Romantic Devil

21

💃💃💃

'×'

.

Jungkook oturduğu rahat koltukta bacak bacak üstüne atarak bir kolunu kolçağa yasladı. Tam yanında, hatta Hoseok'un, 'Biraz daha yakın oturun.' ikazları ile dibinde duran alfaya döndüğündeyse kendisine baktığını fark ediyordu.

On dokuzuncu katın sunduğu geniş şehir manzarasını, batmaya yakın güneşin turuncuya çevirdiği gökyüzünü arkasına alan beyaz bir koltuk yerleştirilmiş, önüne de küçük bir cam sehpa koymuşlardı. Çaprazında kalan tekli koltukta ise mikrofonu düzeltilen bir beta vardı. Röportajdan sorumlu olan adam son kontrollerle elindeki kağıtları düzeltti dizine vurarak.

Çok gergindi fakat belli etmiyordu. Ya da ediyordu, bilmiyordu. Çünkü karşısında kariyerinde gördüğü en önemli insanlar oturuyordu. Safkan bir alfa ve safkan bir omega. Kore'deki en büyük iki sürünün varisleri.

Nefesini verdiğinde karşılarında kalan kameraya ve arkasındaki yirmi kişilik ekibe bakarak onay almış, misafirlerine dönerek gülümsemişti.

"Çekimler de yapıldı. Başlayalım isterseniz?"

"Tabi, buyurun."

Taehyung konuştuğunda Jungkook'da kafa sallamış, kayda giren kamerayla birlikte kadrajda görünen üç adam da yüzüne gülümsemesini yerleştirmişti.

"Hoş geldiniz. Bu gün burada bulunmanız bizi çok mutlu etti." demişti röportajı sunan beta. Mutlu ettiği her halinden belli oluyordu.

Jungkook başını eğerek güldüğünde, "Bu röportajın zamanının geldiğini düşünüyorduk. Ortalıkta biraz yalan haberler dönüyor, bilirsiniz. Asıl biz mutlu olduk, sizinle röportaj verebildiğimiz için." demişti.

Taehyung duydukları ile yanında rahatça oturan ve kurdu baskılansa bile tatlı feromonunu alabildiği omegaya şaşırmamak için direnircesine bakıyordu. Kesinlikle iyi bir eğitim aldığını biliyordu ama daha yolun başında çekinmeden konuşacağını hiç tahmin etmemişti.

Adını bilmedikleri beta elindeki kağıtları yeniden düzelttiğinde dudaklarını birbirine bastırarak, "İlk soruyla başlayalım o halde." demişti gülümsemesinden ödün vermeden. Yaptığı röportajlar her zaman kısa bir sohbetle başlar, devamında şakalarla birlikte sorularını sorar, konuğuyla o kısa süre içinde arkadaş olup çıkardı. Şimdiyse tek yanlış sözünde kellesi gidecekmiş gibi diken üstünde, fazlaca sade bir röportaj sunuyordu.

"İlk ne zaman ve nerede tanıştınız?"

Taehyung ve Jungkook aşina oldukları soruyu duyduklarında birbirlerine bakmış, zaten belli olan cevabı kimin vereceğini kararlaştırmaya çalışmışlardı. Taehyung dudaklarını araladığında da Jungkook gülümseyerek sunucuya döndü.

"Çocukluğumuzdan beri tanışıyoruz aslında. Neredeyse hiç yan yana gelme fırsatımız olmuyordu ama birbirimizi düzenli olarak görüyorduk. Milli bayramlarda yapılan etkinliklerde özellikle. Zaten ilk kez Kore'nin kurtuluşu için verilen bir davette tanıştık." Taehyung küçük ayrıntıları, -ki onlar ailelerinin yarattıkları engeller oluyordu, atlayarak sakince konuştu.

Sunucu şaşkınlığını gizlemeden hayretle alfaya baktığında bu cevabı hiç beklemiyor gibiydi. Ağzını açıp bir şey söyleyecekken de vazgeçmiş, kendisine yeniden yoğun bir gerginliğin içinde olduğunu hatırlatarak ikinci soruya geçmişti.