Minho bir önceki gecenin etkisiyle uyuyamamış ve dağınık saçlarla okula gitmek için motorunu çalıştırmıştı. Han'ın ona son olanlara rağmen depoda gözlerini kapatarak güvenmesi onda tatlı bir hisse sebep olmuştu. Tatlı bir yutkunma hissi gibiydi.
Motorun üstüne çıkıp çalıştırdığında aklına yine o geliyordu. O gün pijamayla evden kaçışının kameraya yansıyan görüntülerini hatırladığında gözleri kapanana kadar gülmüştü. En sonunda gülmekten kırmızı olmuş ve uykusuzluktan dağılmış bir halde mecburen okula gitmeye başlamıştı.
Han sırtındaki çantanın saplarını kavramış düzgün ve geceden ütülenmiş formasıyla kaldırımın duvar tarafından dikkatlice giderek okula varmak için yürüyorken aklında aynı Minho gibi dün vardı. Tabi o gece Seungmin'den yediği azarı da unutamıyordu.
Arkasından gelen korno sesiyle Minho olduğunu düşünerek arkasını döndüğünde hiç karşılaşmak istemeyeceği bir görüntüyle karşılaşmıştı. Özellikle bu aralar, bu olaylar varken gelmemesi gereken biriydi o...
Changbin "Abiciğim, atlasana ne bakıyorsun öküz gibi."
Minho biraz ileriden Han'ın arabaya binişini izliyor ve arabayı inceliyordu. Tanıdık bir araba değildi, yada okuldan biri değildi. Okula geldiklerinde üst sınıflardan bir kaç kişi ve abisinin arabaya yaslanıp konuşmasıyla bunun eski mezunlardan yada yurt dışından gelen bir öğrenci olduğunu düşünmüştü.
Han arabadan inip hızlıca sınıfa koştuğunda Minho arabaya yakınlaşıp abisine dürtmüş ve gözleriyle arabayı göstermişti. Jackson geniş bir gülümsemeyle camdaki kaslı genç bedeni göstererek Minho'ya gülmeye başlamıştı.
Jackson "Hayırlı olsun ecelin geldi abicim."
Minho "Ne alaka abi?"
Changbin "Bu mu benimkine yaklaşan velet Jackson."
Minho "Kime benim ki diyorsun hayırdır?"
Changbin "Jackson bak bu elimde kalır, anlat şunu benim elimde kalmasın."
Jackson "Rahat ol sen ya~"
Minho sabahki halinden farklı olarak Jackson'a biraz sinirli bir ifadeyle bakmaya başladığında Changbin'le birbirlerine kitlenmişlerdi. İkisi de birbirine dik dik bakarken Jackson azını açmış ve söylediğiyle Minho'yu kediye çevirmişti.
Jackson "Han'ın abisi o, bizim okulun kardeş okulundaydı ama deprem riskinden yıktılar okulu. O da buraya gelme kararı aldı."
Minho az önceki sert ve inatçı bakışı kıçına kaçmışçasına ekşi bir ifadeyle abisine dönmüştü. Öyle mi? dercesine bakmaya başladığında Jackson başını öne ve geriye sallayarak onaylamış ve sırıtmaya başlamıştı.
Minho "Abiciğim baştan desene yaa, ben bizimkilere söyliyim sana otoparkta yer bulsunlar."
Changbin "Yola gel böyle."
Changbin arabadan inip Minho'nun kafasını sertçe okşayıp anahtarı bırakmış ve okulun merdivenlerine çıkmaya başlamıştı. Sonunda gittiğinde eğilmeyi bırakmış ve iğrenmekle sinirlenmek arasındaki ifadesiyle dikleşmişti Minho.
Minho "Ulan tam bir şey olacakken neden sürekli YENİ BİRİ SPAMLANIYOR ŞU KİTAPA!?"
Jackson "Ne?"
Minho "Sen anlamazsın yedek başrol."
Minho sınıfa çıkarken Jackson sinirle arkasından bağırmıştı.
Jackson "SEN GİDİYORKEN BİZ GELİYORDUK BE!"
Minho sinirli sinirli sınıfa çıkmış ve Han'ın yanındaki sıraya Bangchan'ın yanına oturup kafasını sıraya sertçe vurarak gözlerini kapatmış ve bütün odağı kendine çekmişti. Bütün sınıf bir kaç saniye bakıp önüne dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ego Bey / minsung (ara verildi)
Fanfickitap bir ıstagram pov'undan alınmadır, pov sahibi "skzniel" Minho okulun basket takımında ve aynı zamanda müdürün biricik oğluydu. Okulda bir tiyatro gösterisi olacaktı ve seçmelerine neredeyse bütün okul katılacaktı. Han ise okulun yüzme kaptanıyd...