Katillerin yüzü gülmez derlerdi,oysa ben gülüyordüm çünkü ben farklı bir katildim, insanların canını değil kalbini sökerek alırdım. Ben Rana yıllar önce ailesi tarafından yetimhaneye bırakılmış, hayatı boyunca soy ismini bilmeyen bir kız.
10 dakikadır dolabın içinde kendime doğru düzgün bir elbise arıyorum,hepsi çok açık ve ben açık giyinmeyi pek sevmem,açıkçası başka hiç bişey olmadığı için üstüme bir tişört ve küçük bit etek aldım. Aynanın karşısına geçtim ve kendime bakmaya başladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Normalde elinde çanta yok ve ayakkabısı da yok. başka foto bulamadım.)
Sadece 50 dakika kaldı eğer 50 dakika içinde aşağı inmesem tekrar işkence etmeye başlıcak. Elbisemi seçtikten sonra üstümden çıkarıp banyoya koştum, iç camaşırlarımı cıkardıktan sonra kapıyı kilitledim ve banyoya girdim, 20 dakika banyo aldıktan sonra banyodan çıkıp üstümü giyindim ve saçlarımı topuz yaptım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sadece 10 dakikam kaldı koşarak kapıya gittim kapıyı açıp merdivenlere doğru koştum, merdivenlere varınca koşarak aşağı inmeye başladım. Merdivenlerden koşarak inerken başımı kaldırdım ve onu gördüm merdivenin başında bekliyordu, biraz daha indikten sonra son basamağa vardığımda ayağım takıldı ve tam düşecekken Enes beni tuttu. Çok yakındık çok hemde çok çok çok, elleri belimde, burun burunaydık nerdeyse nefesini hissediyordum. "Üstüme düşmeyi seviyorsun heralde?" Onu ittim ve dengemi sağladım "saçmalamayı kes" bana sırıtarak baktı ve beni baştan aşağı kadar süzdü.
Arkasını dönüp bir yere yürümeye başladı ben onu izlerken o hemen sağ taraftaki koltuklardan birine oturdu ve eline bir sigara alıp yaktı, o sigarasını içerken ben salona bakıyordum Enes'in olduğu yerde 3 tane koltuk vardı iki tekli koltuk ve bir tane 3 kişilik koltuk tam ortalarında küçük bir masa ve arka tarafta küçük bir kütüphane vardı.
Etrafa bakmayı kestim ve Enes'in yanına gittim, tam onun karşısına tekli koltuğa oturdum ve sessizliği böldüm "benden ne istiyorsun" sıgarasını yere attı beni hiç aldırmadan "Beyza şurayı temizle" ben ona şaşkın şaşkın bakarken bana dönüp konuştu "senden ne istiyormuşum?" Benle dalga mı geçiyordu bu?!?! Hem beni kaçırıyor hemde benle dalga geçiyor pis sürtük uff Rana sakin ol sakin ol kaçıçaksın burdan "bilmem beni kaçırdığına göre benden bişey istiyor olmalısın demi?" Birden kalkıp gitti "BEYZA AKŞAM YEMEĞİNİ HAZIRLAMA DIŞARIDA BİR RANDEVUM VAR"
20 dakikadır koltukta tek başıma oturuyorum bi yandanda hayatı sorguluyorum ben ne yaptımda bu öküz beni kaçırdı, nasıl öldüremedim bunu "yani kendiside maşallah öküz gibi ölmüyor ki" kendi kendime söylenirken "bişey mi dedin?!" koltuktan sıçrayak kalktım "AHH" ben korkuyla ona bakarken o bana hiç bişi anlamamış gibi bakıyordu "ben bişey demedim gerçekten kendi kendime düşünüyordum hem bişey demiş olsamda sana dememişimdir neden sana söyliyim ki yani sen çok iyi birisi-" daha fazla konuşmama izin vermedi "tamam tamam sus" pislik bir kerede izin ver sözümü bitireyim. Yarım saatir koltukta oturmuş onu dinliyorum saçmalıyor abi ne dediğini anlamıyorum bile.
"RANA BENİ DİNLİYOR MUSUN" koltuktan sıçrayak kalktım "NE BİŞEY Mİ OLDU KİM ÖLDÜ" şaşkınca etrafa bakıyordum birazdaha etrafa bakınca aklım başıma geldi, Enes bana bişeyler anlatırken uyuya kalmıştım. Kafamı dönüp enes'e baktım ama o çoktan bana bakıyordu "Rana farkında mısın bilmiyorum ama senin katil olduğunu biliyorum ve senden benim dediklerimi yapmanı istiyorum yoksa seni polislere veririm diyorum sendeki bu rahatlık ne?" Ona hala anlamsız bakarken koltuğa tekrar oturdum ve konuşmaya başladım "sana senden korkmadığımı söylemiştim a yoksa unuttun mu tekrar hatırlatmamı ister misin?" Sinirle ayağa kalktı yanıma geldi ve kolumdan tutup ayağa kaldırdı.
"Ne yapıyorsun be" onu ittirmeye çalıştıkça kolumu daha çok sıkıyordu "Yapmasana canım acıyor" Gözleri çok korkunçtu ondan korkuyordum gözlerimin içine baka baka "acısın o kadar çok acısınki ağla, ağlamani istiyorum" ilk başta ne dediğini anlamamıştım ama sonra anlamaya başladım gözlerimden yaşlar akarken "yapma lütfen canım çok acıyor" bana bakarak gülümsedi "ailen bile senin acı cekmeni umursamadı, ben mi umursicam" gerçekten bu kadar kaba biri miydi Enes ?? Gerçekten bu kadar ileriye gitmiş miydi ama neden ben ona ne yaptım sadece öldürmek istedim mecburdum ben buna mecburdum eğer öldürmeseydim beni polislere vericekti. Peki şimdi neden acı cekmemi sağlıyor. Artık hiç bişey umrumda değil beni polislere versin ama bana bunu yapmasın dayanamıyorum...
Kolumu bırakıp beni itti yere düştüm ben yerde sessiz sessiz ağlarken o hiç umursamadan yanımdan geçip gitti. Enes karaca bu kadar mı duygusuz..? ______________________________________
- en tehlikeli kelime nedir olric? + "Ama" dır efendim bana göre. - neden olric +Önceden söylenen birbir söylemi öldürür mesela seni seviyorum "ama" gibi....
Umarım beğenmişsinizdir güzellerim Sizin için yazıyorum bu kitabı eğer siz beğenmesseniz bu kitabın bir anlamı olmaz ;) 🩷
