3||Senin en yakın arkadaşın benim||

422 52 7
                                    

Sınıfa geçerek boş bir yere oturdu. Resim için gerekli malzemelerini çıkarırken yanında daima boş duran sandalyeye bugün biri oturmuştu. Yanına tanımadığı biri oturduğu için gerilmişti biraz. Her ne kadar aynı bölümde olsalar da Hyunjin bölümündeki kimseyi tanımıyordu.

Seungmin"Merhaba, sana bir şey sorabilir miyim?"

Hyunjin"Evet."

Seungmin"Hocanın verdiği grup ödevini birlikte yapalım mı? Tabii biriyle anlaşmadıysan..."

Hyunjin zor olsa da yanındaki bedene doğru baktı. İçi içini yiyordu zaten, günlerdir kiminle yapacağını düşünüyordu, bu sevimli çocuk hayatını kurtarmıştı. Kendisi birine teklif edemeyecekti muhtemelen.

Hyunjin"Olur."

Seungmin Hyunjin'in verdiği cevapla rahatlamıştı. Onun da ödevi yapacak kimsesi yoktu. Telefonunu çıkarıp numarasını kaydetmesi için Hyunjin'e uzattı.

Ders çıkışı Seungmin Hyunjin'in peşinden ayrılmamıştı. Hyunjin bunu tuhaf buluyordu çünkü genel olarak hep yalnızdı. Changbin'le ders araları pek denk gelmiyordu ve Changbin'den başka konuştuğu biri yoktu.

Hyunjin"Ödevi şimdi mi yapacağız?"

Başka peşinden gelmesinin nedeni ne olabilirdi ki? Seungmin ona tuhaf tuhaf baktı.

Seungmin"Hayır tabii ki de. Yarın buluşabiliriz belki."

Sadece arkadaş olmak istiyordu fakat Hyunjin bu kavrama pek yakın sayılmazdı.

Hyunjin"Şuan nereye gidiyorsun?"

Seungmin"Bilmem, sen nereye gidiyorsan. Rahatsız mı ediyorum seni? Öyleyse söyle lütfen alınmam."

Hyunjin konfor alanından uzak hissediyordu ama buna rahatsızlık diyemezdi.

Hyunjin"Hayır. Ben genelde kantinde oturuyorum, istersen sen de..."

Seungmin"Orası çok gürültülü değil mi?"

Öyleydi fakat Hyunjin'in kantinde oturması için tek bir neden vardı.

Hyunjin"Birazcık."

Seungmin"Gel bahçeye çıkalım istersen, hava almış oluruz."

Hyunjin Seungmin'i onayladı ve bir değişiklik yaparak bahçeye çıktı. O esnada kantinde kendisini arayan gözlerden habersizdi.

Felix"Güzellik tanrıçası gelmeyecek, gitsek mi artık?"

Minho"Teknik olarak erkek olduğu için tanrı oluyor."

Felix kusuyormuş gibi yaptı. Minho'nun bilmiş tavırlarından usanmıştı.

Jeongin"Daha yeni geldik, çok sabırsızsınız."

Minho"Yeni mi? Kırk dakikadır burada oturuyoruz. Dün kantinde gördün diye bugün de göreceğin anlamına gelmiyor."

Felix"Aynen belki bugün dersi bile yoktur. Başka güzellikleri kesmeye gidebilir miyiz artık?"

Jeongin iç çekerek yerinden kalktı ve saçlarını düzeltti.

Jeongin"Onun için oturmuyordum zaten, kantin bizim alanımız biliyorsunuz."

Felix"He kanka he."

Jeongin"Ben ciddiyim."

Minho"Tabii efendim."

*

Hyunjin Seungmin'le sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Kendisine benzer birini bulmak ayrı mutlu etmişti onu. Seungmin de sessiz, kendi halinde biriydi. Hyunjin kadar asosyal olmasa da fazla sosyal olduğu da söylenemezdi. Hyunjin dışında bir iki arkadaşı daha vardı ve sadece onlarla zaman geçiriyordu.

Son derslerine de girdikten sonra Hyunjin yurda geri dönmüştü. Jeongin'i görmeden günü bitirdiği için üzülse de Seungmin'le tanışıp vakit geçirdiği için mutluydu.

Changbin çoktan yurda gelmiş yatağında uzanarak televizyon izliyordu. Komedi programları izlemek hobisiydi.

Hyunjin çantasını bıraktı ve üzerini değiştirerek kendini yatağına attı.

Hyunjin"Yine şu komik olmayan programı mı izliyorsun?"

Changbin"Sen de gülüyorsun bazen."

Hyunjin"Nadiren evet."

Changbin"Ee?"

Hyunjin"Ne?"

Changbin"Jeongin'le ne yaşadığını anlatmayacak mısın? Her gün günlük rapor veriyorsun ya."

Hyunjin gülerek yastığıyla Changbin'e vurdu. Yatakları arasında fazla mesafe yoktu.

Hyunjin"Bugün onu görmedim."

Changbin"Hiç mi?"

Hyunjin"Kantine gitsem görürdüm kesin ama gitmedim. Yeni bir arkadaş edindim onunla takılmakla meşguldüm."

Changbin şaşırdı. Yeni bir insan ve Hyunjin öyle mi?

Changbin"Vay canına. Bak buna sevindim."

Hyunjin"Nasıl yani? Jeongin'i görmeme sevinmiyor muydun?"

Changbin"Her şeyi cımbızla çekiyorsun. Hem ben sana her zaman söylüyorum o çocuktan uzak dur, sana zarar verir diye. Umarım yeni arkadaşın ona benzemiyordur."

Hyunjin"Benzemiyor daha çok bana benziyor. Bir sürü ortak özelliğimiz çıktı."

Changbin"İkimizin ortak özelliklerinden fazla mı peki?"

Hyunjin güldü.

Changbin"Ciddi ciddi soruyorum Hyunjin."

Hyunjin"Kıskandın galiba."

Changbin"Tabii ki kıskandım. Senin en yakın arkadaşın benim."

Hyunjin"Yaa kıyamam, böyle bakınca çok tatlı oluyorsun."

Changbin"Nasıl bakıyorum?"

Hyunjin"Umutsuz, hafif hüzünlü, gözlerin her an dolacak gibi."

Changbin alt dudağını büzerken Hyunjin daha fazla dayanamamış ve Changbin'in yatağına geçerek ona sarılmıştı. Hyunjin pek sık temas etmeyi sevmezdi o yüzden Changbin bu sarılmanın kıymetini iyi bilerek Hyunjin'e sarıldı.

Hyunjin"Sen benim en ponçik arkadaşımsın."

Changbin"Ve en iyi?"

Hyunjin"Alt tarafı bir tane arkadaş edindim, ona bakarsan senin benim dışımda bir sürü arkadaşın var. Asıl benim kıskanmam gerek."

Changbin hiç istemese de Hyunjin geri çekilince kollarını belinden çekmek zorunda kaldı.

Changbin"Onlar senin kadar özel değiller."

Hyunjin Changbin'in gözlerindeki ışıltıyı fark edince gülümsemiş ve yatağına geri dönmüştü.

Hyunjin"Sana güveniyorum."

Gözleri her zaman bu kadar derin mi bakıyordu yoksa odanın ışığından dolayı Hyunjin'in aklı mı karışmıştı? Changbin'in güzel bakışları kendisine değer verdiği içindi, kafasında başka bir şey kurgulamak istemiyordu.

alter⚝changjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin