Romantic Devil

20

💃💃💃💃yorum 💃💃💃💃duası 💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃dansııı💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃💃

🎶:Closer to you

.

'×'

.

Kim Taehyung yüzündeki maskesi, siyah saçlarını kapatan şapkası ve kıyafetlerini gizleyen uzun siyah kabanıyla indiği arabadan röportajın yapılacağı yere doğru ilerliyordu. Yol boyunca susmayan Namjoon ise hâlâ röportaj hakkında konuşuyor ve Taehyung yeni bir nefes veriyordu.

"Başımı şişirdin Namjoon."

Büyük ve her yerinden oldukça lüks olduğu belli olan şirkete adımladıklarında kapıdaki korumalar misafirleri için yolu açmış, onlar da haber kanalının binasına girmişti. Onları karşılamak için hızlı adımlarla gelen insanları umursamadı Namjoon.

"Asıl baban benim kafamı şişirdi lan! Plana uymadığını öğrendiğinde ağzımıza sıçacak zaten!" Gorevli iki alfa kadın yanlarına yaklaştıklarında Namjoon son cümlesini fısıldayarak kurmuştu. "Sorulara düzgün cevap ver yalvarırım!"

"Hoş geldiniz efendim."

Uzun boylu kadın yanındaki görevliyle aynı olan takım elbisesinin ceketini çekiştirdi gergince. Gözleri şapkası ve maskesi arasından sızan safkan alfanın gözlerindeydi. Diğer kadınla birlikte saygıyla eğildiklerinde Taehyung konuşmayı Namjoon'a bırakarak bulundukları haber şirketinin giriş katını inceliyordu.

Büyük ekranlarda dönen haber kanalının  logosu ve sade düzeni göz yormuyor, beyaz ve grinin tonlarını taşıyordu.

"Umarım yolculuğunuz rahat geçmiştir. Burası biraz merkeze uzak, bilirsiniz." Namjoon sorun yok dercesine gülümsedi. "Röportaj on dokuzuncu katta yapılacak. Nerdeyse her şey hazır. Son olarak biraz saç ve makyaj düzenlemesi yapacağız." Çekinerek bir onlarla hiç ilgilenmeyen Taehyung'a bir de Namjoon'a baktı. "Eğer sizin için de bir problem yoksa... Malum röportajdan sonra Calvin için çekim yapacağız."

Namjoon'un onaylayan cümlelerinden sonra onları konuşmadan dinleyen kadın önlerine geçmiş, "Sizi geçireyim efendim." diyerek asansöre ilerlemeye başlamıştı. Namjoon ve Taehyung da onu takip ettiklerinde kadın on sekizinci kata basmış, "İlk önce son düzenlemeleri yapmalıyız. Makyözlerimiz bir alt kattalar." demişti açıklamak isteyerek.

Taehyung tüm ilgisizliğiyle açılan kapıdan asansöre bindiğinde Namjoon da yanına geçmiş, çelik duvara yaslanarak önlerinde duran kadına bakmıştı. Çok ciddi biri olduğunu anlayabilmişti bir kaç dakika içinde. Gözleri yanında duran adama takıldığında da tek ciddi olanın o olmadığını düşünüyordu.

Taehyung normalinden daha sessizdi. Arabaya bindiklerinden, buraya geldiklerinde beri söylediği tek şey başını şişirdiğiydi. Kaşları çatılsa bile boşvererek gözlerini öylece duran safkan alfadan asansörün üstünde yükselen sayılara çevirdi. Bu halini babasının sözüne uymadığı için sonrasında olacak olayların ağırlığına verdi ve görmezden geldi.

Oysa Taehyung'un derdi ne röportajdı, ne de babası.

Olay; Jungkook'un varlığını hissedememesiydi. Kurduna onun bastırıcı aldığını söylese bile kurdu saatlerdir amaçsızca omegasını arıyordu. Varlığını, hissettiği duygularını, diger yarısını... Normalde kapıdan girdikleri ilk anda Jungkook'un nerede olduğunu hissedebilecekken omegasından hiçbir bağlantı alamıyordu. Sanki yok olmuş gibiydi.