Ya Ölseydin... Hyunho

Jilix

Hikayeyi çok fazla Hyunjin'den
dinledik bence biraz Minho'ya
geçelim. 😘

Minho'dan

Sabah gözlerimi araladığımda yine Hyunjin'in büyük yatağındaydım. O kollarımın arasında mışıl mışıl uyuyordu.

Dünya üzerinde Hyunjin'den en daha güzel bir varlık olabilir mi acaba diye düşündüm güzel yüzünü izlerken. Hayır sanırım yoktu. Sanırım dünya üzerindeki en güzel şey benim sevgilimdi.

Yavaşça gözkapaklarını araladı. Güneş doğudan doğar derlerdi. Doğuyu batıyı bilmiyorum. Ama güneş Hyunjinin odasından doğuyor. Aralanan göz kapakları, kahvenin en eşsiz tonu olan göz bebeklerini görünür kıldığı an güneş doğuyordu işte.

Mayışmış ve uykusunda şişmiş dudakları ile bana bakıp gülümsedi.

-Günaydın sevgilim

- Günaydın günışığım

Yine gülümsedi ve huysuzlanarak:

- Günışığı Felix amaaaa

Çok sevimliydi. Onu öpmemek için kendimle savaş veriyordum.

- Felix herkesin günışığı, sense sadece benim günışığımsın. Sen sadece bana ışık olur, sadece benim yolumu aydınlatırsın.

- Mmm evet, diyerek hala kuru kuru ve şişmiş olan dudaklarını şapırdattı.

Tamamen bir bebek gibiydi. Benim bebeğimdi. Huysuz, sevimli, çekingen, ama bir o kadar da atılgan...

Uzunca denilebilecek bir süre yatakta keyif yaptıktan sonra kapı aniden açıldı ve Jisung içeri daldı.

- Aga ben artık dayanamıyorum!

- Jisung ben de dayanamıyorum! Kapıyı çalsana göt herif! Hyunjinle iş üzerinde olabilirdik

Ağzıma sağlam bir tokat geldi. Şöyle şeylerde utanması çok tatlıydı ama utandığında elinin ayarı yoktu. Canımın acısından ölebilirdim. Veya Hwang Hyunjin'le sevgili olmanın bir yan etkisi olarak ben de drama queenlikte level atladım.

- Sikeyim işinizi! İyi değilim diyorum umurunuzda değil mi ya?

Gerçekten iyi olmadığını anladığım an yataktan ok misali fırladım. Doğruca yanına gittim ve sıkıca sardım kollarımı. Sonuçta o Jisung'du. Benim her daim destekçim. Biriciğim. Hyunjin'den sonra beni yaşama bağlayan yegane şey.

Ben ona kollarımı sarar sarmaz zaten zar zor tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı.

- M-minho

- Söyle bebeğim

Hala sarılıyorduk ve gözyaşları tişörtümü ıslatıyordu.

- Minho Felix'ten kaçmaktan yoruldum. Yine onunla eskisi gibi olmak istiyorum. Ama artık olamayız. Artık ilişkimiz bambaşka bir yola saptı ve ben bunu kaldıramıyorum. Onu o kadar çok seviyorum ki aşkımdan öleceğimi sanıyorum. Şimdi onunla böyle olmak beni inanamayacağın kadar incitiyor.

Kapı hafifçe aralandı:

Yavaşça içeri adım atan Felix başını önüne eğdi:
- Beni de...

- Felix neden hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun? Her şey sadece benim için mi bu kadar zor diye düşünmekten kafayı yiyecektim.

- ASIL BEN KAFAYI YİYECEKTİM. SENİ KAYBETMEMEK İÇİN HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANMAYA ÇALIŞTIM BUNA BİLE İZİN VERMEDİN. BENİ KAYBETMEK BU KADAR BASİT BİR ŞEY Mİ SENİN İÇİN? YALVARIRIM KAÇMA ARTIK BENDEN! HYUNJİNİ SEVDİĞİMİ SÖYLEDİM VE O GÜNDEN SONRA ONDAN KAÇTIM. AMA BEN KENDİMDEN KAÇSAM SENDEN KAÇAMIYORUM JİSUNG!

Felix bağıra bağıra bunları söyledikten sonra başı önüne düştü. Hıçkırıkları dışında odada çıt çıkmıyordu. Jisung şok olmuş gibi öylece Felix'e bakıyordu. Hyunjin ve ben bir tiyatroyu izler gibiydik. Sessizliği bozan Jisung oldu.

