Bölüme başlamadan önce sizden küçük bir ricada bulunacağım, bölüme başladığınız tarihî bu paragrafın altına yazar mısınız? Başladığınız tarihleri çok merak ediyorum da.////
Gecenin köründe dışarıda zifiri bir karanlık hakimdi. Havaların artan sıcaklarına rağmen arada bastıran esintiler, açık olan camdan odama uğradığında beni etkilemiyordu. Bu nedenden üzerime ince bir pike alarak uyumayı tercih ediyordum.
Uykulu gözlerimi yavaşça araladım ardından uzandığım yumuşacık yatağımdan kalktım. Gün içinde öyle bir bitkin düşmüştüm ki, gelir gelmez ılık bir duş alıp odama atmıştım kendimi. Saatlerdir bir şey yiyememiştim bu yüzden midem kazınmaya başlamıştı, mutfağa gitmek için oturduğum yerden kalktım, odadan çıkmadan evvel saatin ikiyi beş geçtiğini gördüm.
Okulumuzun son günü olduğundan sınıfça güzel bir restoranda yemek yemiştik. Birbirimizi görmeye alışan hallerimiz artık bize ayrılığın haberini veriyordu. Şen kahkahalı hallerimize eşlik eden, derin ayrılıkların aklımızın köşesinde yer alması, zaman zaman gözlerimizi yaşartıyordu. Birbirimizi kandırıyor gülmekten olduğunu söylüyorduk.
Masada geçirdiğimiz bol kahkahalı anların ardından tüm şehiri yeniden keşfe çıkmıştık. Ayrılışımızın anılarını gezdiğimiz caddelere ve sokaklara bırakmıştık. Keyifli gecenin etkisi yüzüme tebessüm bırakıyorken, gezmekten de ayaklarıma kara sular inmişti. Bu nedenden olmalı ki şu an her yerim ağrıyordu.
Dışarıdan geldiğimden beri aralıksız uyumuştum ve şimdi karnımı doyurmak için soluğu mutfakta almıştım. Mutfağa girerken ilk olarak herhangi bir takırtı sesine karşılık kimsenin uyanmasını istemediğim için kapıyı kapadım.
Buzdolabının kapısını açıp bir şeyler atıştırmak için karıştırdım lakin gece gece yenilecek, kahvaltıdan başka doğru düzgün bir şey yoktu. Kendime yetecek kadar kahvaltılık yiyecekler aldım ve masaya ilerledim, bir an önce yemeğimi yiyip tekrar odama gitmek ve yarım bıraktığım uykuma devam etmek istiyordum.
Hızlı hareketlerle tabağımdakileri silip süpürdükten sonra ortalığı toparlayıp, temizledim. Gece gece doymuş olmanın verdiği rahatlıkla odamın yolunu tutmak için mutfaktan çıktım. Odama yakınlaştığımda duyduğum bazı konuşmalar, adımlarımı yavaşlatmama neden oldu. Konuşulanları anlamak için yerimde durduğumda annemin "Nasıl?" dediğini duydum. Annemi yanıtlayan ses babamdan geldiğinde, söyledikleri şaşkınlığımı ve merakımı artırmıştı.
"Geçen hafta gelen müşteriler... Onlar yapmış!"
"Peki şimdi ne olacak?"Diyen annem, babamdan hızlı bir yanıt daha gelmişti.
"Bekleyeceğiz... Polise haber verdim, onlar da ne zamandır o dolandırıcıları arıyormuş." diye ekledi. Sesleri daha net duymam için salonun en ücra köşesinde olan bej renginde olan kapının ardındaki odaya sessizce yaklaşıp kulağımı kapıya dayadım. Bir süre ses gelmedi, sohbetin bittiğini düşünerek ordan ayrılmayı düşündüm, zaten neyden bahsettiklerinide pek bildiğim söylenmezdi.
"Taşınacak mıyız?" dedi annem, sorusuyla beraber daha bir adım atamamışken yerimde durdum.
"Söyledim ya haciz geldi..." tekrar kapıya yaklaştım ve yine kulağımı kapıya dayadım, "Bir iki hafta içinde çıkmamız lazım, ondan önce eğer dolandırıcılar bulunursa hacizi iptal ettirebilirim. İptal edersem gitmemize gerek kalmayacak ama eğer olmazsa, eğer olmazsa taşınmak zorundayız." dedi. Üzgün ve bir o kadar kesin bir dille.
Annem ile babamın sohbetlerine daha fazla dayanamadım ve odaya daldım. İkisi de beklemiyor olacaklardı ki beni görünce afalladılar. Gece lambası odaya loş bir ortam bırakmıştı. Annem ile babam odanın tam ortasındaki yatağın üstünde sarmaş dolaştı, onların bu hâlini görmezden gelerek tam karşılarında yerimi aldım. Annem uzandığı yerinden oturur vaziyete büründü ve gözlerini bana dikerek:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERCAN
Teen FictionBalıkesir'de yaşayan bir ailenin başka bir şehire taşındığında bazı aksilikler ile karşı karşıya kalırlar ; geçimsizlik, arkadaşlık, geçmiş, sırlar, genler, değişik kültürler ve bunların hepsi yıllardır gitmedikleri anne ve babasının ana vatanında b...