Koridorda gördüğü sevgi dolu sahne gözlerinin önünden gitmiyordu. Madem kadına bu kadar aşıktı, ne diye ona öyle davranmıştı? Ders çalışması yetmezmiş gibi bir de gördüğü manzara ayarlarını bozmuş olmalıydı. En iyisi bahçeye çıkıp temiz hava almaktı. Bahçedeki havuzu es geçip, büyük salıncak koltuğa oturup usul usul sallanmaya başladığında ortamın huzurunu çalan telefonunun sesi bozduğunda ekrana bakmış, tanımadığı numarayla kaşlarını çatmıştı. Açıp açmaması konusunda kararsız kalsa da sonunda merakı galip çıkmış, aramayı cevaplamıştı. Ve duyduğu tanıdık sesle korku içinde ayağa kalkmıştı.
"Aptal kız, ortaya çıkmayacağını mı sandın? Neden bana gelmedin de Seher'i bu işe bulaştırdın?" Diye soran Tekin'e,
"Sanki babama olan korkundan bana yardım edebilecektin!" Diye söylenmişti.
"Seni kardeşim gibi sevdiğimi bilirsin Neva. İlk bana gelecektin." Dediğinde kız nasıl olacağını düşünüyordu. Kimsesiz çocukken hırsızlık yaparken yakalanan Tekin, babasının ona sahip çıkmasıyla beraber büyümüşler, çocuk ergenliğe girdiği an bir daha yanına yaklaşamamıştı.
"Ben de seni seviyorum Tekin ama sana gelemezdim. Sana bir şey olsaydı kendimi hiçbir zaman affetmezdim." Dediğinde bunu duyan başka bir adamın kalbi tuzla buz olmuştu. Kız başkasını seviyordu.
"Neva, babanın yerini öğrenmesi an meselesi. Her neredeysen söyle seni alayım. Baban çok pişman oldu. O gelmeden sen gel ki oradaki masum insanların başına bir şey gelmesin." Dediğinde Neva'nın aklına masumluk kavramının tam zıttı olan Kartal gelmişti. Aslında babasının ona bir şey yapmasına katlanabilirdi. Sonra onun cansız bedenini düşününce kalbi duracak gibi olmuştu. Her ne kadar pislik olsa da ona bir şey olmasını istemediğini anlamıştı. Ona bakan sıcak gözlerin kapanma ihtimali bile haksızlıktı.
"Öğrenemez." Diye yanıt verdiğinde Tekin'in ona bağırmasıyla kendine gelmişti.
"Salak mısın kızım sen? Nasıl öğrenemez. Telefon numaranı öğrendi. Yerini de yarın öğrenecek. Hemen bana nerede olduğunu söyle." Dediğinde Neva ikna olmuş, gözlerini kapatarak tam adresini söyleyecekti ki elinden telefonun çekilip alınmasıyla şok olmuştu. Kartal olduğunu anladığında da şaşırmamıştı. Adam her zaman peşindeydi.
"Bir daha onunla böyle konuşursan seni bulur, beynini kulağından akıtırım. Duydun mu lan beni?" Diye bu sefer Kartal bağırdığında Neva hala şaşkınlığını koruyordu. İlk defa zorunlu bağlar harici birisi ona sahip çıkmıştı. Boğazındaki yumruyu yok etmek için üst üste yutkunmak zorunda kaldığında Kartal'a bakıyordu Neva. Adam kulağında telefon Tekin'in anlattıklarını dinliyorken yanına oturmuş, kolunu kızın arkasından uzatmıştı.
"Ona bir şey olmasına izin vermem. Artık benim sorumluluğumda." Dediğinde Neva, Kartal'ın aklının başında olmadığına emin olmuştu. Babası, hafife alınmayacak bir adamdı. Kartal ise kendi halinde, büroları olan basit bir iş adamıydı. Onun yüzünden Umut'a ve özellikle de omzunda sıkılaşan elin sahibi olan adama bir şey olmasına izin veremezdi.
"Bana bak delikanlı, kimsin necisin bilmiyorum ama tekrar ediyorum. Neva artık benim sorunum. Yarın ya da başka bir gün kim gelirse gelsin onu benden alamaz." Diyerek telefonu gencin suratına kapatıp, kızın korku dolu gözlerine bakmıştı. Hiçbir şey olmamış gibi gülümseyerek kızı göğsüne çekip sıkıca sarıldığında onun hala titrediğini anlayarak kulağına sakin olmasını fısıldamaya başlamıştı. Ama Neva sakin makin olamazdı.
"Nasıl elimden telefonu alırsın? Tekin'e beni gelip alması için adresimi veriyordum." Dediğinde Kartal homurdanmaya başlamıştı.
"Neden benim söylediklerim senin o küçük beyninde kalmıyor Neva? Senin bu evden gitmene asla izin vermem." Dediğinde kendine hakim olamayan kız en yakın şeyi yani adamın boynunu ısırarak ruh halini belli etmiş, adam acı içinde inledikten sonra onun küçük ağzına ufak bir fiske atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız Yanılgı
General FictionOtuz yedi yaşına üç evlilik sığdıran Kartal, bir sonraki imtihanının oğlunun eve getirdiği kadın olduğunu daha ilk gördüğünde anlamıştı. Ormanı gözlerinde barındıran küçücük kızın hayat kadınlığı yaparak geçimini sağladığını, kirli hayatını kurtarm...