- Sen.... Sen bana vurdun... Ama inan karşıma geçip Hyunjini seviyorum demen kadar acıtmadı. Seni öptüğümü bilmene, sana olan hislerimi görmene rağmen hiçbir şey olmamış gibi davranman kadar acıtmadı. Bu kadar mı değersizim senin için?

- Jisung sana senden kaçamıyorum diyo neyi anlamadın amk!
diye araya girmemle Hyunjinden sağlam bir dirsek darbesi yedim. Sanırım dünyadaki en patavatsız ve durumları yorumlayamayan insan olabilirim ya.

Neyse ki ikisi de gereksiz çıkışıma takılmayıp devam ettiler.

- Jisung sana verdiğim değeri kendime vermedim ben. Hangi değersizlikten bahsediyorsun? Seviyorum diye atıp tuttuğum Hyunjini kaybetmeyi göze aldım ama seni kaybetmeyi göze alamadım ben. O tokat ne içindi ben bile bilmiyorum. Belki de seni sonsuza dek kaybettim sandım. Ama bildiğim tek bir şey var o da benimle konuşmadığın şu 1 haftadır çürüdü ruhum.

Jisung çevik bir hareketle kollarını Felix'e doladı. Felix bu anı bekliyor gibi hemen karşılık verdi. İkisi de ağlıyordu. İkisi de çok mutlu görünüyorlardı. Onları böyle görmek Hyunjin ve beni de mutlu etmişti. Gururlu birer ebeveyn gibiydik.

Bir zaman sonra kollarını ayırdılar ve alınlarını birbirlerine yasladılar.

Felix:
- Bu kez tokat atmayacağım, diyip gülümsedi

Jisung:
- Sana güvenebilir miyim?
dedi muzip bir ifade ile.

Felix:
- Güvenmene gerek yok,
Dedikten sonra dudaklarını Jisung'un dudaklarına bastırdı.

Jisung'un önce şaşkınlıkla büyüyen gözleri sonra yavaşça kapandı. Hyunjinin beline kolumu doladım ve huzurla bu tabloyu izledik. Daha sonra birbirlerinden ayrıldılar ve utançla bize baktılar.

Jisung:
-Agacım Jilixi baş göz etme planı başarılı, dedi bir yandan Felixin elini tutup bir yandan gülümserken.

- Ne planı?

- Bu salak Hyunjinden hoşlandığını öğrenince sen Hyunjini unut diye seni kendine aşık etme planı yapmıştı o işte

Hyunjin kolumu sıktı. Sanrım pot kırmıştım yine. Beynimi sikeyim!

Felix elini Jisung'un ellinden kurtardı.

- Demeek bana olan hislerin bundan ibaret. Hyunjini benden kurtarmak ve Minho ile mutlu olmasını sağlamak. Sağol Jisung gerçekten!

Kapıyı çarpıp çıktı. Jisung ve Hyunjin hayal kırıklığı dolu gözlerle bana bakıyorlardı. Yerine dibine geçmek istedim.

- AMK BİR KERE DE ZEKİCE BİR ŞEY SÖYLE YA!

- Jisung şuan sinirlisin konuşmayalım.

Ben böyle diyince çekti gitti. Hyunjinle başbaşa kalmıştık.

- Minho baştaki olayı söylemesen iyiydi.

Tam o sırada mesaj geldi. Jungwoo'dandı. Buluşmak istiyordu. Mesajını bemen yanımda olan Hyunjin de okudu. Sinirle kasıldı gözleri.

- Sikeyim yine mi şu çocuk!? Gitmeyeceksin Minho

- Ne zamandan beri izin alıyorum Hyunjin?

- Erkek arkadaşımsan izin almalısın. Almak istemiyorsan siktir git!

- Demek siktirip gideyim?

Dedikleri ağırıma gitmişti. Odadan doğruca çıkarak kapıyı üzeirne kapattım...

Evet tüm çiftlerimiz bir çatırdama evresinde. Hadi hayırlısı. 🥹🤭

Ay aşırı uykum vardı gözlerim kapalı yazdım. İnşallah yoktur 🤌🏻🤝🏻

Ay yorum yapmayı unutmayın nolur ya 🥹🥹😩😩😩