Felixe Bir Haller Oluyor

464 38 9
                                    

Kapıyı açtığımda şok olmuştum. Önce öpüştüklerini sandım fakat Felix hızla kendini geri çekip Jisung'a hızla bir tokat atınca neye uğradığımı şaşırdım.

Jisung tokatın etkisiyle sarsılmış bir şekilde eli yanağında öylece başı yere eğilmiş bir şekilde dururken Felix hızla bakışlarını bana çevirdi.

- Bu gördüklerin hakkında kimseye bir şey bahsetme Hyunjin!

Daha sonra bana çarpıp dışarı çıktı. Doğruca Jisung'un yanına gittim.

- Jisung sen iyi misin?

- İyi gibi miyim amk!

- Ne oldu az önce öyle?

- Senden bahsedip duruyordu. Nasıl canının yandığından ve daha canımı yakacak bir sürü şey. Ben de dayanamadım ve öptüm. Başta karşılık verdiğini sandım aslında. Sonra tokadı yedik böyle. Ama attığı tokat söyledikleri kadar acıtmadı.

- Ne olacak peki bundan sonra?

- Felix karar verecek. Ama bundan sonra eskisi gibi olmamız çok zor. Ben gideyim de biraz "sen ona aşıksın" dinleyip sana kinleneyim Hyunjin

- Jisung benim ne suçum var yaaa?

- Ya şaka yapıyorum zaten bakma sen bana. Minho'ya ne kadar aşık olduğunu en iyi gören benim emin ol.

- İsmi geçince bile özlüyorum şu çocuğu ya. Gideyim de biraz seveyim.

- Üff şuan her zaman tiksindiğim vıcık vıcık aşk hayatınız bile bana acı veriyor amk ya! Ulan Felix!

- Bizim Jisung'umuz aşık mı olmuuuş agu gugu

- Hyunjin tamam git de Minhoyu sev hadi

O sırada kapı açıldı ve içeri Minho girdi.

- Felix'in o yüz ifadesi neydi öyle?

Jisung:
- Nesi vardı nolur söyle! Çok mu sinirli görünüyordu?

- Hayır ağlıyordu. Konuşmak isteyip istemediğini sordum ve "sonra hyung" diyip çıktı evden

Jisung:
- Abi benden bu kadar mı nefret ediyor da onu öpmemden bu kadar rahatsız oldu....
Dedikten sonra o da zorla tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı..

Minho:
- Sen Felix'i öptün mü?

- Minho sonra konuşalım olur mu?
Dedi hıçkırıkları arasından.
- Beni biraz yalnız bırakın. Sonra yanınıza gelirim ben.

Onu daha fazla rahatsız etmeyip çıktık. Odaya çıkınca Minho:

- Ne oldu ikisinin arasında?

- Felix öpücüğe tokatla karşılık vermiş

- Şaka yapıyosun amk! Benim biricik Jisung'um ya..

- Minho, seni öptüğüm zaman ya sen de bana tokat atsaydın diye düşündüm bir an. Çok zor bir durum gerçekten.

- Beni öptüğün zaman ellerim de dahil tüm vücudum uyuştuğu için bunu yapacak gücü kendimde bulamazdım sanırım.
Diyerek gülümsedi.

Bu adamı dünyadaki her şeyden çok seviyordum. Bana aşık olarak beni kendisiyle ödüllendirdiği için ona minnettardım. Felix'in söylediği "Minho'ya kızmıyorum sana aşık olmak çok kolay" sözü geldi aklıma. Hayır Felix asıl aşık olunması gereken kişi Minho. O bu dünyadaki en güzel şey. Ve ben bu dünyadaki en güzel şeye sahibim. Bu biraz kendimi diğerlerinden üstün hissetmeme neden oluyor. Çünkü Lee Minho bana aşık..

- Minho... Ağlayacağım bak
Dedim dolu gözlerimle. Bana doğru yaklaşıp gözlerimdeki yaşları sildi. Sonra dudaklarını alnıma bastırdı.

Benden kısa olduğu için alnımı öpmek istediği zaman parmak uçlarında yükselmesi şu dünyada en sevdiğim şeylerden birisiydi. Benim küçük sevgilim ya..

Bir süre böyle başbaşa vakit geçirdikten sonra son durumu görmek için aşağı indik. Herkes biraz endişeliydi. Ne oluyordu?

- Neyiniz var sizin?

Jisung:
- Saat geç olmasına rağmen Felix hala dönmedi. Telefonlarını da açmıyor.

Seungmin:
- Ne yaşandı olm sizin aranızda?

- Tartıştılar ufak bir şeydi ama Felix alınganlık etmiş.
Diye araya girdim.

O sırada gelen mesaj sesi ile hepimiz irkildik. Mesaj Chan'a gelmişti.

- Felix'ten, "beni merak etmeyin Hyung"
Yazmış

Changbin:
-Demek ki biraz kafasını dinlemek istiyor bugünlük rahat bırakalım onu.

Changbin bunu dedikten sonra herkes odalarına çekildi.

Bugün olanları düşündükçe uykum kaçıyordu. Yarın ne olacaktı? Ben bu düşünceler içindeyken kapı yavaşça açıldı ve aşina olduğum o koku ile bir çift el belimi sardı. Başını boynuma gömüp kokumu içine çekti.

- Minho?

- Hmmm

Sesi o kadar mayışmış ve tatlıydı ki bu içimi titretti. Başımı ona doğru döndürmek istedim ve çenemi tutup dudaklarıma bir öpücük bıraktı.

- Hyunjin..

- Efendim sevgilim

- Bugün olanlar... Yani Jisung'u düşündükçe... Ya biz de öyle olsaydık diyorum. Sana hislerimi fark ettikten sonra öyle çok korktum ki seni kaybederim diye. Şimdi bak.. Kollarımdasın, sana sarılıyorum..

Dudaklarına bir öpücük kondurdum.

- Beni öpüyorsun...

Ellerini belime daha sıkı sardı. Yüzü o kadar huzurluydu ki dünyanın en huzurlu yeri neresi diye sorsalar Hyunjinin boynu derdi sanırım o an. Bunu ona da sordum:

-Minho, sence dünyanın en huzurlu yeri neresi?

Boynuma bir öpücük bıraktı.
- Burası..

Saçlarıma bir öpücük bıraktı.
-Burası...

Daha sonra çenemi tutup yüzümü kendine çevirerek dudaklarıma bir öpücük bıraktı.
- Burası...

Her dokunuşu içimi titretiyordu. Böyle bir aşka sahip olmak mümkün müydü gerçekten? Rüyada değil miydim? Ona daha fazla sokulup derin ve huzurlu bir uykuya daldım.

Sabah olduğunda herkes kahvaltı masasında oturmuş şaşkın gözlerle Felix'e bakıyordu. Siyah olan saçlarını sarıya boyamıştı ve herkese neşe saçıyordu..

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


BEBEKLERİM YAAA

Sizce neler oluyor dersiniz? Önceki bölüm kiss gelecek diyenler doğru tahmin etmişti ama tokadı hesaba katmamışlardır eminim. 🫠

Felix her şeyi bu kadar kolay aşsın istemedim.

Ben Felixi niye bu kadar toksik yaptım ya dksmdmsmdms

Neyse iyi okumalar umarım severek okuyorsunuzduuuur ✨🧚🏻‍♀️





Ya Ölseydin... Hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin