...
"Yine mi o geldi?"
Koridorda sadece yanan sigaranın ufak çıtırtıları ve benim korku dolu nefeslerimin sesi vardı.
Nedenini bilmediğim bir şekilde arkama dönmeye korkuyordum. Sanki orada bir şey varmış gibi hissediyordum.
"Evet, yine ben!"
...
Gözlerim kocaman açılmış, duyduğum ses bütün vücudumu baştan aşağı titretmişti. İçimden bana zarar vermemesi ve bir an önce çekip gitmesi için dualar ediyordum.
Bir anda kulağıma daha önce duyduğum fısıltılardan farklı, mırıldanmaya benzer ilginç sesler gelmeye başlamıştı. Bu ses bir şekilde rahatlamama sebep olurken, bir yandan da ürkütüp, rengimi iyice solduruyordu.
"Come with me..."
"Neler oluyor?"
"And you'll be..."
Bu ses mırıldanmaya devam ettikçe rahatlıyor, göz kapaklarım ağırlaşıyor ve ayakta kalmakta zorlanıyordum.
"In a world of pure imagination..."
...
Gözlerimi açtığımda karşımda abimi gördüm. Hâlâ koridorda olduğum yerde duruyordum. Tek fark artık yerde olmam ve başıma bir sürü insanın toplanmış olmasıydı.
"Come with me, and you'll be in a world of pure imagination."
Şarkıya benzer sesten aklıma kazınan tek cümle buydu.
"Jungkook, iyi misin?"
Ayağa kalktım ve kendime çekidüzen verip konuştum.
"İyiyim."
"Neden bayıldın ve burada ne işin var?"
"İyi olup olmadığımı mı merak ediyorsun yoksa sorguya mı çekiyorsun, abi?"
Gözlerini devirdi ve bir adım yaklaştı.
"Tabii ki de iyi olup olmadığını merak ediyorum ama bana bir cevap ver. Burada ne işin var?"
"Hiç." omuzlarımı silktim.
"Öylesine geldim ve şimdi de gidiyorum."
Tam gitmek için merdivenlere yönelecekken kolumdan tutarak beni durdurdu.
"Saçmalama Jungkook, bir sebep olmadan neden buraya gelesin ki?"
Gözlerinin içine baktım. O da bir iblis olduğu için başıma gelen şeyleri biliyor olmalıydı. Yani benim düşüncem, şu an sadece hiçbir şeyden haberi olmayan iyi abi rolünü oynuyordu. Tabii o bir iblis olmaya da bilirdi... Ama bu oldukça düşük bir ihtimaldi.
Çünkü o kitabı okurken bir kere daha küçüklük anılarımı göz önünden geçirmiş ve garip şeyler fark etmiştim. Mesela, biz kardeş olmamıza rağmen soyadlarımız farklıydı: Min Yoongi ve Jeon Jungkook. Bunu bu zamana kadar hiç düşünmemiştim. Ayrıca kitapta da onun çok yüksek bir ikna kabiliyetine sahip olduğu yazıyordu. Yani bizi hipnoz etmiş olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Invisible || Taekook
FanfictionKulağıma mırıldanmaya benzer ilginç sesler gelmeye başlamıştı. Bu ses bir şekilde rahatlamama sebep olurken, bir yandan da ürkütüp, rengimi iyice solduruyordu. "Come with me, and you'll be in a world of pure imagination." Şarkıya benzer sesten aklım...