12. Bölüm [S]

365 18 243
                                    

"Adrian kalp atışlarımı duyabiliyor musun?" Zihnimde sadece kendime ait olduğunu düşündüğüm kalp atışları vardı. "Çünkü ben seninkileri duyuyorum, ne yapacağını bilmeden bir panik halindeki kabini duyuyorum."

"N-ne? Ben seninkileri duyamıyorum ama." Dedim ve gözlerimi farklı bir yöne çevirdim. Ama eliyle tekrar kendine bakmamı sağladı.

"Seni seviyorum."

"Duydun mu?"

"Ama bunda ne var ki?" Dedim çünkü anlayamıyordum, yorgunluk ve şaşkınlık algılarımı kapatmıştı sanki.

"Bunu zihnimden söyledim Adrian, ruh eşim değilsen duyman imkansız."

"N-nasil? Kagami'nin Marinette'in sesini duyması gibi mi." Sesim git gide alçalırken, kendi kalp atışından farklı bir kalp atışı hissetmeye başlamıştım ve bunun farkındalığıyla yüzüm kızarmıştı. "O senin kalp atışların mı yani, ama çok hızlı atıyor..." Afallamıştım ve cümle kurmakta da zorlanıyordum.

Çenemdeki elini yanağıma çıkardı. "Artık duyuyor musun Adrian, senin beni ne kadar heyecanlandırdığını?"

Dokunduğu yer neredeyse yanıyordu.

Kısa bir bilgi Adrian, ruh eşiyle ilk karşılaşma kızgınlığı tetikleyebilir.

"Ne? Omega lütfen ciddi olmadığını söyle." Dedim boş bulunarak sesli bir şekilde

"Ne dedi?" Diye sordu şaşkın gözlerle.

"H-hiç." Dedim kekeleyerek çünkü bence bunu ona söylemek çok doğru değildi.

'Lütfen omega, lütfen bunu yapma yarın okul var ve bunu ne babama ne de Natalie'ye açıklayamam.'

Bu beni pek ilgilendirmiyor.

"O şey mi yoksa?" Diye sordu Luka, sinir bozukluğuyla az önce oturduğum yere tekrar oturdum.

"Öyleymiş, ben alt omegayım döngümün bozulmasını babama açıklayamam ve kesinlikle fark eder, üç ayda bir oluyor normal şartlarda ve kesinlikle babam tüm programlarımı kızgınlık dönemlerime göre düzenlenmiştir. Kesin fark eder." Arkama yaslandığımda bu halime kıkırdadı.

"Olabilir demedi mi? Olmadan önce gitsen iyi olacak sanırım."

Ona baktım. "Sence tekrar görüştüğümüzde bu tehlike devam eder miydi?"

Kesinlikle devam edecek kaçmanın hiçbir anlamı yok hahaha

'Omegalar neden bu kadar...'

"Devam edeceğini söyledi... Ya görüşmeyeceğiz yada olacak anlamına geliyor sanırım, omegamdan nefret ediyorum."

"Çok tatlısın." Dedi birden. Önümde diz çöktü ve ellerimi tuttu. Ellerim alev alıyor gibi hissetmiştim. "O zaman kızgınlığına yakın bir zamanda tekrar görüşelim olur mu?"

"Birkaç gün önce oldu en son..." dedim yarım ağızla. "Birkaç günlük sapmaya da çok bir şey demez herhalde." Yüzüm kıpkırmızıydı buna o kadar emindim ki.

Ellerimi bırakmadan ayağa kalktı ve saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu. "O zaman bu gece bizde misin?" Diye sordu yumuşacık sesiyle.

"Sanırım öyle." Dediğimde zaten ellerinde olan ellerimiden beni kaldırdı ve ellerimden birini bırakıp diğerini tutarak beni geminin içine soktu. O anda git gide daha da sıcak oluyor ve git gide adım atmak daha da zorlaşıyor gibiydi. "Luka... Ben dayanamıyorum..."

Yazardan
(Buradan sonrası sumut bunu bilerek okuyalım)

Luka aşağı inen merdivenlerde arkasını döndü ve Adrian'a baktı. Yüzü kıpkırmızı ağzı hafifçe açık hızlı hızlı nefes alıyor etrafa mucize yüzünden hafifçe feromonlar salgılıyordu.

I Can't Stop Me [Miraculous] |Omegavers|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin