(EXO - Promise ile okuyunuz ^^ )
TAEHYUNG ~
Kendimi hiç bu kadar eksik hissetmemiştim. Sanki... sanki yarım kalmıştım. EJ giderken eski beni de yanında götürmüştü adeta. Ama olsun... Eski ben, ona tüm anılarımızı anlatır. Evet, o anıları ona yaşatmayı deliler gibi istiyordum. Gittiğimiz her yere tekrar gitmek, yaptığımız her şeyi tekrar yapmak. EJ öleli üç yıl oldu. Üç yıl. EJ'siz geçen üç yıl. Ben onu üç saatte bile özlerdim. Oysa üç yıldır özlüyorum. Kelimeler boğazıma takılıyor. Konuşmuyorum, konuşamıyorum. Sadece yazıyorum. Her şeyi. Her günümü. Çoğu zaman yazmak hiçbir şeye yaramıyor. Ne içimdeki özlemi alıp götürüyor, ne de EJ'i bana getiriyor. Yine de yazıyorum. Amaçsızca...
Han Nehrinin kenarında yürürken aklımı kurcalamaya başladı ölümün basitliği. Bir kurşun, bir bıçak, bir süre oksijensiz kalmak. Bütün bunlar irade sahibi olan tek canlıyı öldürmeye yetiyordu. Sevdiğiniz, uğruna ölmeyi bile göze aldığınız insanı sizden koparabiliyordu. Oysa siz sadece sevmiştiniz onu sanki hiç gitmeyecekmiş gibi. Anılar biriktirirsiniz ikinize dair. Ve bir gün... hiç hazırlıklı olmadığınız bir anda tek kalırsınız. Hayat size bir kazık daha atar. Aynı şeyi yaşıyorum ben de.
EJ ile 7 yaşlarındayken tanışmıştım. O zamanlar şımarık, huysuz bir kız gibi görünürdü gözüme. Ama yıllar geçtikçe duvarların arkasındaki kırılgan, sevgiye muhtaç EJ'i tanıdım. Birçok kez gitti benden. İlk gidişinde 15 yaşındaydım. Basit bir kavgaydı. Nedeni de EJ'i idollere olan takıntısı. Tamam anlıyorum herkes bir grubu sevebilir ama hangi salak 6 gün boyunca kimseye haber vermeden şirketlerin önünde sabahlardı ki? ( İşte gelecek planım ^^)
Hepsini geçtim kimseye haber vermeden TVXQ'nun Japonya konserine gitmesi? Bu da mı normaldi? Basit gibi görünen kavga, onu kıskandığımın ilk kanıtıydı.İkinci gidişinde ise beni bırakmasından çok, beni bırakıp yanına gittiği kişi üzmüştü beni. EJ, hislerini bilmesine rağmen o gece Jongkook'a gitmişti. O gece... hayatımın en soğuk gecesiydi. Dışarıda kar yağıyordu. İzlemek için pencereyi açmıştım. Ardından yatağıma yatmıştım. Soğuk hava ve kar taneleri odama sızıyordu aralık kalmış penceremden. Üşüyordum. Öyle çok üşüyordum ki içimde yanan kıskançlık ateşi bile ısıtmıyordu bedenimi. O soğuk gecenin sonunda yatağımın başında uyuklayan bir EJ ile merhaba demiştim sabaha. Bir de alnımdaki ıslak bezle..
EJ'in üçüncü gidişi yine Jongkook içindi. Jimin'in mektubundan sonra böyle bir şeyi bekliyordum. Ama sonuçları...
Üçüncü gidiş, dördüncü ve son gidişin nedeniydi. Ve bu gidişin hiçbir dönüşü yoktu. Eunjung... kalbimi kaptırdığım ilk kızdı. Annemden sonra sevebildiğim ilk kız.. O... farklıydı. Beni elde etmek için hiçbir şey yapmamıştı. Aksine ben uğraşmıştım ona yakın olabilmek için. Her nefes alışını duymak, gözlerimi her açtığımda onun yüzünü görmek istemiştim.
Yüzü... onun beyaz yüzü ezberlediğim en güzel şiirdi. Gözleri, okuduğum en güzel roman. Kalbi... sığındığım, demir attığım en sevilesi liman. EJ son defa giderken, benim de gitme vaktim gelmişti.
Sen seferinden bana geri dönebilecek misin EJ? Yoksa son kez mi el sallamıştım sana, son olduğunu bile bilmeden..
Merhabalaaaaaaaar ^^ Şebek Taehyung'dan böylesine duygusal bir konuşma beklemiyodunuz sanırım.. ben de beklemezdim gerçi. Ama aşk her şeyi yaptırıyor işte. Aşk... bir de kaybetmek. Ben de çok sevdiğim birini kaybettim. Ölmedi ama sanki bir ölü. Bölümün gecikme sebebi de o zaten. Sövmek serbest skdjjdjdkd
Yeni bölüm haftaya gençlik ^^ yani inşallah :)
Şimdilik hoşçakalın.
Yeni bölüm için beklemede kalın Tae'nin EJ'leri :)PSCast ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOT: UNUTMA...
FanfictionHayatımızın gidişatına etki eden olayların başlangıçlarını hatırlayamayabiliriz. Ama sonları birer ok gibi saplanmıştır aklımıza. Ne unutabiliriz ne de hatırlamamak gibi bir lüksümüz vardır. EunJung da aynı durumu yaşıyordu. Başından geçen olaylar e...