6.BÖLÜM

9 2 1
                                    

6.BÖLÜM

——————————————-

 General leon,yüzünde ve zırhında arbededen kalma kurumuş ağır kan kokusu,çamur lekeleriyle korkunç görünüyordu.

Dalgalı saçları terden sırılsıklam olmuş,tel tel yüzünü perdeleyerek  düşerken,ardındaki çatık kaşları ve öfkenin ateşiyle yanan bakışlarıyla beni kendisine esir etmişti.

 Onun arbedeyi çabucak bastırıp yanı başımda belirmesi  beni hem sarsmış hem de korkunun verdiği hayretle ne diyeceğimi bilememiştim.

Adeta kelimeler boğazımda düğümlendiği sırada gilbreth:

"Lordum,iyi misiniz?...Bu kan!" Dedi korku ve panikle gözleri büyüyerek.

"Benim kanım değil."

"Peki saldıranlar kimmiş lordum?...Ne istemişler?"

"Bir kaç soysuz eşkiya...kuledeki antika eşyaları yağmalamaya kalkmışlar." Dedi general leon ve bana bakarak devam etti:

"Ya sen...sen ne istiyorsun,derdin ne?" Dedi kibirle.

Cevap veremedim.Vücudumu bir ürperti ve titreme kaplamıştı.Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atarken nefes alış verişlerim sıklaşıyor,duvağım da aynı anda hafifçe havalanıp duruyordu.

 O an general leon, birden beni ayaklarımdan baş ucuma kadar keskin bakışlarıyla ağır ağır süzerek duvağımın kenarına gelip duraksayınca içimde çok garip duygular yükselmişti.Sonra gözlerini biraz daha yukarı kaldırdı ve tam göz hizamda tekrar durdu.

 Bakışları öyle deliciydi ki bir ara gerçekten gözlerimin içine baktığını sanıp istemsizce bakışlarımı ondan kaçırarak başımı aşağı eğdim.Boşta kalan kollarımı yana sarkıtıp kendime dayanak sağlamak için  elbisemi sımsıkı avuçladığım sırada general buna müsaade etmeyip, sol titrek bilek kemiğimden yakalayıp yukarı kaldırınca yerimden sıçramıştım.

Anlamsız,ortamın havası birden değişmiş,fırtına öncesi sessizlik bütün malikaneyi kaplamıştı.Aramızda soğuk rüzgarlar esiyor,kara bulutlar dolaşıyordu.Başımı kaldırıp general leonunun acımasız ve tehditkar bakışları altında ezilirken damarlarımdaki kan buz kesmişti.Elinin arasına  sıkıştırdığı ince ve narin bileğim avuçlarının içinde kaybolmuş,acıyla sızlarken gözlerim dolmuştu.

 O çok kuvvetli bir adamdı.

Kaya gibi sert,sağlam bir duruşu vardı.Ve bunu iliklerime kadar hissetmemi istercesine karşımda gövde gösterisi yapıyordu.İçimdeki kendini koruma içgüdüsüyle ayağım bir adım geri gidince,general leon ne yapmak istediğimi anlayıp bileğimi daha şiddetli bir şekilde sıkarak bırakmadan aşağı doğru savurdu ve beni koridor boyunca çekiştirip, sürükleyerek yürümeye başladı.Sert ve hızlı adımları koridorda yankılanırken kahya gilbreth de arkamızdan geliyordu.Leon,bizim için hazırlattığı odanın kapısından beni paldır küldür içeri sokup  kendisi de girdikten sonra kapıyı kapadı ve içeriden kilitleyerek sımsıkı tuttuğu bileğimden beni ittirip kapı duvarına  yasladı.Öyle hızlı ittirmişti ki neredeyse kafamı patlatacak zannedip gözlerimi bir iki saniyeliğine sıkıca yumup tekrar açtım.

 Leon,beni kendi ve duvar arasına sıkıştırdığına emin olunca bileğimi bırakıp,iki kolunuda açıp  ellerini duvara ses çıkartarak vurdu ve bana bariyer ederek ondan kaçmamı sağlayacak tüm yolları kapatmıştı.Başını yüzümün hizasına getirdi ve duvağımın önüne eğdi.Çok yakındı.Aramızda bizi ayıran siyah bir bez parçası olan duvaktan başka hiçbir şey yoktu.

ÇİRKİN LEYDİNİN SOĞUK AŞKI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin