BÖLÜM 6 - SAFA

4 1 0
                                    

Pencereden içeri sızan gün ışığı gözlerimi açmama neden oldu,  ilk gördüğüm şey karşıdan karşıya uzanan odunlar ve onun üstünde de tahta parçalarıyla yapılmış tavandı. Gözlerimi kırpıştırıp açmaya çalışırken birdenbire başım ağrıdı, ağrıya yönelik elimi başıma götürdüm ve uzanmış halimden arınarak yerimden kıpırdandım. Üstüm başıma baktım ve kan, toz, toprak dolu kıyafetlerimin yerine çizgili bir pijama takımı ile değiştirilmişti.

Yine bütün eklemlerim ağrımaya başlamıştı, ağrılarım yüzünden dudaklarımdan iniltiler döküldü ama bu acılarım dün akşam çektiğim acıyı gölgede bırakamıyordu. Nefes alış verişlerim normal değildi, elimi göğsüme bastırıp düzelmesi için dua ettim lakin hiçbir şekilde düzelmedi. Ne bekliyordum ki? Gece boyunca bütün nefes alış verişimde burnuma farklı bir koku çalıyordu ve bu koku kerpiç kokusu olduğunu daha yeni idrak ediyordum. Sırtımı yastığa yaslayıp bacaklarımı içime doğru çektim ve ellerimi bacaklarıma sarmaladım, kimsesiz bir çocuk gibi.

Gece boyunca döktüğüm gözyaşları yüzünden pencereden sıcacık rüzgarın esintisi yanaklarımı yakıyordu her seferinde. Ayaklarımın ucunu kapatan battaniyeyi havanın sıcağına rağmen biraz daha üstüme çektim ve üşüdüğüm için değil, kendimi biraz olsun daha iyi hissetmem için birebir iyi gelirdi.

Nasıl bu eve geldiğimi düşündüm odanın her yerinde gözlerimi gezdirirken. Ürkek bakışlarla etrafa bakarken ilk gördüğüm şey yanı başımda olan sehpanın üzerindeki çantam ve onun sağında eski bir dolap,  dolabın yanında ise üst üste dizilmiş eski kumaş olduğu her halinden belli olan minderler vardı. Beyaz badanalı odanın en ücra köşesinde iki duvar arasında tül perde ile gizlenmeye çalışılmış yorgan, yastık, battaniye gibi üst üste katlanıp dizilmiş şekilde duruyorlardı. Solumda ise güneşin içeri sızdığı pencere ve önünde büyük bir koltuk bulunuyordu. Odanın kapısı, tahta parçalarının yan yana dizilip çivi yardımıyla birleştirilmişlerdi ama tam birleştirilemeyip aralarında boşluk oluşmuştu ve bu yüzden kapının önünden geçen herhangi bir şey görünebilir durumdaydı. Bulunduğum bu büyük odanın içinde hiçbir lüks eşya barındırmayan, tamamen eski sanatların olduğu eski bir evin odasıydı. Dışarıya bakıldığında çok güzel iki rengin buluştuğu bir manzara: Burası tamamen kendiliğinden güzelleşen, Allah'ın var ettiği bir evrendi gibiydi.

Aralıklı kapının ardından ses geldiğinde tekrar ürkek bakışlarımı oraya çevirdim. Salon olarak adlandırdığım kapıdan içeriye mor çiçeklerle süslenmiş boydan bir elbise ve yine beyaz tülbentli yaşlı bir kadın odaya girdi. Kapının önünde durduğunda kesik kesik nefeslerini alıp verdi, yorulduğunu biraz da ah'layarak belli etti akabinde bakışları beni buldu ve "Heh, uyandın mı?" diye sordu. Ağır ağır yanıma gelirken bana zarar veren oymuş gibi bacaklarımı daha da sıkı sardım. Utancımdan başımı önüme eğdim ama asıl utanması gereken ben değildim, değil mi? Biz değildik, değil mi?

"Nasıl oldun, daha iyi misin?" diye sorduğunda yatağımın karşı tarafından bana baktı. Hiçbir şey demedim, diyemedim. Daha da yaklaştı ve ben, tırnaklarım avuç içlerini yaralayacak kadar ellerimi sıktım. Alnıma dokundu ardından ellerini omzuma götürdü işte yine dün akşamı yaşıyor gibi oldum. Ellerini koluma değdirmesini istemediğim için kendimi geri çektim o da bu durumumu üstelemeden bir adım geri attı. "Korkma evladım, bizden sana zarar gelmez." dedi. Koltuğun güneşi görmeyen tarafına oturdu lakin gözleri hâlâ üstümdeydi. Rahatsız edici olmayan bakışları neden beni rahatsız ediyor? Başımı kaldırıp onun ne yaptığına bakmasam da bütün yaptıklarını seziyordum.

Köşede sessiz sedasız beni izledi durdu. Morarmış ve yara alan bedenimin görünen yerlerine bakarken ağlayacak raddeye gelmişti ama kendini durduruyordu. Odada ölüm sessizliği yaşanıyordu. Benim ölümüm. Odaya giren başka birinin adımlarını hissettim lakin başımı kaldırmak yerine onlara sırtımı döndüm. Kimseyi görmek istemiyordum, tek istediğim kirlenen pis eller tarafından bir an önce temizlenmek. Sahi, kirlenen bedeni temizlemek kolay da peki ya kirlenen iffet, o nasıl temizlenirdi! Ölüm sessizliği yaşanan odada ayak sesleri bozarken ardından konuşmaya başladı ve evet konuştuğu kişi bendim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MERCAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin