4 bölüm

105 32 148
                                    

Ilk defa bir kitap yazıp belki yazar bile olabilirim diye hayaller kurarken kitap yazıpta artık hiç bişey hissedemem,

oysa gerçek bir yazar olabiliceğime o kadar çok inanmıştım ki sadece bir kitap yazıpta duygularımın yok oluşu,

bir yazar kitap yazınca o kadar çok duygular hissederki duygularını kitap yazarken paylaşır ve bense o yazarın taşıdığı duygular yok ;(

4 bölüme hoşgeldiniz...

Rüyamda enes tarafından kaçırıldığımı gördüm gerçekten rüya bile sayılmazdı resmen bir kabus!!,
gerçekten kabustan daha korkunçtu.

Ben Enes karaca'dan korkuyor olabilirim ama neden korktuğumu  bilmiyorum, onu görünce karşımda sanki yıllar önce kaybetiğim kardeşim var ve bana "neden ölmeme izin verdin" der gibi bakıyor, çok pişmanım gerçekten o kadar çok pişmanım ki anlatamam ama mecburdum kardeşimi o adama vermeye mecburdum yoksa ikimizde ölürdük, onu o adama vermekle hayatını renklendirdim gerçekten de artık zengin bir hayatı var belki benden nefret ediyor olabilir ama yapmak zorundaydım onu kaybedemezdim..

Başım çok ağrıyordu gördüğüm iki kabustan sonra başım daha da çok ağrımaya başladı 10 dakikadır uyanığım ama o kadar çok yorgunum ki göz kapaklarımı açamıyorum, biraz daha uzandıktan sonra göz kapaklarımı zorlanarak yavaş yavaş açtım ve kendimi simsiyah bir yatağın üstünde buldum dur bir dakika simsiyah bir yatak mı?

Hemen yatağın üstünden kalktım ve etrafa bakmaya başladım, burası benim odam değildi ben burayı tanımıyorum belki hala uykudayım ve kabus görüyorümdür diye düşünüp kendime tokat attım ve bir daha bir daha ve bir daha malesef bu bir rüya veya kabus değil bu bir gerçek, burası benim odam değil nerdeyim ben bu oda kimin odası? Daha önce hiç görmediğim  tanımadığım bir evde ve bir odadayım.

"Nerdeyim ben" kendi kendime konuşurken arkadan bir ses geldi "benim evimde, benim odamda güzelim" sesin sahibine dönünce büyük bir şok yaşadım, ne yani gördüğüm bir kabus değilde gerçek miydi!? Enes karaca ölmemiş mi? Ama nasıl olabilir bu,"sen sen nasıl ölmedin!" Dudağının sağ kenarı yukarı kaydı "ölmem mi gerekiyodu?"
Bana doğru  yürümeye başladı tam karşıma gelip durdu ve başını eğdi tam konuşcaktıki sözünü kestim "sen bir p*ç sin beni kaçırmaya nasıl cüret edersin" yüzüne tükürdüğümde cebindeki mendili çıkarıp yüzünü temizledi.

Hiç rahatsız olmamış gibi eğildi ve yüzüme yaklaştı "eğer bir daha bana p*ç dersen hayatını MAHVEDERİM!" bağırdığı an saçlarımdan tutup  çekmeye başladı "Ahh" ağzımdan bir inilti çıkınca durdu ama sonra devam etti cekmeye "bırak beni seni pislik BIRAK DEDİM SANA" masanın üstündeki vazoyu alıp kafasına kırdım o geriye giderken ben kapıya doğru koştum son anda kolumdan tutup beni kendine çekti ve tokat attı arkaya doğru düşerken kafamı masaya vurdum ben yerde acı cekerken o yanıma yaklaştı ve önümde eğilip şöyle dedi "eğer bir daha bana karşı gelirsen kardeşini öldürürüm" son dediğini çok anlamadım çünkü göz kapaklarım yavaş yavaş kapandı ve kendimi içimdeki korkuyla derin bir uykuya bıraktım.

5 saat sonra

Enes karaca iğrenç biri ondan nefret ediyorum keşke onu o gün cansız bedeni yerdeyken kontrol etseydim ve öldüğünden emin olsaydım keşke ölseydi, ama yemin ediyorum o ölmese bile onu öldürücem onu yaşatmicam yıllar önce ailemi öldürdüğüm gibi onu da öldürücem ben kimseye acımam!

Ateş Yakmak (Final Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin