Bu hikayede geçen her şey Kurgudan ibarettir
21/07/2015
Siyah kalın güneşliğin boşluğundan sızan Güneş ışığı gözlerimi kamaştırıyordu. Gözlerimi oluşturup yorganı üzerimden attım. Gözlerimi açıp bi' kaç saniye tavana baktım. Sonra yavaşça yataktan aşağı inip banyoya gittim. Tam anlamıyla iğrenç görünüyordum. Üzerimde dün geceki partiden kalan elbise, saçlarım darma dağınık, gece kesik kesik uyuduğumu adeta haykıran göz altlarım ve regl sebebiyle yüzümün solgunluğu... Tam anlamıyla berbat göründüğümü dış dünyaya yansıtıyordu.
Ve bu benim isteyeceğim son şeydi. Hılzıca yüzümü su ve sabunla yıkayıp yüzümdeki o iğrenç görüntüyü sildim, ardından odaya geçip gardropun kapağını açtım. Kuzenimde çok sık kaldığım için bir-iki parça kıyafetim vardı. Hızlıca siyah-dar yüksek bel kotumu giyip üzerime ince askılı lila krop giydim. Tekrar banyoya döndüm ve dolapları karıştırıp saç fırçasını buldum.
Saçlarımı tarayıp tepeden sıkı bir atkuyruğu yaptım. Saç fırçasını bulduğum dolapta yedek diş fırçası ve diş macunu vardı. Diş macunun kapağını açıp nohut tanesi kadar diş fırçasının üzerine sıktım ve dişlerimi fırçalamaya başladım. İşim bittiğinde tarağı, diş fırçası ve macununu aldığım dolaba geri koydum ve odaya döndüm ne kadar sabahki halimden daha iyi görünsemde yüzüm hâlâ solgundu bu yüzden komodinin üzerinde duran çantamı aldım ve içerisindeki 'küçük' makyaj malzemelerimi çıkardım.
Yüzümün her yerine güneş kremi, göz altlarım için kapatıcı ve hepsini yedir. İşte böyle, kirpiklerime maskara, dudaklarıma portakallı nemlendirici. Evet, her zamanki gibi mükemmel görünüyordum. Son kez aynya baktım ve çantamı alıp odadan çıktım. Uzun holde ilerleyip salondan içeriye girdim. Tam da tahmin ettiğim gibi Kaya üçlü deri koltukta uyuyordu. Sabaha kadar sevgilisiyle konuştuğuna yemin edebilirim. Televizyon ünitesinin üzerindeki not defterini ve kalemi aldım. 'Evden çıkmadan önce ona baktığımı uyuduğunu gördüğümdeyse kaldırmak istemediğimi ve dün gece için teşekkür ettiğimi' yazıp kağıdı kopardım.
Kalem ve not defteriyle birlikte kağıdı da ünitenin üzerine bıraktım ve evden çıktım. Günlerden pazar olduğu için okul yoktu o yüzden eve gitmeye karar verdim. Hızlıca bir taksi çevirip evin adresini verdim. Eve geldiğimde annemler kahvaltı yapıyordu." Ooo Gazel hanımlar bi' evi olduğunu hatırlamış?" Anneme gözlerimi devirip baş köşede oturan babamın yanağına sulu bir öpücük kondurdum. Bana ne kadar kızgın olsa da o mükemmel gülümsemesini benden esirgemedi ablamın yanında ki sandalyeyi çekip oturdum. Nigar ablada o sırada bana servis açıyordu. Ona gülümseyip tabağıma gelişi güzel bir kaç şey doldurdum. "Kızım,bi' ailen olduğunu dolayısıyla bizim seni merak ettiğimizi biliyorsun değil mi?" " Off biliyorum annecim. Yani ?" " Yanisi şu ki gece eve gelmeyeceğini, Kayada kalacağını haber verebilirdin değil mi? " " Bak üstüne çok gelmek istemiyorum ama bu yaptığın düpedüz sorumsuzluk! Bi' kendine çeki düzenmi versen kızım? " " Tamam annecim, özür dilerim. Yanlış yaptım."
Ağzıma bir çeri domates atıp ayağa kalktım. " Hadi size afiyet olsun. " " Nereye?" " Kütüphaneye." Salondan çıkıp üst kata odama çıktım. Çalışma masamdan test kitaplarımı alıp siyah-deri sırt çantama yerleştirdim, siyah-küçük kalemlik ve Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu da çantamda ki yerini alıyor. Yatağımın baş ucunda ki komodinden kulak üstü kulaklığımı aldım ve evden çıktım. Kütüphane evimize yarım saat uzaklıkta olduğu için yürüyerek gitmeye karar veriyorum. Kulaklığımı takıp Spotify dan son dinlediğim şarkıyı açtım. Kemal Doğulu Doğulunun sesi kulaklarıma dolarken yavaş adımlarla kütüphaneye yürüyorum.
Şimdi düşünüyorsunuz, sen kimsin? Ailen kim? Kaç yaşındasın? Hangi şehirde yaşıyorsun? Haklısınız sizlerle kendimi tanıtmadım değil mi? Ben Gazel... Gazel BAYRAKTAR BAYRAKTAR KUYUMCULUĞUN sahibi Zafer Bayraktarın kızıyım. Annemin adıysa Sevda. Birde ablam var Balca, sanırım ailede beni en iyi anlayan o... 17 yaşındayım, İstanbul da yaşıyorum ve sanırım İstanbul da yaşamanın en iyi yanı o mükemmel İstanbul boğazı... Neyse işte böyle...Hukuk okumak istiyorum, kitaplara çok düşkünüm ve tabi müziklere de öyle sonra resim yapmaya bayılırım. Sanırım bu kadar...
Kütüphaneden içeri girdiğimde bir tık fazla kalabalık geliyor ama bugünün pazar olduğu ve bunun normal olduğu aklıma geliyor. Kendime pek fazla kimsenin olmadığı bir yer seçiyorum ve oraya yerleşiyorum. Test kitaplarımı ve kalemliğimi çantamdan çıkarıp daha fazla vakit kaybetmeden soru çözmeye başlıyorum. Boynumun ağrımasıyla kafamı kaldırıp etrafa bakınıyorum.
İlk geldiğimden daha az kişi olduğunu fark ediyorum ve masanın üzerinde duran telefonumu alıp saate bakıyorum. Gözlerimi kırpıştırıp tekrar bakıyorum ve evet doğru görüyorum tam 5 saattir aralıksız ders çalışmışım. Biri ben ders çalışırken beni uyarmalı! Biraz hava almak ve kahve içmek için ayaklanıyorum. Sadece telefonum ve cüzdanımı alıp kütüphaneden ayrılıyorum.
Ayyy içim kıpır kıpır :D
! Arkadaşlar ilk bölümler biraz kısa ama ilerleyen bölümlerde uzun uzun okuyacaksınız! (Merak etmeyinnn)
Hepinizi kocaman kocaman öpüyorum...
💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİĞERPARE
Teen FictionSiz hiç âşık oldunuz mu? Ben oldum. İçim yana yana oldum hemde. Siz hiç başkası için canınızdan vazgeçmek istediniz mi? Ben istedim. Sevdiğim, âşık olduğum adam için onun gözünden düşecek bir damla yaş için bile canımdan vazgeçmek istedim. Aşk buy...