Multimedia da Sarp.
Sarp' tan
Saat 19.00 'a gelirken evden çıkmak için harekete geçtim. Evden çıkar çıkmaz telefonum çalmaya başladı. Bu telefon bir kere de sussa şaşırırdım zaten. Arayan Keremdi ,
"Ne oldu ?""Aynı yerde toplanıyoruz. Haber vereyim dedim. "
"Tamam geliyorum. "
O sokağa doğru yavaşça yürümeye başladım. Geldiğimde tüm tayfa oradaydı. Yine bir kavga olacaktı. Kerem yanıma gelip kolunu omzuma attı.
" Yine kavga var. Hakan diye birinin tayfasıyla hesap göreceğiz. "
Umursamayarak "Hallederiz" dedim.
Kaç saattir şu lanet sokakta bekliyorduk ama ne gelen vardı ne giden. Sonunda saat 22.00 'a yaklaşınca,"Kimsenin geleceği yok dağılalım " dedim.
" Katılıyorum " dedi Kerem de bıkkın bir şekilde.
Sonunda yine boş yere harcanan zamanımın ardından yürümeye başladım. Sessiz akşam bana dünkü olayı hatırlatıyordu. O kızın çantasını kaptırması ve benim orada olmam açıkçası büyük şanstı. O sırada hızlı koştuğunu sanıyordu ama yürüsem ondan daha hızlı olurdum. Sırf şu vicdanım yüzünden yardım etmiştim. Bana bakan mahçup gözleri vicdanıma oynamıştı. Evine bırakmamın nedeni ise o kadar saf duruyordu ki onu koruma ihtiyacı hissetmiştim. Ona bakmak beni sakinleştiriyordu. Neden bilmiyorum ama içim anlam veremediğim bir huzurla doluyordu. Aslında onu bir kere daha görmek istiyordum. Bu yüzden onun evinin olduğu istikamete doğru yürümeye başladım. Yine aynı sokaktan geçince gülümsedim. Şaşkın ve korkmuş suratı gulümsememe sebep oluyordu. Yavaş adımlarla yürürken neredeyse onun evine varmıştım. Taki arkamdan ayak sesleri duyana kadar. Sanırım fark etmediğimi sanıyordu. Arkamı dönmemle burnumun dibinde ki adamı görmem bir oldu.
"Kimsin sen? Eceline mi susadın. " sesimdeki tını onu ürkütmüş olacak ki bir adım geriledi. Bu yüzümdeki gülümsemenin genişlemesine sebep olurken ,
" Hakan. Tayfasından bir adama yumruk attığın Hakan. "
İşte şimdi her şey açığa çıkıyordu. Demek o hırsız bunun tayfasındandı ve kendince intikam almaya çalışıyordu. Rahat durmam ve yüzümde mimik oynamaması onun içten içe kudurmasına neden oluyordu. Aniden koşup yüzüme yumruk indirdi. İşte şimdi sinirlendirmemesi gereken bir adamı sinirlendirmişti. Üzerine doğru koşup sert bir yumruk indirmemle yere düştü. Fırsattan istifade üzerine çıkıp ardı ardına yumruk atmaya başladım. Tam da yanıma tek geldiği için cesaretini kutlarken kafamı kaldırmamla bu fikrimden vazgeçtim. Tüm tayfasıyla birlikte gelmişti. İçimden birkaç küfür mırıldanırken 2 tanesi beni Hakan' ın üstünden alıp yumruk atmaya başladılar. Hemen toparlanıp ikisinide yere sererken gelen 3 kişi beni zorlayacağa benziyordu. Hepsiyle birden dövüşmeye çalışırken birisi karın boşluğuma dizini geçirdi. Nefessiz kalıp yere yığıldım. İçimden lanetler okurken boşluğumdan istifade hepsi üstüme çullandı. Hakan' la beraber altı kişiyle başa çıkamayacağım için yerde kalmak zorunda kaldım. Ben tamamen yere yıkılınca yüzlerindeki o sırıtışla gözden kayboldular. Ağzımda birikmiş olan kanı tükürmeye çalışırken karşıdan endişeyle koşarak gelen Selin' i gördüm. Gözlerinde ki o korku canımı sıkmıştı.
Selin' den
Buselerde eğlendikten sonra evime doğru yol almıştım. Saat geç olmuştu ama zaten evleri bir blok ötede olduğu için sorun olmuyordu. Eve doğru yürürken duyduğum öksürme sesiyle adımlarımı hızlandırdım. Biraz sonra gördüğüm şeyle elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Yerde öksürerek kan kusan Sarp' ı gördükten sonra dizlerimin bağı çözülmüştü fakat bacaklarım bana isyan ederken koşmaya başladım. Hayatımda ki en korkunç zamanlardan birini yaşıyordum belkide. Titrek sesimle,
" Sarp! " diye bağırdım. Yanına geldiğimde ağzı yüzü kan içinde kalmıştı. Yüzüme bakıp bir şey demeden kafasını geri döndürdü.
" İyi misin? " dememle kafasını bana çevirip boş boş baktı. Onu burada bu halde bırakamazdım. Kolunu omzuma atınca,
" Ne yapıyorsun?"diye şaşkına sordu.
" Evim zaten şurası Sarp. Sana olan iyilik borcumu ödeyeceğim. Hadi. " dememle benden destek alarak doğruldu. Yavaşça kapıyı açıp annemlere görünmeden üst kata çıktım ve Sarp' ı yatağıma oturttum. Cidden ne yapacağımı bilmiyordum. Elim ayağıma dolaşmıştı ve ben öylece odanın ortasında dikilmiş ona bakıyordum. Sonra bıkkınlıkla kafasını kaldırıp ,
" İlk yardım malzemelerini getirecek misin yoksa ben mi alayım? " dediğinde şaşkınlıkla ve aceleyle malzemeleri alıp odama döndüm. Oksijenli suyu pamuğa döküp patlayan dudağına pansuman yapmaya başladım. Ben pansuman yaparken dikkatli bir şekilde bana bakması işimi düzgün yapamamama ve kızarmama neden oluyordu. Kızardığımı fark etmesin diye türlü pozisyonlara giriyordum fakat dudağının kıvrılması çabalarımın sonuç vermediğini gösteriyordu. Dudağını bitirip bu seferde kaşına pansuman yapmaya başlayınca canı acımış olacak ki yüzünü buruşturdu. Yavaşça kaşına üfleyip kaşını ve dudağını bantla kapattım. Bir süre bana bakıp ,
" Her neyse ben artık gideyim. Borcunu kapatmış oldun Selin Hanım. "
Kafamı sallayıp sessizce aşağı inmeye başladım. O da aynı şekilde arkamdan geliyordu. Yavaşça kapıyı araladım. Tam dışarı çıkacakken omzumdan tutup beni engelledi." Gece gece sokağa çıkmana gerek yok. "
Gülümseyerek kafamı salladım ama onun yüzünde mimik oynamamıştı. Gerçekten de duygusuzdu. Aniden arkasını dönüp ," Kapıyı kapat. " demesiyle kapıyı kapatıp pencereye yöneldim. Ağzımdan nedenini bilmediğim şu cümleler çıktı,
"Umarım birgün yine karşılaşırız Sarp. "