Kızlara haberi verdiğim gibi odama çıkıp kapıyı kapattım. İstediğim sadece uyumaktı. Giyinme odasından gri eşofman ve kısa, düz beyaz bir tişörtümü giyip ışığı da kapattıktan sonra kendimi yatağa bıraktım.
----------
''Hadi artık, ne kadar süslüsünüz lan!'' dedim yukarıya seslenerek. Saat 18.42'ydi. Ve bizim 19.00'da orada olmamız gerekiyordu. Ayda rujunu sürerek yavaş yavaş merdivenleri indi. Bugün çokta abartılı sayılmazdı giyimi. Altında gri bir jean kot, üstünde ise beyaz crop vardı. Koluna kendinden bilmem kaç beden büyük açık gri ceketini almıştı.
''Ee, kimin arabasıyla gidiyoruz?'' dedi Ayda rujunu kapatırken.
''Benim arabayla gidiyoruz. Aden nerede?'' dedim.
''Aden hazırlanıp dışarı çıkmıştı sen telefonla konuşurken.'' diyerek omuz silkti Ayda.
''Ne?'' dedim afallayarak. ''Yürü lan donmuştur kız.''
''Tamam da...'' deyip duraksadı ve beni süzdü Ayda. ''Sen hiç süslenmemişsin?'' dedi küçümser şekilde.
''Ben tanışmaya değil tanıştırmaya geliyorum. Normal.'' dedikten sonra elimle önüme geç işareti yaptım. Ayda gözlerini devirip evden çıktı. Ben de arkasından çıkıp kapıyı kilitledim.
''Lan içeride sıra gecesi mi yaptınız? Kardeşim donduk burada!'' diyerek yanımıza geldi Aden.
''Yürüyün.'' deyip arabanın kapısını açtım ve bindim.
''Sen bir gerginsin, lafı ağıza tıkmalar falan? Hayırdır?'' derken ön yolcu koltuğuna yerleşti Aden. Ayda ise hiç bir şey söylemeden arka koltuğa yerleşti. Bir anlık küçük bir kız çocuğu gibi gördüm onu. Ben ise Aden'e dönüp umursamaz ve sert arası bir bakış attım ve gaza bastım.
-----------
Depoya gelmiştik, saat 18.57 idi. Arabayı deponun yanındaki kuytuya park ettim.
''Neresi lan burası?'' dedi Aden.
''Birazdan her şeyi anlatacağım. Üç erkekle tanışacaksınız.''
''Vay anasını'' dedi Ayda. ''Diyorsun ki sizin için seçemedim üçünü de getirdim. Sağ ol kral.'' dedi gülerek. Aden de güldü. Ben ise hafifçe burnumdan gülerek sırıttım.
''İnin hadi.'' dedikten sonra arabadan indim ve ikisi de peşimden indikten sonra arabayı kilitleyip anahtarı da cebime koydum. Ne olursa olsun gergindim. Onlara güvenmiyordum, kardeşlerimi korumaya almalıydım.
Ben önden onlar arkadan deponun kapısına ilerledik. Kapının önüne geldiğimizde Miraç yine bekliyordu.
''Naber?'' dedim Miraç'a gülümseyerek.
''İyidir patron, senden?'' dedi aynı şekilde gülümseyerek.
''İyiyim teşekkürler. Sana bahsettiğim kardeşlerim işte. Aden ve Ayda.'' dedim arkama bakarak.
''Memnun oldum, hoş geldiniz.''
''Hoş bulduk.'' dedi ikisi de aynı anda.
''Çocuklar gelince onlarla beraber sende içeri gel Miraç.'' dedim ve o kapıyı açarken bende ilerledim.
''Emrin olur patron.'' deyip kapıyı açtı.
Aden, Ayda ve ben beraber içeri girdik. Adamlarım ayağa kalktı ve bende önlerine geçtim.
''Merhaba arkadaşlar. Gelecek kişilerden haberiniz var zaten. Hepiniz kendi rafınızdan silahlarınızı alın. Zaten diğer çocuklarda birazdan gelecekler. Her olasılığa karşı hazırda bekleyin, onlara güvenmiyorum.''
Hepsi aynı anda ''Emredersin patron.'' deyip raflara yöneldiler.
''Ananın gözü. Ne oluyor lan?'' dedi Ayda etrafını incelerken. Aden ise kırmızı rujunu tazeliyordu sakince.
''Otursanıza.'' dedim arkadaki yeni görünümlü siyah deri koltukları göstererek. Ve bende masanın üstünde duran silahı belime sıkıştırdıktan sonra oturdum.
''Beğendiniz mi depomu? Nasıl?''
''Ben beğendim burayı da bizim silahımız yok mu?'' dedi Aden.
''Yakında kendinize özel silahlarınız da olacak. Şu çocuklarla konuşmayı ve güven sınırını atlatsak her şey tamam.'' dedim gülümseyerek.
Bunları konuştuktan sonra da kapı açıldı. En önde Doğu, arkasında Ayaz ve Barçın içeri girdiler.
Güzel oldu gibi bu bölüm. Uzun zamandır yazamadım, taslaktaydı. Fikir kıtlığı yaşadım biraz :) Okullar falan filan derken geç geldi bölüm. Daha fazla da yazabileceğim bir şey yok. Yorumlarınızı dikkate alıyorum. ^333

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leke
General FictionSiyam Karan'ın hayatı harabe oldu, harabe edildi. Siyam sevmeyi unuttu, görmeyi unuttu, anlamayı unuttu. Siyam Karan'ın mutluluğu elinden alındı. İntikamın Lekesi onu kolları arasına aldı. Ayaz Beşir Siyam'ın lekelerini temizlemeye, yaralarını sarm...