9. Bölüm

3.2K 102 16
                                    

Keyifli okumalar.🫶🏻

Zeynel'den

Sabah uyandığımda Almira'nın bana sarıldığını
hatta neredeyse üzerimde uyuduğunu gördüğümde tebessüm ettim.

Yüzüstü yatmış,bir eli göğsümde bacağının biri üstümdeydi. Yavaşça elimi yastığın altına sokup telefonunu aldım ve bu anının fotoğrafını çekip ana ekranına duvar kağıdı olarak ayarladım. Telefonu eski konumuna koyarken o bundan rahatsız olarak kendini diğer tarafa çevirdi. Onu uyandırmadan yanından dikkatle kalktım.

Almira'dan

Uyandığımda Zeynel yanımda yoktu. Bu benim işime gelmişti. Rahat hareket edecektim.

Kalkıp üzerimi değiştirip saçımı topladım ve hafif bir makyaj yaptım. Aynada kendime şöyle bir baktıktan sonra tamamdım.

Yastığın altından telefonumu aldım. Elime alınca yanan ekranda gördüğüme şok olmuştum.

Zeynel'e ahtapot gibi 8 koldan sarılmıştım. Oysa bu hâlden gayet memnundu. Fotoğrafı çeken de oydu. Bir de yetmez gibi ekrana koymuş. Bunun bir karşılığı elbette olacaktı.

Aşağıya indiğim zaman kahvaltı hazırdı. Kendimi mahçup hissetmiştim. Yaşlı bir kadındı sonuçta.

Ama sonra mutfaktan elinde çaydanlıkla gelen orta yaşlarıda bir kadını gördüm. Sanırım bu evde çalışandı. O zaman keyfim yerine geldi.

Ahmet amca beni görünce sıcak bir gülümseme sundu. Bu insanlar hep böyle mutlular mıydı?

"Rojbaş buke."

İlki 'günaydın' demekti ama diğerini şimdi yeni duymuştum. Zeynel'e soran gözlere döndüm.

"Günaydın diyor gelini. Günaydın desene."

Demek diğer kelime gelin demekti. Ben de onlar gibi 'Günaydın' dedim. Ama biraz komik olmuştu.

Kahvaltımızı yapmaya başlamıştık. Hürü teyze ve Ahmet amca ara sıra sorular soruyordu.

"Demek İstanbullusun ha kızım? Benim torunu nasıl buldun?"

Sorduğu soru komik gelmişti güldüğümü anlamasınlar diye başımı öne eğdim.

"Gelinini utandırdın sultanım."

Zeynel ise benim utandığımı sanmıştı. Ahmet amca konuyu dağıtmaya çalıştı.

"Kusura kalmayasın kızım. Biz düğüne gelemedik. Zeynel de sağ olsun seni getirdi bize."

Şimdi anlamıştım Zeynel'in beni düğün gecesi apar topar buraya niye getirdiğini.

"Yok Ahmet amca estağfurullah ne kusuru."

Yüzünde hoşnut kalmış bir ifade vardı. En azından babaanne hanım gibi değillerdi.

"Xanım bi çay koy hele."

Sofrayı hazırlayan kadın çaydanlığı masaya bırakıp gittiği için çayı koymaya Hürü teyze kalktı. Ben koymak için atıldığımda Zeynel beni durdurdu.

"Bunca senedir dedemin çayını,kahvesini hep anneannem vermiştir." diye kulağıma fısıldayınca ben de anladım dercesine başımı salladım.

"Hadi hanım sen de bana bi çay koy hele."

Zeynel tıpkı dedesi gibi benden çay istemişti. Kalkıp çayını koydum.

❄️

"Almira bak çıkabilecek misin? Ben çıkayım."

MARDİN'E GELİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin