|9|The Forgotten Note

248 22 152
                                    

...

"Ne oldu Jungkook? Kim arıyor?"

"J-Jackson. Jackson arıyor."

"Ne!?"

...

***

"Alo?"

"Alo, Jungkook. Uzun zaman oldu değil mi?"

"Evet! Gerçekten çok uzun zaman oldu. Neden hiç aramadın?"

"Pek zaman bulamadım. Neyse şimdi bunun bir önemi yok. Sana bir haberim var."

"Öyle mi? Neymiş bakalım bu haberin?"

"Şu an Kore'deyim."

"Ne?! Ciddi olamazsın."

"Hayır, çok ciddiyim."

"Hey, Jackson Kore'deymiş!"

"Oh, yanında birileri mi var?"

"Evet, Jimin'le Hoseok."

"Ah, öyle mi? Onları da çok özledim. Şu an neredesiniz yanınıza geleyim."

"Bu çok güzel olur. Jimin'in evindeyiz, bekle sana konum atayım."

"Tamam bekliyorum.~"

"Görüşmek üzere.~"

***

"Vay be! Demek yıllar sonra Kore'ye dönmek aklına gelmiş."

"Öyle deme Jimin. Sen de biliyorsun onun işi orada, ne yapabilir?"

"Biliyorum, Hoseok. Ona lafım yok ama en azından bizi arayabilirdi."

"Telefonda konuşurken birilerini aramak için çok fazla zamanı olmadığını söyledi."

"Bunun pek doğru olduğunu düşünmüyorum, Jungkook."

"Haklısın, Hoseok. Bana da pek mantıklı gelmedi. Ama iyi yanından bakın; sonuçta şu an Kore'de, artık telefonda konuşmayı bırakıp birlikte vakit geçirebileceğiz."

"Sen de büzme o dudaklarını, Jimin." dedim ve Jimin'in pembe, büzülmüş dudaklarını hafifçe dürttüm.

"İyi be, daha fazla üzülmeyeceğim ama umarım gelince Korece yerine İngilizce konuşmaz." diyerek güldü. Ben de buna karşılık kıkırdadım.

...

Tık tık tık

"Jackson geldi sanırım."

"Ben bakarım." dedi Jimin. Ne kadar belli etmemeye çalışsa da aramızda Jackson'ı en çok özleyen oydu. Sadece biraz kırgındı ama bu ona olan sevgisini etkilemiyordu.

"Tamam."

Birkaç dakika sonra Jimin bir kolunu beline attığı Jackson ile içeri girdi. İkisinin de yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Jackson Jimin'den ayrılarak bir adım öne çıktı ve iki kolunu da yanlarına doğru açarak

Invisible || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin