Onu gördüğüm an kasıklarım daha fazla kasıldı. Karşısında iki büklüm olmaktan korkuyordum fakat titremem ve acım dinmiyordu. Karşıdan karşıya geçemedim. Saniyeler boyu süren bir bakışma sonrasında yavaş adımlarıyla yanıma geldi. Yaklaştıkça kokusu arttı. Aramızdan hızla bir araba geçti, Soobin birden karşımda belirdi. Gözlerimdeki doluluğu ve yüzümdeki acıyı gördü.
"Kokun," Kafasını önüne eğdi. Gözleri kapandı. Göğsü titredi. "Yeonjun..." Kendinden geçiyordu. Kokumu kontrol edemiyordum. Bastıramıyordum. Mümkün değildi. Denemeye bile halim yoktu.
"Soobin." Sesim acizdi. Yardım istiyordu, muhtaçtı. Bir alfa, bir omeganın ona muhtaç olmasından zevk duyardı. Soobin şimdi ona ihtiyacım olduğunu biliyordu ve bunun hoşuna gittiğine emindim.
Elimi ona doğru uzattığım ilk an hemen yakaladı. "Söyle." Titreyen elimin üzerini kokladı, dudaklarını sürttü. Kasıklarımdaki ağrı arttı. Gözümden bir damla yaş yanağım boyunca süzüldü. Soobin'in gözleri gözlerimden ayrılmadı."Yardım et." Ağlayacak gibiydim. Soobin ne halde olduğumun farkındaydı. Tuttuğu elimi sıktı. Beni doğrultmak istedi ama kasıklarımın ağrısı yüzünden iki büklüm olmuş bedenimi doğrultamadım.
Kokumu içine çekti. Elinin tersiyle yanağımı okşarken gözlerindeki keskinliği görebiliyordum. "Edeceğim."Dudaklarımı birbirine bastırdım. Kokusu buradaydı. Aramızda, yanımda ve benim üzerimde. Soobin kokusuyla benimkini daha çok uyandırıyor ve daha çok kıvranmama sebep oluyordu. Ve bunun farkında bile olmadığını düşünüyordum. "Eve götür beni."
Birden üzerimde hissettiğim kokusuyla bayılacak gibi oldum, Soobin hemen elini belimden ve dizlerimin altından geçirip beni kucağına aldığı an kesikçe inledim. Kızışma dönemime bile girmemişken bu ağrı neydi böyle!Ellerimi ensesinde birleştirdim. Yüzümü göğsüne bastırıp gizledim. Kokumu içine çekti. Burnunu saçlarıma bastırdı. "Evime götüreceğim." dediği an panikledim. Yakasından tuttum ama parmaklarım o kadar hissizdi ki sıkıca kavrayamamıştım bile. "Evine gitmek istemiyorum." Korkuyordum.
"Seni o eve götürmeyeceğim Yeonjun." Netti. Açıktı. Bizim evimizden bahsediyordu. Annemle yaşadığım evden. "Oranının nasıl bir pislik yuvası olduğunu biliyorum." Evim hakkında söylediği sözler canımı acıtmadı. Bende memnun değildim. Ben de sevmiyordum. Nefret ediyordum.
Fakat Soobin'in evine, bir alfanın evine gitmekte doğru gelmiyordu. Kokumu alıyordu. Kokusunu alıyordum. Daha önce kendime bile dokunmamıştım ben. Başka birisinin dokunmasına izin veremezdim. Bir alfanın bana henüz sahip olmasını istemiyordum.
Beni ön koltuğa bıraktı. Hemen yanıma geçti. Arabayı çalıştırdı, öyle hızlı gitti ki, uçacağız sanmıştım.
Oturduğum yerde kıvrandım. Kendimden geçtim. Ellerimi sürekli kasıklarıma bastırıyor, parmaklarımı sıkıyor ve sağa sola dönüp duruyordum.Soobin yanında kıvranıp duran bana arada bir kontrol etmek için bakıyor onun dışında bakmıyordu. Elini bacağımda hissettim. "Sadece dokunacağım. İyi gelecektir." Büyük eli bacağımı pantolonumun üzerinden okşamaya başladı. Daha çok kıvrandım. Daha kötü oldum. Onu daha çok istedim.
Nefes nefeseydim. "İlaçlarım-" Gözlerimi sıkıca kapatıp kendimi öne eğdim. Acım dayanılmazdı. "İlaçlarımı alalım lütfen." Soobin cevap vermedi. Yola devam ettik. Hiçbir yerde durmadık. İlaç almadık.
Gözlerimi araladığım o kısacık anda arabanın büyük bir malikanenin bahçesine girdiğini gördüm. Kapısı başka biri tarafından açıldı. Soobin hızlı adımlarla aşağı inip benim kapımı açtı ve aynı şekilde kucağına alırken kulağıma fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
benim gençliğim- yeonbin (omegaverse)
Teen Fiction"Tek başıma, küçük bir koltuğun üzerinde kıvrılmış senin uyumanı beklerken bir kere bile sana dokunmak için o odaya gelmedim. Bana güvenmek için çok fazla sebebin var ama sen hepsini görmezden geliyorsun."