Multimedia da Selin ve Sarp.
Ada 'dan
Dün ki maçtan sonra Selin 'e bir şeyler olmuştu. Maçtan sonra ruh gibi dolaşıyordu ve bunun tek sorumlusunun Sarp olduğundan adım gibi emindim. Kerem le birlikte maçtan sonra gezerken Sarp Selin ' i sürüklüyordu. O zaman sinirlenip yanlarına gideceğim sırada Kerem durdurmuştu. Kerem den hoşlanıyordum evet ve o da benden hoşlanıyordu. Fakat ikimiz de bunu itiraf edemiyorduk. Bu şekilde giderse sonsuza kadar böyle sürecekti. Düşüncelerimden kurtulup Selin ' e döndüm. Hiçbir şey anlatmıyordu. İş başa düşmüştü. Kendi yöntemlerimle öğrenecektim. Oturduğum yerden hışımla kalkıp diğer odaya gittim. Telefonumu çıkarıp Kerem 'i aradım.
"Alo Kerem, ciddi bir konu konuşmak istiyorum seninle. "
" Tabi dinliyorum. "
" Selin dünden beri çok kötü. Bu sanırım Sarp yüzünden. Bana hiçbir şey anlatmıyor. Bir de sen Sarp la konuşsan. "
" Tabi konuşurum. " dedikten sonra telefonu kapattım. Bu iş artık fazla uzamıştı.Kerem 'den
Ada 'nın isteği üzerine koltukta tek başına oturup boş boş etrafı izleyen Sarp 'ın karşısına oturdum.
"Sarp" dememle bana bakmadan umursamaz bir şekilde
"Ne var" dedi. Bende devam ederek
"Dün maçtan sonra ne oldu?" dediğimde bana baktı ve hatırlamaya çalışır gibi sesler çıkarmaya başladı.
"Dün maçtan sonra karşı takımda Enes diye bir çocuk vardı. Valla adam gibi adam. Çıkışta onla takıldık biraz. Sen ne yaptın?" Her ne halt ettiyse ya umursamıyordu yada öyle davranıyordu.
"Ben Selin le ne oldu demek istemiştim. " deyince hatırlamaya çalışır gibi,
"Selin? Ha şu kız. Bir şey mi oldu?"dedi etrafı inceleyerek.
"Dünden beri çok kötüymüş."
"Peki biz ne yapabiliriz?" Tamam umursamıyorsun anladık da bari konuşurken biraz ciddi ol. Eğer Ada haklıysa ve Sarp Selin 'in moralini bozacak bir şey yaptıysa bunu durup dururken yapmayacağından emindim. Selin de Sarp 'a kötü bir şey yapacak bir kız değildi. Dün Selin 'e bakışlarını, üstüne gelişini, sinirlenişini her şeyi görmüştüm ve bunların her yerinden kıskançlık kokuyordu ne kadar kabul etmeyecek olsada. Şimdi ise ne yapmam gerektiğini adım gibi biliyordum. Sonrasında devam ettim,
"Peki o zaman. Seninle ilgili bir şey yoksa sıkıntı yok. Kızın morali yerine gelsin diye onları geçen günkü gittiğimiz bara götürmeyi düşünüyorum. " bunu dememle dikkatini çekmek bir olmuştu. Doğru yolda olduğumu biliyordum. Devam ettim,
"Duyduğuma göre kızın sevgilisi de yokmuş. Belki de tüm bunlar yalnızlıktandır. " dememle Sarp 'ın gerildiğini görebiliyordum. Sarp efendi ya bu kız senin olacak yada başkasının. Devam ettim,
"Kimi getireceğimi biliyorum. Bende dün maçta biriyle tanıştım adı da Barış. Bence Selin le çok yakışırlar. Ha bu arada akşam 8 de orada oluruz istersen sen de gelebilirsin. Ada, ben , Selin, Barış. Ha bi de Yağmur. Kutay gelemiyor çünkü yurt dışında. E geliyor musun? "
Bir süre öyle durduktan sonra beni bile şaşırtarak sırıttı. İşte bu hiç hoşuma gitmemişti. Sonra devam etti,
"Tabi ki geliyorum. " dedikten sonra rahatsızca kıpırdanıp yüzünde ki ifade nin altında bir şeyler aramaya başladım. Sonrasında kalkıp Ada ya haber verdim. Nerde hata yaptım bilmiyorum ama belki de Selin 'i gerçekten umursamıyordu.Selin 'den
Ada yarım saattir diğer odadaydı. Sonunda yanıma gelip yüzünde ki gülümsemeyle,
"Hadi kalk. Herkesle birlikte bara gidiyoruz. Bir de Barış diye bir çocuk var. " Birden bire böyle söyleyince şaşırmıştım. Zaten Ada 'nın yarım saat rahat durması tuhaftı. Ne itiraz edecek halim kalmıştı ne de başka birşey. Kalkıp hazırlanmaya başlamıştık. Sarp ta gelecekti ve ben buna hazır mıydım bilmiyorum. Kısa kollu beyaz t-shirt ümü alıp koyu yeşil mini eteğimin içine soktum. Saçımı maşayla hafif dalgalı yapıp birkaç yerinden tutturdum. Hafif de makyaj yapıp işimi bitirmiştim. Ada 'da işini bitirdiğinde Yağmur da çoktan gelmişti. Biraz sonra kapı çalmış ve Kerem gelmişti. Kapıdan çıktığımızda iki araba vardı. Yağmur 'a uyup Kerem ile Ada yı yanlız bırakmıştık. Geriye bir tek seçenek olan Sarp ın arabasına binmek vardı. Arabaya doğru giderken içerden Sarp' ın baktığını biliyordum. Benden önce davranıp Yağmur öne oturdu. Zaten öne oturmayacaktım ama Yağmur 'un bu hareketine yüzümü buruştururken aynı zamanda da çok şaşırmıştım. Arka koltuklara kendimi atıp gömüldüğümde araba hareket etmişti. Bir süre sonra Yağmur ve Sarp sohbet ederken ben ise sadece dışarıyı izlemekle yetiniyordum. Neden bilmiyordum ama az önceki hareketininde etkisi ile Yağmur 'a karşı büyük bir öfke duyuyordum. Onlar konuşup kahkahalar atarken nedenini bilmediğim bir öfke baş gösteriyordu içimde. Başımı kaldırıp arabayı süren Sarp ' a bakmaya başladım. 2 dakikadır ona bakıyordum. Sonunda kafamı çevirecekken dikiz aynasından aynı şekilde bana bakan gözler görmeyi beklemiyordum. Ben de aynı şekilde ona gözlerimi diktiğimde arabayı süren kişinin Sarp olduğunu hatırlayınca yola bakması için gözlerimi ondan ayırdım. Gözlerin de yine bir soğukluk vardı ama öfke yoktu. Belki de gerçekten beni önemsemiyordu. Sonunda araba durduğunda kapıyı yavaşça açıp aşağı indim. Mekanın kapısına doğru yürürken birden bana uzatılan bir elle durdum. Elini uzatan kişi ağzını aralayıp,"Merhaba ben Barış. Kerem davet etmişti. Bu gece ki eğlenceyi sizinle geçirmek istiyorum eğer uygunsa. " çok nazik konuşuyordu. Bu hoşuma gittiği için yüzümde ki tebessümle kafamı salladım. Kafamı Sarp tan yana çevirdiğimde gözlerini kısıp bana baktıktan sonra Yağmur a dönmesiyle afalladım. Sonra Sarp Yağmura a,
"Bende bu geceyi senle geçiririm diye düşünüyordum."deyince kaşlarım istemsiz olarak çatıldı. Yağmur kocaman bir gülümsemeyle,
"Çok mutlu olurum. " dedi. Sarp ın amacını anlayamamıştım. Yağmur a sinirliydim. Ama zaten Kutay la birlikteydi bu yüzden sorun olmayacağını düşünerek kendimi uyardım. Kerem ve Ada daha gelmemişti. İçeriye geçtiğimizde Yağmur içmeye başlamıştı. Sonunda hareketli bir müzik açıldığında Yağmur Sarp ' ı sürükleyerek piste götürdü. Bu neydi şimdi. Hayır kesinlikle kıskanmıyordum. Sarp alayla benden tarafa bakınca amacını anlamıştım. O sırada Barış ve bende piste çıkıp dans etmeye başladık. Sarp a döndüğümde yüzünde ki o alaycı ifadenin silindiğini gördüğümde rahatlayıp kendimi dansa bırakmıştım. Biraz sonra Ada ile Kerem de giriş yapmıştı. Ada yı mutlu görürüm sanıyordum fakat yüzündeki ifade hoşuma gitmemişti. Dehşet içindeki bakışlarını takip edip Sarp a baktım. Bakmamla dehşet içinde kalmıştım. Yağmur ve Sarp sarmaş dolaştı. Gördüğüm şey yüzünden sinirle Ada ya doğru yürümeye başladım.
"Ne oluyor?"dedim sinirle. Bana bakıp söyleyeceği şeyleri kafasında toparlarmış gibi bir süre durdu. Sonunda ağzını açtığında,
"Bende çok şaşırdım ama Kutay ın yurt dışına gitme sebebi Yağmur ile ayrılmalarıymış. Ve Sarp bunu biliyormuş. " dediğinde kendime engel olamayarak Sarp ve Yağmurun yanına doğru yürümeye başladım. Dokunsalar ağlayacak durumdaydım ve neden böyle olduğum hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Yağmura dönüp,
"Sen ne yapıyorsun ya!"diye bağırıp kolundan çektim.
"Kutay ı terk eder etmez başkasına mı göz koydun. Şuan ne kadar iğrenç bir durumda olduğunun farkında mısın sen?!" diye bağırırken Yağmur da sinirlenmişti. Sonra devam ettim,
"Sarp la birlikte falan olamazsın. Eğer bunu düşünüyorsan izin vermeyeceğim. " diye bağırırken birisinin beni kolumdan çekmesiyle döndüm. Sarp alayla yüzüme baktıktan sonra kulağıma eğilip,
"Seni ilgilendirir mi?" dedi. Kurduğu cümle donup kalmama sebep olurken hayal kırıklığı içinde ona bakmaya başladım. Yapmaya çalıştığı şeyi anlamıştım. Benden intikam alıyordu. Bende onun gibi ilgilendirir diye bağırmak istiyordum ama yapabildiğim tek şey yine o günkü gibi gözlerine boş boş bakmaktı. Gözleri aynı bakıyordu o aynıydı. Hiçbir şey değişmemişti. Ben uzülüp harap olurken ona hiçbir şey olmamıştı. Sanki tüm yaşadıklarım onun eseriydi. Onun karanlığında onun verdiği acıyla yaşıyordum. Onun karanlığında onun bakışlarıyla donuyordum. Acıyla yüzümü buruşturduğumda gözlerim buğulanmıştı ve onun buz gibi gözleri ile benim gözlerim arasına sudan bir duvar örmüştüm. Gözyaşlarım akarken onun ifadesiz ve umursamaz suratı değişip yerine şok olmanın verdiği ifadeyi bırakırken ben ağlayarak bağırıyordum. O gün yapmak istediğimi işte şimdi yapıyordum. İçimde biriktirdiğim herşeyi kusarcasına ağlıyordum. Sonrasında ağlayarak ve bağırarak,
"İlgilendirir! Neden diye sorma bilmiyorum ama ilgilendiriyor!"diye bağırdım. Sonrasında fısıltı şeklinde ,
"Selin" dedi. Hayır dinlemeyecektim. Yine kötü şeyler söyleyecekti. Yine kalbimi acıtacaktı.
"İstemiyorum! Canımı acıtmanı istemiyorum..
"Selin"
Canımı yakmanı istemiyorum. Bana ne yaptığını bilmiyorum..
"Selin" sesi yükselmişti ama durmadım.
Tamam ilgilendiriyor. Özür dilerim tamam mı. Ama artık dayanama-"
"Selin!" Bağırışıyla ona döndüm. Suratını buruşturmuştu. Yüzümü ellerinin içine alarak devam etti,
"Artık seni üzmeyeceğim. Anladın mı?" Zaten herkes şok olmuşken Sarp ın bu sözleriyle Kerem ve Ada ağızları bir karış açık, gözlerini pörtleterek bize bakıyorlardı. Bu hallerine gülmek istesemde gülemedim. Sonunda güçlü kollar beni sıcak bi göğüse yaslamış sıkıca sarıyordu. Gözyaşlarım artık durmuş yerini sessiz bir iç çekişe bırakmıştı. O bana sarılırken kollarım iki yanımdan sarkıyordu. Kafamı kaldırıp ona baktığımda gözlerini kapatmıştı. Bende kollarımı ona sıkıca sarıp o kollarda gözlerimi yumdum..