Kafamı sesin geldiği yöne doğru çevirdiğimde bizim kel müdür olduğunu gördüm. Ölüm fermanımız yazılmıştı.
"Açılın.Çocuğum yol açsana. Çekilin." Müdür kalabalığı yararak yanımıza ulaştı.
"Sen. Sen. Sen ve sen. Derhal odama." Dedi ve el mahkum pıtı pıtı müdür odasına çıktık.
Kendime boy aynasında baktığımda gömleğim eteğimden firar etmiş saçlarım abuk subuk dağılmış ve boynumdaki tırnak izleriyle çok vahşi duruyordum. Bunun yanında Sude ve Esrayı güzel benzetmenin verdiği gururla beraber Rüyayla birbirimize en çılgın bakışı attık.
Kapı sertçe kapanmış ve kel müdür içeriye girmişti. Hepimiz yanyana ip gibi dizilmiş müdürden gelen herhangi bi atak için kendimizi hazırlamıştık.
"Derdiniz ne sizin birbirinizle?" Dedi ilk olarak. Sakinliğini koruyor olması kızıl sürtüğü atağa geçirdi.
"Hocam kantinden bir şeyler almak için sıraya girdiğimiz esnada şu iki yaratık saldırdı." Oha ebesinin ki.
"Lan bana baksana sen kim oluyorsun da iftira atıyorsun utanman yok mu lan senin bayır gülü." Dedi Rüya içine kamyon şoförü kaçtığını düşündüğüm sırada.
"Vallahi iftira müdürcüğüm." Dedim sakinliğini korumak amacıyla.
Müdür elini masaya vurdu ve
"Yeter. Susun. Sizi duymak istemiyorum. 1 hafta boyunca bahçedeki çöplerden siz sorumlusunuz aksi takdirde disiplin işlemleri başlatacağım." Dedi amınakoduğumunun.》
Bodrum kata inmiş kendimize süpürge seçiyorduk. Kızıl sürtüğe 'seni siktim öldün' bakışı atıyordum.
"Ben hayatta bahçe falan temizlemem Güney'e rezil olmak en son isteyeceğim şey." Dedi Sude.
"Hah sana bakacağını da nerden çıkardın anlam veremedim doğrusu." Dedi Rüya. İkiside de birbirinden dişliydi. Daha fazla durmak istemediğimden Rüyayı kolundan tutup merdivenlere doğru çektim.
"Kızım bırak uğraşma şu orosfuyla eşek gibi de rezil olacak."
"İzoşum ben ne yapacağım. Hayatta dışarı bunlarla çıkamam. Olmayan itibarım sarsılacak."》
Bahçeye çıkmış yerdeki yaprakları temizliyorduk. Güney hemen yanımdaki banklardan birisine Alp ile birlikte oturmuştu. İçimdeki gereksiz heyecanı hiçe sayıp süpürmeye devam ettim.
"Orası olmamış." Dedi ilk gördüğüm o donuk ifade ile.
"Ha?" Dedim şaşkınlığımı istemsizce dışarı vururken.
"Orası olmamış." Diye tekrarladı.
Arkamı dönüp baktım. Süpürge ile orada kalmış yaprağı da aldım.
"Ha eyvallah sağ olasın." Dedim. Ne bir saniye bu kadar kaba olamazdım değil mi. Kahretsin. Kahretsin.
"Şey yani öyle demek istemedim aslında. Yani tekeşşürler. Ay aman işte teşekkürler." İyice saçmalamaya başladığımda dudağının sola doğru kıvrıldığını görebilmiştim. Tanrım artık rahatça ölebilirim.
Sonrasında Güney Alp ile derin bi sohbete girmişti. Yanlarından ayrıldığım için konuşulan konuya hakimiyetim de sıfırdı. Hala üzerimde rezil olmanın verdiği huzursuzlukla yerdeki yaprakları topluyordum. Gözüm istemsizce Güney'e kaydığında gözlerimiz buluştu. Bakışları son derece rahatsız ediyordu.
》
Okuldan çıktıktan sonra Rüya ile alışverişe gittik. Bu cuma yapılacak olan bahar partisi için kıyafet bakacaktı.
"Bu sefer kızıl sürtüğe ortam vermemem lazım anlıyor musun İzem."dedi kararlı ses tonunu bana yansıtırken.
"Anlıyorum seni." Dedim bezgin bi ifadeyle.
Birbirlerine ölümüne rakip olmalarını anlamıyordum. Son iki haftadır Güney, Rüya ve Sudenin rekabetini artırmıştı. Bunu dışardan bakarak bile anlayabilirdiniz.
Görkemli alışveriş merkezinden içeriye adım atıp Rüyayı takip etmeyi sürdürdüm. Aşırı pahalı olduğunu sezdiğim mağazaya doğru girdi. İçerisi resmen para kokuyordu. Zenginlik harmalanmış bu yere kendimi çok uzak hissettim. Asla bir gece için bu kadar çok para dökmezdim. Daha doğru bir deyimle dökemezdim.
Orta halli bir aile gelirimiz vardı. Babam memur, annem ise terzilikle uğraşıyordu.
Askılardaki elbiseleri incelerken Rüya elinde on parça elbise ile bana doğru geliyordu.
"Hepsine bayıldım seçmek konusunda kararsız kaldım. Hadi kabinlere gidip bir an önce denemek istiyorum." Beraber kabinlere doğru yürüdük. Rüya içeri girip seçtiği kırmızı renkli elbiseyi giyip çıktı.
Derin sırt dekoltesi elbiseyi oldukça zengin gösteriyordu.
"Bence bu." Dedi diğer seçtiği kıyafetleri hiçe sayarak.
"Diğerlerini de dene beğendiğin olursa en azından fikir yürütürüz." Dedim.
"Pekala kabindeyim o halde sen takıl."
"Tabii." Dedim ve gözümü alan siyah elbiseye doğru usulca hareket ettim. Askıdan alıp bir göz süzdüğümde göğüs kısmının açık olup yatay bir bandı olduğunu gördüm. Sırt kısmı oldukça açıktı. Gerçekten harika olduğuna kanaat getirmiştim taa ki fiyatı gözüme çarpana kadar. Hangi özürlü bu elbiseye 1000 tl verirdi. Hayretler içinde tekrar Rüyanın yanına gittim.
"Hazırsan alalım artık." Dedim.
"Çıkıyorum bir saniye. " dedikten 10 dakika sonra kabinden çıktı.
Gereken işlemleri halledip oradan ayrıldık.2 saatin sonunda Rüya için gerekli olan her şey hazırdı. Fazlasıyla yorucuydu.
"Rüyam daha var mı alacağın bak benim ayağım koptu gidiyor." Dedim yorgunluğumu belli ederek.
"Ay sende hemen yoruluyorsun be İzoş. Yarın da senin için bir şeyler bakalım olur mu."
"Aman Aman kalsın. Hayatımın geri kalanını burada geçirmek istemiyorum."
"Yapma ama nasıl da keyifliydi."
"Yaa yaa. Bir de bana sor Rüyam. Vallahi eve gidelim içim bir hoş oldu." Diyip kolundan sürüklemeye başladım.
"Ben acıktım sanırım İzoş." Dedi Rüya.
"Dışarda bir yer buluruz. Yürümeye devam et."
》
Siparişleri vermiş ve gelmesi için bir masaya kurulmuştuk. İtalyan mutfağına ait olduğunu öğrendiğim İtalyan Rizotto garson tarafından masaya getiriliyordu. O sırada kapıdan içeriye Güney ve arkadaşları girdi. Oha ebesinin amı derken Rüya çoktan Güneylere gelmesi için el hareketi yapmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/36779449-288-k26646.jpg)