24 - Bekleyeceğim Seni, Sungie'

124 16 16
                                    

Jisung Pov

Beklenen olmuştu. Sonlarını bile bile dava açıp hapisi boylatmışlardı. Artık hiç görüşmeyecektim, benim için en iyisi olan buydu zaten. Eğer davayı almış olsalardı barışacağımızı düşünüyorlardı, tek taraflı. İmkansız böyle bir şey. Kırık kalp bantlanır mı hiç? Nasıl beni ikna edeceklerini düşünüyorlardı acaba gerçekten merak ediyorum..

Kimsenin gereksiz zarar görmesini istemiyorum, herkes yaşattığını yaşasın ama bana bulaşmasın. Herkesten ayrı kalayım. Şimdi olduğum gibi yani.. Yalnızlık gerçekten iyi bir şey, yalnız olmayıp yalnız hissetmekten bahsetmiyorum.

Gerçekten yalnız olmak.

Kimsenin kavgasına, triplerine, seslerine maruz kalmadan yaşadığın, kararlarını başkasının düşüncesini önemsemeden alabileceğin türden yalnızlık. Gerektiğinde gidebileceğim birisi var, o yeter bana.

Acımasız mı gözüküyorum?

Birisi bir çok kişiyle aniden hayatıma girip acıtarak çıktığında ne yaptığımı bilmediğim bir döneme girdim.

Acımasızsam özür dilerim, ama kendime olan sevgimi düşüremem.

Onun canı yanıyor mu? Benimde, çok.

Karşılıklıydı aşk, karşılıklıydı acı.

İsterdim ki geçmişi silebilmek, isterdim ki onunla 14 Şubat'ı kutlamak. Ama gerçekleri değiştirebileceğim hiç bir şey yok.

Aşkın mahkumları olmuştuk.

Minho Pov

Siktiğimin insanları dağılmıştı sonunda. Yalnızca dört duvarın arasında otururken Changbin yanıma gelmişti. Geveleyip duruyordu. Duymuyordum hiç bir şey. Duyamıyordum. Bu baş ağrısının üstüne bir ses işitmeye beynim izin vermiyordu. Sinirlimiyim üzgünmüyüm gerçekten bilmiyorum.

"MİNHO BENİ DUYUYOR MUSUN?"

Kulak çınlamasının ardından sesleri işitmeye başlamıştım, fark etmemi sağlayan Changbin'e cevap verdim.

"Duyuyorum Chang, ne diyeceksin?"

"HAPİSTESİN ŞUAN FARKINDA MISIN?"

"Evet, engelleyemeceğim sonuçta. Çoktan oldu, önemli değil."

"Kendini önemsemediğini defalarca söyledin farkına varman için soruyorum, peki Jisung?"

"İkimizde acı çekiyoruz"

"Hiç mi umrunda değil hiç bir şey?"

"Değil, rahat bıraksan beni?"

"Kafayı mı yiyeceksin burada?"

"Çoktan yedim zaten dayanabilirim, önemsemenize gerek yok beni."

"Nasıl önemsemeyelim şerefsiz misin sen Minho"

Çok üzgün gözüküyordu ki böyle bir polisin hiç ağladığını görmemiştim, ilk kez görüyordum. Göz yaşlarının yüzünden süzülmesiyle bana sarılması bir olmuştu.

"Changbin şimdiden ağlayacak mısın? Gireli 5 dakika olmadı."

"Duygusuz piç."

Changbin ağlamaya devam ediyordu. Yarı açık kapının ardından Felix ve Jeongin görünmüştü. Asık yüzleriyle bana bakıyorlardı. Jeongin mırıldanmaya başlayınca Changbin de beni bıraktı.

Two Lovers - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin