Minho her zaman oturdukları yerde yine oturmuş ve klasik şeylerden konuşmaya başlamıştı. Doğal olarak Hyunjin ve Bangchan'da klasik ve sıkıcı şeylerden konuşmaya başlamıştı. Ta ki Bangchan'ın odağı bir kaç saniyeliğine yan masaya kayana kadar.
Bangchan "Bak olum, bu Mingi midir nedir? Benim canımı çok sıkmaya başladı hep Seungmin'lerin yanında"
Minho Bangchan'ın yerli yersiz hareketlerinden dolayı şüpheli bakışlarla baksa da ona hak da veriyordu. Hatta o herifin dün Han'la olan samimiyetini gördükten sonra birazda gıcıktı ona. Ama nedense davranışlarını garip bulduğu tek kişi Hyunjin'di.
Minho "Hyunjin, canım kardeşim sen neden bu kadar aşk dolu gözlerle bakıyorsun o tarafa?"
Hyunjin "Ne aşkı ya saçmalama, arkadaşıma bakıyorum ben. Bak Felix var yanlarında."
Minho bir süre dik dik baktıktan sonra sırıtmış ve Bangchan'a bakmıştı. İkisi de aynı şeyi düşünüyor olacak ki, ikisi de aynı sırıtışla Hyunjin'e bakıyorlardı. Hyunjin bu durumdan rahatsız olmuş olacak ki tuhafça süzmüştü Minho'ları.
Hyunjin "Ne?"
Bangchan "Demek arkadaşın..."
Minho "Neden bizim arkadaşının arkadaşlarıyla tanışmamızda yardımcı olmuyorsun canım kardeşim."
Hyunjin "Hayır Minho, zaten yeni yeni yakınlaşıyoruz çocukla, sizin yüzünüzden küçük düşemem."
Minho "Aman iyi be!"
Minho birden ayağa kalkmış ve hızlı adımlarla yan masaya ilerlemişti. Han'ın omuzlarını tutarak yavaşça masaya yaslanmış ve Mingi'yi süzmüştü.
Minho "Naber?"
Han gülümsemeyle Minho'ya bakmış ve çantasını karıştırmaya başlamıştı. Mingi, Felix ve Seungmin ne ara aldığını merak ederek bakarken Han birden çantadan bozukluk çıkarmış ve Minho'ya uzatmıştı.
Han "Hadi yavrum başka kapıya, allah versin."
Minho'nun yüzü birden düşmüştü. Evet ters bir tepki bekliyordu ama bu kadar rezil bir muhabbet beklemiyordu. Üstelik o Mingi denilen adamın buna gülmesi de onu çok sinir ediyordu. Han resmen malzeme veriyordu o adama.
Han, Minho'nun yüzünün düştüğünü fark ettiğinde şaka olduğunu belirtmek için parayı çantasına geri koyup nazikçe gülümsemişti. Minho düz bir yüz ifadesiyle Han'a bakıyordu. Han ise yavaştan pişman olmaya başlamıştı.
Minho masaya bıraktığı daha jelatini açılmamış ruja bakarak sırıtmış ve gergin ortamı yumuşatmıştı. Her ne kadar şuan gülüşü yavaşça şeytani bir gülüşe dönse de gözleri hala o sinirli ateş ateş halindeydi.
Minho "Rujun aynısından aldım."
Han "Ah teşekkürler"
Minho masaya geri dönmüş ve sertçe masaya vurup sinir ve delilik karışımı bir kahkaha atmıştı. Bangchan sadece Minho'ya bakıp ne olduğunu anlayamayacağı için oturduğu yerde dikleşmiş ve çekingence sormuştu.
Bangchan "Kanka dövmeyeceksen bir soru sorabilir miyim?"
Minho "SOR"
Bangchan "Sorun-"
Hyunjin "Sorun ne?"
Bangchan, Hyunjin'in ondan önce sormasıyla sessizleşmiş ve telefona bakmaya devam etmişti. Minho ise çantasının ağzından gözüken eski ve her yeri kırmızı olan ruja bakıyordu. Hyunjin'in kastettiği şeyin asıl ruju vermek yerine neden yenisini verdiğiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ego Bey / minsung (ara verildi)
Hayran Kurgukitap bir ıstagram pov'undan alınmadır, pov sahibi "skzniel" Minho okulun basket takımında ve aynı zamanda müdürün biricik oğluydu. Okulda bir tiyatro gösterisi olacaktı ve seçmelerine neredeyse bütün okul katılacaktı. Han ise okulun yüzme kaptanıyd...