Freshly disowned in some frozen devotion
'No more alone or myself could I be'
Lurched like a stray to the arms that were open,,,
Ben, Jung Wooyoung, isteyerek Choi San'ı öpüyordum.
Gergindim. Yaptığımdan pişman olur muyum, bilmiyordum. O an siklemiyordum da açıkçası.
Çünkü lise aşkım, bulunduğum arkadaş grubunun üyesi ve baş düşmanım olan Choi San'ın kucağına oturmuş, onu öpüyordum.
Evet, San'ın kucağındaydım ve delicesine öpüyordum onu.
Elleri sırtımda, belimde, karnımda geziniyordu. Ben ise ellerimin birini boynuna dolamış, diğerini saçlarına sarmıştım. Dudaklarımız birbirinden intikam alırcasına bir savaşa girmişti. Odada yankılanan ıslak sesler, midemi kasıyordu.
Dili dudaklarımda, damağımda geziniyor, dilime hakimiyet kurmaya çalışıyordu.
Duraksadı. Ellerini tişörtüme götürdü ve tek hamlede çıplak bıraktı üst bedenimi. Üşümüştüm. Bunu fark etmiş olacak ki sırıtıp göğsüme eğildi. Sıcak nefesini hissettiğimde dudaklarımı ısırdım.
Yaklaştı ve dudaklarını sol göğüs ucumun etrafında sardı. Diliyle tenimi ıslattı ve emdi göğüs ucumu.
İnledim. Ellerimi saçlarına geçirip çekiştirdim. Hassastım göğüs uçlarımdan. Bir elini belimde sabitleyip diğerini de boşta kalan göğsüme attı. Mırıldanıyordum. Saçlarını çekiştiriyor, tırnaklarımı ensesine batırıyordum.
Göğsüm patlayacak gibi hissediyordum o tenimde hakimiyet kurarken. Hareketleri sert, hoyrattı. Tek bir bakışıyla bile önünde diz çökebilirdim Choi San'ın.
Başını göğsümden çekmeye çalıştım ama nafileydi. Yutkundum. Derin bir nefes aldım ve cesaretimi toplayıp saldım kendimi. Rahat olmak istiyordum. O benimle oynayabiliyorsa, ben de onunla çok rahat oynardım.
Dudaklarımı yalayıp kalçamı kasıklarına sürttüm. Bunu yaptığım an duraksamış, derin bir inilti bırakmıştı. Sırıttım. Elimi göğsüne götürüp ittim ve sırtını yatak başlığına yaslamasını sağladım.
"Tişörtünü çıkar."
Verdiğim emiri ikiletmeden yerine getirdi ve boşta bıraktı üst bedenini. Yunan heykelleri gibiydi.
Dudaklarımı yaladım, eğilip dilimi göğsünde gezdirdim boydan boya. Bunu yaparken de sürtünmeyi bırakmıyordum.
O da rahat durmuyordu. Ellerini belime sabitlemişti, kasıklarına bastırıyordu beni. Mırıldandım, rahat durmadı ellerim. Göğsünü, karın kaslarını gezdim boydan boya.
Şekilli vücudundan ayrılmıyordu gözlerim. Her bir kıvrımı özenle yapılmış gibiydi adeta.
İtiraf etmeliydim ki San mükemmel görünüyordu.
Artık dayanamıyor olacak ki beni kucağından indirdi ve yatakla buluştu sırtım. Göğsüm inip kalkıyordu heyecanla. Dizleri üzerinde doğrulmuş, bana beni yiyecek gibi bakarken fenaydı. Sadece bu görüntüsü bile beni erekte etmeye yeterdi eminim ki.
Beklemedi, bir çırpıda kemerini çözüp yere fırlattı. Fermuarını indirdi ve pantolonunu iç çamaşırıyla beraber ayırdı vücudundan.
Nefesim kesildi, yutkunamadım. Karşımdaki büyüklüğü bana bakarken, beynim dumura uğradı. Ellerimi koyacak yer bulamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stitches | woosan
FanfictionEğer öpüşlerinden mahrum kalacaksam dikişlere ihtiyacım olacak. t/w: argo ve şiddet içerir.