Eşit uzaklık

19 2 0
                                    


Nehir soğuk, akıntı güçlüydü.

Jungkook kendini izlerken omuzlarıyla kollarındaki o ağrıyı hatırladı. Üstünde zırh varmış gibi nasıl da kaskatı ve ağır olduklarını. Çınar ağacı siluetlerinin onca çabaya rağmen neden aynı boyutta kaldığını, nehrin karşı kıyısının neden aynı uzaklıkta kaldığını hiç anlamayışını. Kirli sudan birazını yutuşunu hatırladı. Başını çevirip öteki kıyıya, suya atladığı ve o an ayakta durmuş iki yanlarındaki kitaplıklardan ve Jungkook'un şimdiki halinden habersiz ona bakan abisi ile arkadaşlarının gençlik halleriyle yan yana, kendisini izlediği kıyıya bakışını hatırladı.

O hezeyan içinde aklına gelen "eşit uzaklık" terimini hatırladı. Bir sınıfın steril güvenliğine yakışacak bir terim. Eşit uzaklık. Duygu yüklü olmayan, matematiğe ait bu terim o an aklına takılmış, aşağı yukarı tam olduğu yerde kalabilmek için son gücünü de harcarken çılgınca bir mantra gibi tekrarlanıp durmuştu. Eşit uzaklık. Eşit uzaklık. Eşit uzaklık. Kıyılardan herhangi birine daha uzak ya da yakın değildi.

Jungkook neredeyse bütün hayatı boyunca böyle hissetmişti. Her şeyin ortasında. Hangi yöne gideceğini bilemeden çabalamış, çırpınmış, yalnızca ayakta kalmaya çalışmıştı. Pişmanlık duymadan hangi yolda devam edeceğini bilememişti.

Jungkook karşı kıyıya baktı; kitap rafları çoğalmıştı ama bir çınar ağacının koca silueti yaprakları arasında rüzgârı hışırdatarak kaygılı bir anne ya da baba gibi nehre doğru uzanmış duruyordu hâlâ.

"Ama yola devam ettin," dedi Bayan Lee, tabii ki Jungkook'un düşüncelerini duyarak.
"Ve hayatta kaldın."

Gece Yarısı Kütüphanesi | TKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin