Bölüm 1: Toprakaltı Kent'inde

12 4 3
                                    

 Dilimi kırık dişimin üzerinde gezdiriyorum. Yaklaşık bir ay önce aldığım o darbede kırılan üst azı dişim. Stresli hissettiğim her an yaptığım bir harekete dönüştü bu. Ya da yapacak başka bir şeyim olmadığı için. Organlarını dondurup hepsini içinde parçalara ayıracağım sonra da Onu kırık parçaların içinde boğacağım. Onun haricinde yaptığım şeylerden biri aklımdan böyle düşünceler geçirmek. Tabii uyumadığım o nadir zamanlarda.

Neredeyse hiç uyanık kalmama izin vermiyorlar. Uykumdan her uyandığımda biraz daha tükenmiş hissediyorum ve zihnim hariç hiçbir yerimi harekete geçirecek enerjim olmuyor. Kafamı toparlamam da vaktimi alıyor tabii ama vücuduma söz geçirmek kadar zorlamıyor beni. Eh el ve ayak bileklerime dolanmış zincirler de pek yardımcı olmuyor tabii ki. En başlarda zincirleri dondurup kırabileceğimi düşünmüştüm ama bunun için bile güç toplayacak kadar uyanık kalamıyorum. Aslında uykuda olmanın buna sebep olacağını hiç düşünmezdim, yani beni bu kadar yormasına. Başlarda beni yavaş yavaş zehirlediklerini düşünüyordum ama şimdi bundan da emin değilim. Belki de sahip olduklarımı tamamen kurutmaya çalışıyorlardır. Ama başarabileceklerini sanmıyorum çünkü öyle düşünüyor olsalar bile yeteneklerimin bir yere gittiği yok benden yavaş yavaş alabildikleri sadece onları kullanmam için gerekli olan enerji. Yemek yiyebilmek, konuşabilmek hatta kafamı çevirebilmek için bile bu enerjiye ihtiyacım var. Her canlının yaşamak için ihtiyaç duyduğu o enerji. Ve bu garip yöntemin beni enerjik hale getirmesi gereken normal uykuyla alakası yok, sadece daha da yoruluyorum. Ben de beklemeye karar verdim. Belki de bundan sonra yeteneklerimi kullanamayacağıma ikna olurlarsa beni bırakırlar. Ya da uyumak zorunda olmadığım normal bir hücreye kapatırlar.

Ve tam olarak nasıl uykuya daldığımı da bilmiyorum. Ben uyurken bu işi hallettiklerini düşünüyorum ya da odanın havasında bir şey var, belki de yemekte ya da suda. Gün içinde uyanık olduğum o birkaç seferde, belki de gün içinde değildir bilmiyorum zaman algım tamamen yok oldu, beni deli eden o anları aklımdan geçirip duruyorum, sinirleniyorum, tekrar tekrar onu nasıl öldüreceğimi düşünüyorum, her tarafa saçılmış tanıdık cesetleri ve yanan kulübeleri hatırlayıp ağlıyorum, dilimi kanatmaya devam ediyorum, uyanınca yanıma getirdikleri kovaya tuvaletimi yapıyorum ve yemek yemeğe çalışıyorum. Bir tabak ne olduğunu anlayamadığım bulamaç. Bir de su. En azından ölmeme izin vermiyorlar.

Bu sefer bir kâbusun ortasında uyandırıldım. Aslında her seferinde bir kâbusun ortasında uyandırılıyorum, bazen birden çok, iç içe geçmiş kabuslar zinciri. Her seferinde etraf simsiyah dumanlarla kaplı oluyor ve kendi ellerimi bile ayırt edemiyorum. Sonra nefes alamamaya başlıyorum. Göğsümü tırmalıyorum, boğazımı tutuyorum, öksürüyorum ama nefes alamıyorum. Etraf buz gibi oluyor, donuyorum sanki ve ben üşümem. Nasıl bir his olduğunu hatırlayamadığım bir şeyi rüyalarımda nasıl deneyimleyebilirim? Sonra bir anda güneş çıkıyor. İçimi ısıtıyor. Derin bir nefes alıyorum ama bir süre sonra olmaması gereken bir sıklıkla nefes alıp vermeye başladığımı fark ediyorum. Artık güneş yok, ateş var. Her tarafım alevlerle sarılı. Hareket edemiyorum. Yine. Sonra bir anda boğazımda sarılı zincirler hissediyorum. Elimi boğazıma atıyorum ama zincirleri gevşetemiyorum. Oysa o gevşetebiliyor. Sarı saçları gözlerinin önüne düşüyor. Elleri yavaşça boynumdaki zincirleri çözüyor. Boğazıma değen elleri çok sıcak. Derimi bir anlığına yakıp geçiyor. Hızla bir nefes alıyorum ve kendimi geri çekiyorum. O anda daha önce fark etmediğim ellerindeki buzdan hançeri görmemle, hançeri karnıma saplaması bir oluyor. Ağzımdaki kanın tadını alabiliyorum. Sonra uyanıyorum. Yine dilimi kestiğim için ağzım gerçekten kan dolu. Kanı yere tükürüyorum. Haftalardır -haftalardır olduğunu varsayıyorum burada bir aydan fazla hayatta kalamam gibi hissediyorum- bu kabusların farklı versiyonlarını görüp duruyorum, bazen bıçağı kalbime saplıyor bazen beni zincirlerle boğuyor bazense o hiç ortaya çıkmıyor ben dumanın içinde boğuluyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tozdan HançerlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin