Love Me/ taekook

(14)

🌬

Taehyung bir süredir çizim sınıfının açık kapısından izlediği ve mesejlarda hakarete boğduğu omeganın son attığı mesajla koca bir siktir çekmiş daha sonra ağlayarak sınıfı terk eden, hatta neredeyse koşarak kampüsün ortak kafeteryasına yönelen Jeongguk'un peşine takılmıştı.

Okula geldiğinde iyi hissediyordu. Gerçekten, kurdu omegasını görecek olmanın heyecanıyla yerinde duramıyor, Jeongguk için aldığı sütlü kahveyi ve kruvasanı vermek için bekliyordu. Çünkü biliyordu ki Jeongguk'un sabahki dersi çok erken başlamıştı ve omeganın bir şey yemediğinen emindi.

Üzerine dönen gözleri umursamadan Jeongguk'un sınıfına yöneldi. Omega içeride yoktu. Bekleyebileceğini düşünerek dışarı çıktı fakat tam o anda sınıftan kalabalık bir grupla dışarı çıkan, daha geçen gün ağzını yüzünü dağıttığı Jack ve onun kolunun altındaki Sana çıktı. Hayır, onları görmek Taehyung için sorun değildi ama Jack'in üzerindeki kendi montunu görünce deliye dönmüştü.

Sana sinsi bir şekilde gülerken Jack Taehyung'a gevşekçe sırıtmış üzerindeki montta sanki toz varmış gibi omuzlarını silkeleyerek geçip gitmişti. Jeongguk'u eve bıraktığı gece vermişti bu montu omegaya. Üstelik markanın özel koleksiyonundan bir parçaydı ve yanlızca Taehyung'da vardı. Dahası buram buram Jeongguk'un feromonları kokan ceketi Jack'e Jeongguk'un vermesinden başka ihtimal kalmıyordu geriye.

Taehyung birkaç saniye bulunduğu yerde kaldı. Siniri her geçen dakika artarken Min Ji'ye yazmış parmakları klavyede hızlıca dolaşırken çıktığı sınıfa tekrar girmiş en önde oturan çocuğa omeganın nerede olduğunu sormuştu. Bir yandan Min Ji ile tartışıyor bir yandan da yerini öğrendiği Jeongguk'un yanına ilerliyordu.

Çizim sınıfının önüne geldiğinde durdu. Kapısı açıktı ve en önde gergince bir şeyler karalayan omegayı görebiliyordu. Sınıfta birkaç kişi daha vardı. Onların önünde tartışmak istemediğinden duvara yaslamış mesaj atarak yakmaya çalışmıştı omeganın canını.

Şimdi ise yanlış anladığı olayın aslını öğreniyor koşarak uzaklaşan omeganın ardından gidiyordu. Birkaç kere seslense de Jeongguk dönüp bakmadı. Görüşünü bulanıklaştıran yaşlarına, boğazına takılan yumruya rağmen devam etti. Çok geçmeden yarısı dolu olan kafeteryaya ulaşmış kendisine dönen gözleri umursamadan Jack ve grubunun oturduğu masanın önüne gelmişti.