aksilik

66 19 3
                                    

Tm dercesine başımı sallayıp uzattığı telefonu aldım. Beni odama kadar götürdü ve yine kapıyı kilitledi. Yatağıma oturup dizlerimi başımın hizasına getirdim ve verdiği telefona baktım. Telefon çok pahalıya benzemiyor du kiliti de yoktu, ekranda ekran fotoğrafı olarak bir çiçek vardı. Sadece ona yazabilme özelliğim vardı telefonu yatağa koyup elime kitaplıktan bir kitap aldım ve okumaya başladım, 1-2 saat okuduktan sonra çok sıkılmaya başladım elime Bora'nın verdiği telefonu alıp mesaj yazmaya başladım.
       Ben:
      -Burada daha ne kadar kalıcam acaba?
Mesajı yazdıktan iki üç dakika sonra cevap geldi ;
     Bora:
     -Ne kadar gerekirse orasını bilemem.
Hemen ardından bende yazmaya başladım.
      Ben:
      -Buda ne demek
     Bora:
      -Sen hala uyumadınmı ? saat akşamın sekizi.
Saatin kaç olduğunu hiç farketmemiştim bile sonra hafif bir esneme oluştu yüzümde sonra ona cevap olarak ;Ben:
      -Olabilir, saatin kaç olduğunu farketmemişim ve bunu bana yaptığınıza pişman edicem sizi !
Telefonu aniden kapatıp yatağa koydum ve  uzandım hiç bir şey yapmadığım halde çok yorulmuşum. Uykuya daldığım da çok garip bir şekilde rüya görmemiştim. Sabah olduğunda erkenden kalkıp yatağımı düzelttim ardından masanın sandalyesine oturup sırtımı yasladım odada çok sıkılıyordum. Dışarıyı gezmek istiyordum. Elime telefonu alıp Bora'ya mesaj attım mesajda bunları yazmıştım.
       Ben:
       - Biraz bahçede gezsem nolur ya çok sıkıldım odada , nolur biraz bahçede gezsem.
Hemen ardından Bora'da mesaj attı mesajda;
       Bora
       -Sadece benimle gezebilirsin kaçmaya çalışma sakın, zaten isteyende kaçamazsın. Geliyorum.
Gözlerimi devirdim ama bir yandanda sevindim çünkü bahçeye çıkcaktım. Mesajı okur okumaz üzerime bir tane ince beyaz bir tişört ve altıma İspanyol paça olan kahverengi bir kot pantolon geçirdim. Saçımı elimle tarıyıp hazırlamıştım tam o anda Kapı çaldı ve Bora kapıdan içeri girdi ben yapmacık bir gülümseme ile dışarı çıkacakken bana " hava soğuk üzerine hırka al. " dedi . Onun söylemesiyle beraber hırkamı almıştım bile kapıdan çıktık ve koridorda yürüdük. Koridoru geçtikten sonra bir asansör gördüm. Asansöre doğru yürüdük asansöre bindiğimizde " asansöre gerek yoktu bence " dedim o hiç bir tepki vermemişti gerçekten çok soğuktu niye böyleydi ki ?
Asansörün zemin kat düğmesine basınca aşağı doğru indik sonra bir anda garip bir ses çıktı
" neler oluyor " dediğimde oda olan biteni anlamıyordu asansör bir anda sallandı ve refleks anıyla onun kolunu tutum asansördemi kalmıştık şimdi bir de ikimiz ah böyle bir şey olamaz ya!
Asansör kararınca hiç bir şey göremedim . Panik atağım olduğu için kendimi tutmaya çalışıyordum derin nefesler alıp vermeye çalışıyordum bunu duymuş olmalıydı elindeki telefonun el feneri özelliğini açıp bana doğru döndüğünde ben yere oturdum. Oda bu hareketimle beraber yere çömelince yanıma oturdu yinede aramızda fazla mesafe vardı. Ben hayla derin nefesler alıp verirken o da bana bakıyordu telefonun ışığıyla az da olsa yüzünü görüyordum endişeli miydi bilmiyorum ama biraz garip bakıyordu.  Bana " iyi misin? " dediğinde konuşamıyordum bile ona dönüp hayır anlamında başımı salladım bu hareketimden sonra elindeki telefonu alıp WhatsApp'a girdi ve yardım etmeleri için yazmaya başladı ama İnternet çekmıyordu bunu farkettikten sonra yanımdan kalktı ve asansörün kapısına vurmaya başladı çok sert vuramazdı
çünkü asansörü daha fazla bozmamalıydı. Bir kaç ayak sesi duyduğumda biraz rahatlamıştım ama hayla kötüydüm gözlerimin önü kararmaya başladığında kendimi tutmaya çalışıyordum.
Bora'nın gözleri bana döndüğünde gözündeki endişeyi görebiliyordum. Başım ağrımaya başlamıştı çok kötüydüm. Biraz daha beklememiz gerektiğini ve tamircinin beş dakikaya burada olacağını söylediler. Gözümün önü karardığında artık kendimi karanlığın içine bırakmıştım bir anda beni tuttu . Ondan sonra Bora'nın bizi buradan acilen çıkarmaları gerektiğini söyleyen sesini duydum. Ondan beş dakika sonra kapının açılması ile birinin beni kucağına aldığını hissettim kimdi bilmiyorum ama çok hızlı oldu herşey. Ondan sonra merdivenden çıktığımızı anladım yine beni odama götürüyordu herhalde çünkü odamın kapısının gıcırtısını duydum yavaş yavaş yatağıma yaklaştıktan sonra beni taşıyan kişi beni yatağıma bıraktı , üzerimi örtüp çıktıktan sonra hafif gözlerim aralandı az da olsa görebiliyordum. Beş dakika bile olmadan hizmetçi bir kadın içeri girdi . Elindeki tepside bir kase çorba ve bir kaç ilaç ile su vardı.
Kadın elindeki tepsiyi masanın üstüne bıraktı ve yanıma geldi, beni yatağın üstünde oturttu ve arkama yastık koydu . Ardından masanın üstüne koyduğu tepsiyi geri alıp yanıma geldi o anda  " ben kendim içebilirim teşekkürler " diyip kadının elindeki tepsiyi aldım kadın bana tebessüm ederek odadan çıktı . Elime bir hap aldım ve yuttum ardından su içtikten sonra bardağı yerine bıraktım hiç iştahım yoktu ama yiyecektim. Elime kaşığı alıp çorbaya daldırdım kaşıktaki çorbayı içtikten sonra geri tepsiye koydum telefon titrediğin de telefonu elime aldım ve gelen mesaja baktım.
             Bora :
             - İyi oldunmu?
Bu da neydi şimdi?
             Ben :
             - İyiyim de sana noldu?
Şaşırmıştım şimdi neydiki ? hemen ardından cevap yazdı.
              Bora:
              - Bugün kötüydün onun için yani birşey yok

KAPALI KAPILARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin