Ocean | Hyunlix

3. Cankurtaran

-Hyunjin'in ağzından-

İlk gece gittiğimiz mekan güzel ve rahattı. Okyanusun kokusu iyi gelmişti.

Ertesi sabah uyanıp iyice gerindim, yüzümü yıkadım. Aşağıda arkadaşlarımla kahvaltı yaptıktan sonra geri odama çıktım.

Bugünkü görevim havuzdaydı. Güneş kremini bol bol sürüp mayolarımı aldıktan sonra dışarıya gittim.

Havuza vardığımda önce girişteki personel tablosunu inceledim. İsimlerini not almalıydım.

ㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁ
[Cankurtaranlar]
Kang Min Hyuk
Oh Sehun
Lee Felix
ㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁ

"NE- LEE FELIX?!"

Bağırdığım için herkes bana döndü. Kimseyi umursamadan havuza gidip etrafı kontrol ettim.

Her köşeyi yokladım, duşakabinlere bile baktım ama o hiçbir yerde yoktu...

Resepsiyona gidip onun şu an nerede olduğunu sordum. Böyle pat diye sormamla tabii ki işkillendi.

"Pardon beyefendi, siz kimsiniz?"

"Ben..."

Ne diyeceğimi bilememiştim. Sessiz kalmamla eli telefona gitti, sanırım güvenliği çağıracaktı.

"Müşteriyim! Daha doğrusu mesaideyim, bir haftalığına burada araştırma yapıyoruz."

Telefonu yerine geri bırakıp yüz ifadesini düzeltti. "Oh! Siz şu özel turizm şirketinden gelen konuklarımızsınız!" ^^

Başımla onaylayınca "Aniden sorduğunuz için sapık falan olduğunuzu düşündüm, çok özür dilerim!" diyerek birkaç kez eğildi.

"Hayır, hayır. Sorun değil.
Lee Felix şu an nerede acaba?"

"Üzgünüm beyefendi, personelimizin özel bilgilerini müşterilerle paylaşmam yasak. Gizlilik esaslarıyla ilgili sıkı bir eğitim aldık." ^^

"Vay canına, çok titizsiniz. Size oylamada tam puan vereceğim..."

Yakasındaki isimliğe baktıktan sonra devam ettim: "... Bayan Cheon."

Gülümsedi tekrar saygıyla eğildi. Ben de havuzdaki işime döndüm, raporumu yazmalıydım.

Felix buralarda bir yerde olmalıydı.
"Umarım izne falan ayrılmamıştır..." diye söylendim kendi kendime.

Onunla bu hafta içinde karşılaşmak zorundaydım. Boş vakitlerimde hiç durmadan onu arayacaktım.

🌊🌊🌊

-Felix'in ağzından-

Yine yakıcı sıcak bir gün... Yine güneş, yine kum, yine etrafta eğlenip koşuşturan insanlar... Her şey sürekli tekrarlıyormuş gibi hissediyordum.

Boğulan kimse de yoktu öylece boş boş oturuyordum-
"Ne diyorum ben ya? Güneş çarptı herhalde." deyip şakaklarımı ovdum.

Arkadaşımla nöbetleri değiştirme saatimiz gelmişti. Denize atladıktan hemen sonra çıkınca serinleyip kendime gelmiştim. Islak ıslak odamın yolunu tuttum.

🌊🌊🌊

Ertesi gün ikinci yarı benimdi, ilk yarı Jeongin'indi. Onun mesaisi bitmişken bana köpeğini gösterdi. "FELIX ŞUNUN TİPİNE BAK!"

Bir süre köpekle oynadıktan sonra bana döndü. "İzne ayrılıyorum, annemler de gelmiş. Bu hafta senin tam mesai yapman gerekecek..."

"İyi oldu aslında, ertesi hafta da ben izne ayrılırım, biraz kafa dinlerim." dedikten sonra anlaştık.

Yanımıza bir grup kız geldi.
"Şey... Merhaba."

"Merhaba."

"Eğer mümkünse... numaranızı alabilir miyiz?"

Jeongin gülümseyerek her birine verdi. Ben kibarca reddettikten sonra kızlar geri döndü. "Tanrım, Felix büyük hata yapıyorsun."

"Ne yaptım ben ya?" deyip köpeği sevmeye devam ettim. Aşırı tatlı bir şeydi.

Yanıma geçti ve sağ kolunu omzuma attı. Sol eliyle bütün plajı gösterdi. "Bak şu manzaraya... Burası bikini cenneti."

"Bir grup kız yanına geliyor ve numaranı istiyor, sen ise reddediyorsun. Daha alacağın çok yol var!" deyip omzumu birkaç kez okşadı.

Elini omzumdan çektim ve doğruldum.
"İğrençsin Jeongin."

"NE OLDU YA?" deyip o da ayaklandı.

"Öncelikle sapık mısın millete böyle bakıyorsun?"

"HER ERKEK BÖYLE ŞEYLER DÜŞÜNÜR-"

"Ayrıca müşterilerle ilişki yaşaman yasak. Gizlice yapmayı geçtim, açık açık numaranı veriyorsun. Yakalansan anında kovulursun." deyip kendimden emin bir şekilde durmaya devam ettim.

Jeongin konuşmamı sıkıcı bulup köpeği kucağına aldı. "Aman, neyse ne. Ben gidiyorum haftaya görüşürüz!"

🌊🌊🌊