"Beray, yine nereye daldın? Hayata dön kızım." Hayata dönersem yine yalan olurum hocam. Bari rüyamda gerçek olayım.
"Hocam sanırım yine yemek düşünüyor." diye tanıdık bir ses geldi ve ardından kahkaha sesleri. Bir anda sessizlik oldu yada dış seslere kulağımı kapadım.
Rüyamda yıldız kadar parlak olduğumu ve herkesin beni izlediğini görüyordum. Bakan tekrar bakıyordu. İlk defa ismimin anlamını taşıyordum.
"Kavurma mı düşünüyorsun Beray? Yoksa künefe mi? Kesin tas kebabı düşünüyorsundur." Bu ses... Bu koku... Çok tanıdık ama kim?
Kim olduğunu görmek için gözlerimi araladım ve başımı koyduğum sıradan kaldırarak doğruldum. Bizim sınıftan hiç konuşmayan çocuk yan sıramda oturmuş bana bakıyordu. Hiç konuşmazdı ama sesini yıllar önce duymuştum ve yanına hiç gitmememe rağmen kokusunu da yıllar önce almıştım.
"Ne, ne oldu? Niye öyle oturmuş bana bakıyorsun?"
"Güzele bakmak sevaptır, bilmiyor musun?" Bu benimle alay mı ediyor yoksa içten mi söylüyor? Hem o kadar kız varken beni mi buldu şimdi bu? Neden gülümsüyor onu da anlamış değilim.
"Biliyorum ama sen yanlış biliyorsun. Güzele bakmak değil güzel bakmak sevaptır olacak o."
"Hayret." Gel birde işin yoksa bu çocukla uğraş.
"Neye hayret?" Espri yapma ne olur, lütfen espri yapma.
"Her ders uyuyan güzel bana edebiyat dersi veriyor." Şimdi sana hayatın dersini de verirdim de dua et yeni kalktım halim yok.
Konuyu kapatmaya çalışarak "Birşey mi söylemeye gelmiştin?" diye sordum.
"Umarım uykumu böldüğüne değecek kadar önemlidir." Çok mu kaba oldu bu? Yok canım, hem haklıyım."Tanışmak için gelmiştim aslında." Bu mu? Gerçekten mi? Bari okula ilk geldiğinde tanışsaydın. Okulun kapanmasına 2 ay kala tanışmak nedir?
"Beni zaten tanıyorsun ya. Daha yeni ismimle hitap ettin."
"Ama sen beni tanımıyorsun." Seni bu saatten sonra tanımasam da olurdu.
Başımı yavaşça kaldırdım ve sınıfın içine göz gezdirdim. Kimse yoktu. Teneffüste olmalıydık. Sonra da adını bile tam bilmediğim çocuğa baktım.
"Adın şey değil miydi ya? Berkay." Neden boş gözlerle bana bakıyor bu çocuk şimdi? Umarım ismini yanlış söylememişimdir.
"Berkin."
"Efendim?"
"Adım Berkin... Berkin Güven."
Berkin... İsminin anlamı bile sağlam ve güçlü demekken niye bu kadar güçsüz görünüyordu.
"Artık tanıştığımıza göre izninle yatabilir miyim?" Belki biraz ters davranmış olabilirim ama birazcık. Sonuçta o da beni uykunun kollarından aldı.
"Tamam, yatabilirsin."
Neden hâlen kalkmadı bu? Niye gözümün içine bakarak izliyor şimdi bu beni? Bir gün de rahat kalamayacak miyim ben?
"Ee."
"Ne 'Ee'?" Hadi bismillah ne istiyecek acaba benden? Umarım bu seferde kaç yaşındasın filan demez.
"Yat hadi."
"Sen benim başımda oturup beni izlerken nasıl yatabilirim?"
"Sen yalnız kalma diye." Şaşırmıştım. Beni bu hayatta tanıdığım herkes yalnız bırakıp veda bile etmeden gitmişken ismini az önce öğrendiğim insan beni yalnız bırakmamak için yanımda bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ KUŞ
Avventura"Peki, gitmemiz gereken yer neresi öğrenebilir miyim hanımefendi?" "Bana iki de bir hanımefendi demeyi bırakır mısın?" Rahatsız olmuyordum aksine eğleniyordum ama birinin bana böyle seslenmesini de istemiyordum çünkü fazla iyiydi ve ben bunu hak etm...