj daha farklı göstermişti onu.İkimizde koca adımlarla terasa çıktık. Herkes bizi bekliyordu. Ve... Cidden karnım acıkmıştı. Sabah içtiğim 2 bardak kahve ile duruyordum

... Ve flash sesi. Alkım Ege bu tarafada gülümseyin!
Ege bu tarafada poz ver...
İyiki doğdun...
Gel seninlede çekilelim...
Pasta cidden çok leziz...
Hediyeler... Konfetiler... Pastalar... La la laa
 
Saat:6.59 Doğum gününden 3 saat sonra NOTLAR...
"Ege Özerli benim en yakın arkadaşım. Ege Özerli Ay güneşe barış ilan edecek güne kadar  benim olacak. Ege Özerli tek sebebim..."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sabah saat 6.15'i gösteriyorduki daha yeni ayılabilmiştim. Aşağı inerek kendimi bir fincan kahve doldurmak için dolaba yöneldim. Taki tezgahın üzerindeki ayak izini farkedene kadar. Tezgahta ayak izi vardı. Dünü düşündüm,
Hayır... Ben eve hiç ayakkabıyla girmezdimki. Birden içimi basan ani bir korkuyla siyah hırkamı alarak kendimi evin dışına attım. Aron  sokaklarında yere yalın ayaklarla basarak arkasına bakmadan koşan genç bir kız. Ne yaptığımı bilmiyordum. Nereye gittiğimi,
ama etraftaki gözleri hissedebiliyordum. Birden ayağıma batan cam parçası ile yapışmam bir oldu. Birde... Tanıdık o parfüm "kokusu".
" Yürürken biraz daha dikkatli olur-" "Beni tanımıştı'
"Sen... Agresif kız... Ayakkabıların nerde? Ne işin var burada? "
Ahh şu göz yaşları, yerinizde kalsanız bir günde. Gözlerim dolmuştuki oda anlayarak devam ettirmek istemedi. Uzattığı elini tuttum ve ben o eli tutarken şefkatı tattım. Garipti.
Herkese kasırga olan fırtınam bugün gardını düşürmüştü. Uzun  saniyelerin ardından sağol demekle yetindim. Tam arkamı dönecekken kolumu tutarak "Bekle" dedi. "Baksana ayağın kanıyor. Böyle eve kadar gidemezsin. Arabam hemen şu köşede izin ver bari evine bırakayım. " Hiç duyulmamış sözler, alışılmamışlıklar. Hayattımdaki tek sorun bu muydu?
Yüreğe işlenmemiş bir şefkat...
Bazen cidden agresif olabiliyordum çünkü o zaman Alkım değil, ölüm gecesindeki o kız çocuğu konuşuyordu. Evet
Hakim olamazdım, sonunu bildiğiniz şeyin akışını bozmak... Kötülere haksızlık olmaz mıydı?
"Hayır" dedim. Gerek yok,
kendim giderim. Pansuman yapılmasıını biliyorum ve sağol.
Güldü ölümün kızı zavallı Alkıma. Çok güçsüzsün dedi. Çığlık attı Alkım ama kimse duymadı.
Ayaklarım acıyordu... Az önce onu geride bırakarak teklifini red etmiştim. Şimdi ise canım dayanamayacak kadar çok acıyordu. Sonunda evin kapısını görmemle içimdeki birikmiş korku ön plana çıktı.
Kim yapmıştı. Evime Ege'den başka kimse girmezdiki. Yoğun düşüncelerimi kenara bırakıp içeri girdim.
Mutfağa yok sayıp üst kata hızlıca çıkarak üzerime beyaz bir elbise ve siyah bir ceket giydim. Aynaya bakmamla elbiseme bulaşan kırmızılığı görmem bir olmuştu. Unutmuştum.
Ve yaram kanıyordu. Durmamıştıki. Sinirle üzerimdeki beyaz elbiseyi atarak
ayağıma bandaj yapmaya çalıştım. Saat öğle vaktini geçiyordu ve ben 2 dersi kaçırmıştım. Okulların yeni açılmasına rağmen hocalar üzerlerimize çok düşüyordu ve devamsızlık yapmamak önemliydi.Ayağıma giydiğim kırmızı Converselerim ve salaş siyah tulumumla Aron'un en tenha duraklarının birinde Ege'yi bekliyordum. Saatler sonunda kırmızı Mercedes'i görünmesi ile Ege'nin arabası olduğunu anlamıştım. Arabanın kapısını açmamla Ares'i görmem bir oldu. Ares...
O geri dönmüştü ve benim  bundan haberim yoktu. Hayır Ege bana bunu yapmazdı. Yapamazdı.
"Senin burada ne işin var... Ege'nin arabasında. "
Alkım dinle , Ege ile ayrılığımız olaylı bitmiş olabilir ama inanki ben değiştim. Ege... Ege seni arayacaktı ama  ben istemedim. Senle özel olarak konuşmak istiyorum. O yüzden seni almaya ben geldim. "
"Seninle konuşacak birşeyimiz yok. "
"Var"
"Yok"
Var ve biniyorsun...
Evet,
2. Kez gururuma yenik düşüp binmiştim o lanet arabaya. 2.kez...

Yol boyunca ne ben konuşmuştum ne de o.Arabayı cadde kafede durdurduğunda hızlıca arabadan indim ve yüzüne bakmadan içeri girdim.Arka sıralardan kalan bir masaya oturmuştuk.Sinirliydim...

Onu her gördüğümde içimde dinmek bilmeyen bir öfkem vardı.

Hadi ama...Yıllarca ortalıkta görünmüyorsun ve Holllanda ya gittiğin haberini alıyoruz.Üstüne kısa bir notla sevgilini terk ediyorsun ama bilmiyorsunki o kız kaç gün ağladı arkandan.

Hep kendini suçladı 9 ay tedavi gördü Ankarada 9 koca ay yanında olamadım ben onun  ama sen...sen...

Nefes nefese kalmıştım...O günler geliyodu aklıma

Sen yalancının tekisin.Yüzünde en ufak bir mimik  yoktu ama gözlerindeki o pişmanlığı görmüştüm.

Ben dedi.Çok pişmanım...Egeyi çok sevdiğimi biliyorsun Alkım yapma.Sadece zamana ihtiyacım vardı.Burda kalamazdım kendimi biryandan da güvenceye almam lazımdı.GENES.

Peşimdeler.Kaçtım Hollandaya.Zorundaydım Alkım anlasana.Yoksa bırakırmıydım bu şehri...Aronu...Egeyi....Bana son bir şans daha ver lütfen.EGE İÇİN



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 30, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAF KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin