8.Bölüm: Zaman

42 11 0
                                    

Zaman her şeyin ilacıdır derler ya hani.
Öyle böyle hayat devam ediyor istesen de istemesen de.
Stefan hocanın ölümünden 20 gün geçti,düşünüyorum da her şeyin sorumlusu o.

Son cümlesinde benden nefret etme diyordu ya ona da anlam veremiyorum.Her şeyi yap et sonra özür dile, zaman benim annesizliğime çare olamaz bu yüzden onu istesem de affedemem.

Jack'in nasıl biri olduğunu çözemiyorum bazen iyi gibi bazen ise anlaşılmaz.

Ona üzülüyorum, babasının nasıl biri olduğunu bilmiyor, ben asla unutamam o adamın bana yaptığı iyilikleri ama bana yaptığı iyiliğin sebebi felaket.

Hem bazen insanların nasıl biri olduğunu bilmemek en iyisidir, gözünde hayal ettigin gibi kalması en kolayıdır.

Mesela ben Jack'i yeterince tanımıyorum saçma sapan beni gelip ölümden kurtardı. Nerden anladı acaba benim intihar edeceğimi,
Kağıdı buldu muhtemelen..
Orda unutmuşum kağıdı babasının bana yazdığı her şeyi okumuş olmalı of ben ne aptalım.

Acaba ne düşünüyor babası hakkında beni mi haklı buluyor yoksa babasının anneme olan iğrenç duygularını mı?

O adamın karısı onu gerçekten seviyordu anlaşılan.Hem benim hayatımı çaldı,annemi çaldı elimden hem de mutluydu.Hayat hiç adil değil.

Ben neden mutlu olamıyorum suçum yok ki benim..

***

Bahsettiğim atanma sınavı bugün umarım atanabilirim.Buralardan uzağa gitmek istiyorum,
Çok uzağa tanıdığım kimsenin olmadıgı uzak bir yere..

...

Sınav salonuna giderken bahçede
Francis ile karşılaştım
- Ne işin var burada Francis

- Senin evden çıkmanı bekliyordum özledim seni.Nereye gidiyorsun? Beraber gidelim mi?

- Atanmak için sınava girecektim sende gel tabi.

- Atanırsan ne olacak peki?

Öğretmen olup uzaklara gideceğim diyecektim ama boğazımda düğümlendi,ya benle gelmek istemezse,o yüzden söylemekten çekindim ve

- Önce sınavı kazanayım sonra düşünürüm.
Dedim.

- Umarım her şey senin istediğin gibi olur.
Dedi gülümseyerek.

Beraber yürümeye başladık durağa doğru, onun ne meslekle uğraştığını hiç sormamıştım şu yanımda duran ve delicesine sevdiğim bu adam hakkında hiç bir şey bilmediğimi farkettim.

- Francis

-Efendim

- Senin mesleğin ne? farkettim de sen benim hakkımda bende senin hakkında pek bir şey bilmiyorum.

-Genel olarak insanlara mesleğimi söylemekten yana değilim,

-Yani?

-Adli tıpçıyım.

- Zor bir mesleğin var.Sen sormayacak mısın bana?

- Ben senin mesleğini biliyorum.

- Ben sana mesleğimi söylemedim ki.

- Öğrendim. dedi gülümseyerek

- Ben senin mesleğini niye yeni öğreniyorum o zaman

-Sorsaydın söylerdim Emilia

- Sen sormadan da öğrenmişsin ama,dedim somurtarak.
Hem seni neredeyse her gün görüyorum sen mesleğini yapmıyor musun?

- Aslında yapıyordum bir süredir izin kullanıyorum.

Bunları konuşurken otobüs geldi bindik, yan yana oturduk ve konuşmamıza devam ettik.

- Emilia bana kendini anlatsana

- Hmm insanın kendisini anlatması zor. Seni anlatayım mı?

-Olur.

- Sen benim hayallerimsin, kötü düşüncelerimin katili, güzel düşüncelerimin sebebisin.
Mesela gözlerine inanamıyorum hâlâ,
Nasıl bakınca her derdi unutuyorum
Nasıl sadece seni düşünerek gülebiliyorum.
Sana ihtiyacım da yok aslında, ama her şekilde yanımda olmanı istiyorum  olmadığın bir zaman dilimini hayal edemiyorum. Aslında galiba sadece seviyorum.

Omuzuna başımı koydum ellerini saçlarıma götürdü,

- Emilia her şeye rağmen başıma gelen en güzel şeysin.

Gülümseyerek ineceğimiz durağa kadar saçlarımla oynayarak konuşmadı.

**
-Kiminle konuşuyorsun kızım.dedi karşımda oturan bir amca.

-Amca kiminle konuşursam konuşurum sizde insanların hayatını fazla merak etmeyin.

-Kötü bir şey demedim ki insanlarda alıngan olmuş yaa deli kız.

-Sensin deli.
Hem hesap soruyor tanımadığı insanlara hem de hakaret ediyor.

**

- Francis bu durakta ineceğiz hadi gel.

- tamam geliyorum.

Sınav olacağım salona doğru yürümeye başladım fakat yasak olduğu için Francis kapıda beni bekliyordu.Sınavın yapılacağı yer büyük bir okuldu, yetkili birini gördüm ve adımı soyadımı söyleyerek hangi salonda sınav olmam gerektiğini öğrendim.

-Hangi salonda sınav olacağım?

-Adınız soyadınız?

-Emilia Davies.

-Kat 2, 11.Salon

-Sağolun.

Merdivenlerden hızlı adımlarla çıkarak salonlardaki numara sayılarında 11'i bulmaya çalıştım ve nihayet.

Sınav salonunda hiç beklemediğim biriyle karşılaştım.

- Merhaba Emilia tesadüfe bak sende burdasın.

- Merhaba Jack ama muhtemelen yanlış kattasın sen ingilizce öğretmeni değilsin diye hatırlıyorum.

- Yanlış mı gelmişim tüh! ,neyse seni görmüş oldum dedi tebessüm ederek.

-Aynen

-Nasılsın? seni görmeyeli uzun zaman oldu.

-iyiyim,Sen?

- En son bana biraz sinirliydin hâlâ aynı fikirde misin?

-Hayır boşversene sen o günü.

-Peki.

- Tamam ben gidiyorum 10 dakikaya kadar sınav başlar zaten. Görüşürüz

-Görüşürüz Jack.

**
Sınav başladı formlar dağıtıldı önce,
sonra ise sınav.
Sınav aslında ne iyi geçti ne kötü herhalde geçerim.





***Begendiyseniz oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın:)***

ŞizofrenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin